Genç Başkanı zor günler bekliyor

CHP İzmit ilçe gençlik kolları başkanlığı seçimleri hayli heyecanlı geçti. İki adaylı kongreler zaten hep böyledir. CHP’nin İzmit’teki güç odakları oldum...

CHP İzmit ilçe gençlik kolları başkanlığı seçimleri hayli heyecanlı geçti.

İki adaylı kongreler zaten hep böyledir.

CHP’nin İzmit’teki güç odakları oldum olası gençlik kolları seçimlerinde rahat duramazlar.

Mutlaka müdahil olurlar.

Bunda da olan o idi.

Bir tarafta Oğuz Baştürk, diğer tarafta Çağdaş Eralp Demirdir ve her iki adayı destekleyen “ağabeyler”

Aslında günler öncesinde bu yarışı Oğuz Baştürk’ün kazanacağı belliydi.

Çünkü CHP’de neredeyse bütün güç odakları Oğuz Baştürk’ten yana durdu.

Gökhan Ercan’ından Hikmet Erenkaya’ya, Harun Yıldızlı’dan Alparslan Seymen’e, Fatma Kaplan Hürriyet’ten Orhan Dönmez’e, Zeki Karakadılar’dan Emre Andız’a aklınıza gelecek kim varsa Oğuz Baştürk’ün kazanmasını istedi.

Saydığım isimlerin kimileri açıktan bir çalışma içerisine girmese de gönülleri Oğuz Baştürk’ten yana oldu.

Ve pek tabi Oğuz Baştürk seçimi göğüsledi.

Peki, neden beş benzemez bir aday etrafında toplandı?

Çünkü Oğuz Baştürk aynı zamanda İzmit Belediyesi Meclis Üyesi Mehmet Baştürk’ün oğlu…

Mehmet Baştürk’ün meclis üyeliğinde ikinci dönemi.

Yılların esnafı…

İzmit’te sevilen sayılan biri.

Doğal olarak bugüne kadar kurduğu güzel ilişkiler, gönül köprüleri oğul Baştürk’e referans oldu.

Bazıları bunu eleştiriyor.

Diyorlar ki, babası meclis üyesi kendisi gençlik kolu başkanı.

Olur mu hiç?

Evet olur, hem de çok güzel olur.

Bu ülkede inandığı ve savunduğu değerlere sahip çıkmak için mücadele eden ve etmeye devam eden birinin,

Geriden gelen nesline bayrağı teslim etmesi kadar güzel bir şey yok.

Zaten siz önce haklı mücadelenize kendi ailenizi çoluğunuzu çocuğunuzu inandıramadıktan ve onları bu yola katamadıktan sonra siyasetçiyim demeyeceksiniz!

Mehmet Baştürk’ü bu manada eleştirmek değil, tebrik etmek gerek.

Aynı şeyi CHP’nin önde gelen isimlerinden Hüseyin Acurman için de söyledim.

Hüseyin Acurman, oğlu Anıl Acurman’ı partiye kazandırarak bugüne kadar çocuklarını CHP’nin kapısından sokmayan bütün yöneticilere örnek olmuştur.

Oğuz Baştürk artık İzmit’te CHP’li gençlerin yeni başkanı.

CHP İzmit’te iktidar.

Bu hem avantaj hem de dezavantaj.

O süreci yönetmek o kadar kolay iş değil.

Babasının meclis üyesi olması da bazı bağlayıcılıklar içerecek.

Bu yönden baktığımızda sıkıntılı günler geçireceğini söylemek yanlış olmaz.

Ayrıca Belediye Başkanı Hürriyet ile arası açık olan (en azından ben öyle biliyorum) Zeki Karakadılar ve Emre Andız’ın tepkisini çekmeden nasıl siyaset yapacak?

Aynı şekilde başkanla çok da iyi diyaloğu bulunmayan babasından nasıl etkileneceği sorusu var!

Bunların yanında, Başkan Hürriyet’in ekibinin de Oğuz’a desteği var.

Siyaset biraz da ilişki yönetme işi.

Oğuz Baştürk henüz çok genç ve tecrübe sahibi değil.

Umarım büyüklerin bir oraya bir buraya çekiştirmesiyle heba olup gitmez.

Malum, kendisinden herkesin beklentisi üst seviyede…

Yolu açık olsun…

‘Çöpten’ siyasete vakit yok!

İzmit eskiden çöp kokusuyla hatırlanırdı.

Toplanan evsel atıklar ve çöpler Ömer Türkçakal Bulvarındaki Emex Otel ve Outlet Center AVM'nin bulunduğu alana bırakılırdı.

