Korkuyorum…

Herkesin bireysel korkuları vardır.

Elbette benim de korkularım var.

Ancak bu makalemde bireysel bir korkudan bahsetmeyeceğim daha doğrusu sadece kendimle ilgili bir korku değil konum.

Gündemim deprem…

Bilim insanları sürekli uyarılar yapıyor.

Önceki gün Çanakkale’de meydana gelen 4.9’luk deprem sonrası yeni açıklamalar da geldi.

Prof. Dr. Naci Görür, Çanakkale depremi sonrası yeni uyarılarda bulundu.

“Şimdilik en yakın deprem Marmara içinde olacak” dedi.

***

Kentlerimizdeki yapıların durumu ortada.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve İnşaat Mühendisleri Odası’nın da içerisinde bulunduğu kurul, Kocaeli’deki yapıların durumunun ön incelemesini yaptı.

Yolun henüz başına bile gelmedik.

Dönüşüm ki eğer başlarsa uzun zaman alacak.

Doğa bize bu kadar zaman tanır mı bilmiyoruz.

Olası bir büyük depremde korkunç bir senaryo karşımızda duruyor.

Açıkçası şehirlerin yeniden yapılandırılması için ne bir gayret ne de bir bütçe var.

Riskli yapıları yıkıp yapmaya başlasak sadece İstanbul’u 50 yılda ufak bir düzene sokabiliriz.

İstanbul’dan diğer illerdeki binalara da sıra falan gelmez.

Maalesef bizim gerçeğimiz, depremlerde yerle bir olmak.

Şehirlerimizi ancak yıkıcı bir depremden sonra yeniden yapılandırırız.

Çünkü bu zamana kadar bilimsel temellerin dışında inşa edilen şehirler oluşturduk.

Geldiğimiz durumun sorumlusu biziz.

***

Kocaeli’de olası bir büyük depremde binlerce binamız yok olur.

Bunu böyle açık açık yazmaktan imtina etmemek lazım:

Üzülüyorum.

İstanbul’un da etkileneceği bir depremde yardım için Kocaeli’ye sıra gelmez.

Korkmamak elde mi?

Ancak yapıların depreme dayanıklı hale getirecek basireti de kimsede göremiyorum.

Naci Hoca dün şu çağrıyı yaptı: “Hükümeti, muhalefeti ve halkı ile yumruk olur elbirliği ile çalışırsan bu mümkün.

Deprem dirençli ülkelerde bizde olan büyüklükte depremler olunca birkaç kişi tesadüfen ölüyor bizde ise on binler ölüyor.

Bu bize yakışmıyor, gelin ülkemizi deprem dirençli yapalım.

Bu mümkün.”

Naci Hoca bilim insanı, umutlu; keşke biz de umut vadeden adımların atıldığını görebilsek.

GÜNE BİR AFORİZMA

“Yaşam kötü,” diyen birine, “Yaşam değil, kötü yaşamak kötü,” dedi.