Sahildeki bu çöplük yüzünden İzmit özellikle sıcak yaz aylarında leş gibi kokardı.

Düşünsenize… Sahilin kenarında koca koca çöp dağları vardı.

Kimse o yoldan geçmek dahi istemezdi.

Çöpten sızan sular Körfez sularına karışıyordu.

Aman Allahım…!

Kısacası o zamanlar İzmit denilince akıllara sadece kokan bir şehir geliyordu.

Bazı kentler için bazı isimler şanstır…

Dönemin İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı Sefa Sirmen bütün olumsuz yanlarına rağmen İzmit için bir şanstı.

Öyle veya böyle ne yaptı etti, Kocaeli’yi çöp sorunundan kurtardı.

Tabi o yıllarda şimdiki gibi teknoloji yok!

Fakat dönemin şartları neye uygunsa acilen yapılması gerekiyordu ve bütün tepkileri göze alıp 1996 senesinde Alikahya bölgesine çöp fabrikasını kurdu, iyi ki de kurmuş.

Allah bin kere razı olsun!

İşte o fabrika tam 28 yıldır bizi bugünlere kadar taşıdı.

Ama artık taşıyamıyor, her yıl bir ilçe büyüklüğünde büyüyen Kocaeli nüfusunun da etkisiyle İZAYDAŞ’ta kapasite doldu taştı.

Yine acilen harekete geçme vakti.

Geç bile kalındı.

Bana göre 4 yıl hatta 10 yıl boşuna beklendi.

Belki seçim kaygısı belki başka başka nedenlerden dolayı Kandıra’da belirledikleri bölgeye çöp tesisi kurulamadı.

Ve şimdi 4 yıl önce kalınan noktadan hareketle Kandıra Akçakese Pirceler mahallesine yeni bir tesis kurulması için adım atıldı.

Kısa bir süre sonra bölgenin çevresel değerlendirme toplantıları başlayacak.

Seçilen bölgenin havaya, suya, toprağa, insana, hayvana, yaşama olumsuz etkilerinin olup olmadığı incelenecek.

Bu incelemeler yapılana kadar süreci izlemek gerekiyor.

Öyle sanıyorum ki muhalefet de bunu yapıyor.

Çünkü eşekten düşenin halinden eşekten düşen anlarmış.

Zamanında Sefa Sirmen çöp fabrikası kuracağım dediğinde ne engellerle ne kavgalarla yüz yüze gelmişti.

Ama sonra ne oldu?

Kocaeli kokan bir şehirden Avrupa şehri sıfatına geçiş yaptı.

Ardından Yuvacık Barajı, İzgaz, İnterteks Fuar Alanı, Buz Pateni Sahası gibi büyük projelerle şehir sınıf atladı.

Şimdi yine ihtiyaç halini alan, oldukça elzem olan yeni çöp tesisi için yer tartışmaları yapılıyor ki bu çok doğal bir süreç.

Kandıra’dan alıp İzmit’e gelseniz yine o ses çıkacak.

Alıp Dilovası’na götürseniz, Dilovalılar ayağa kalkacak.

Zaten tam da bu tartışmalar yüzünden en az 10 yıl kaybedilmedi mi?

Bunun sonu yok!

Çünkü çöp denilince insanlara bir şeyler oluyor.

Oysa dünya gelişiyor, teknoloji ilerliyor ama bizim şehrimiz olduğu yerde saymaya devam ediyor.

Burada yapılacak en doğru şey; devlete, devletin temsil kurumu Çevre Bakanlığına güvenmek.

Bunun için de ÇED sürecini beklemek gerek.

Şayet bakanlık Kandıralıların ve onları örgütleyenlerin bahsettikleri gibi olumsuz sonuçlar doğuracağını tespit ederse acilen başka alternatiflere geçilmeli.

Kimse Kandıra’ya bile isteye ihanet etmez, öyle değil mi?

Ama ÇED olumlu sonuçlanırsa herkes bu karara saygı duymalı.

Hiç olmazsa şehrin önemli problemlerinde ortak noktada buluşmak lazım.

Gerçekten itiraz edilecekse bu sırf muhalefet olsun diye yapılmamalı.

Çünkü çöpten siyaset yapılacak zamanı geçeli çok oldu.

Bunu seçim döneminde kullansalar anlarım ama artık önümüzde ne yerel ne genel seçim filan yok!

Dolayısıyla burada samimiyet lazım.

Bize hakikatlerle gelecek milletvekilleri, belediye başkanları, il başkanları, dernekler, odalar lazım.

Misyonerler değil!

Gerçekten o tesis Kandıra’ya zarar mı değil mi?

Şunu iyice bir anlatın da bilelim…

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları