Kibir Abidelerine “YANDAŞLIK” Dersi!

Uzun uzun anlatacağım, sıkılacak olanlar varsa yazının başında bırakıp çıkabilir. * Birkaç gündür siyasetin ve ulusal medyanın gündeminde Özgür Özel ile Taha...

Uzun uzun anlatacağım, sıkılacak olanlar varsa yazının başında bırakıp çıkabilir.

*

Birkaç gündür siyasetin ve ulusal medyanın gündeminde Özgür Özel ile Taha Hüseyin Karagöz mevzusu var.

Taha Hüseyin Karagöz iktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak Gazetesi Yazarı ve TVNET program yapımcısı.

CHP Genel Başkanı ile bir hukuku var.

Bu hukuka istinaden düğün davetiyesini vermek üzere Özel’in TBMM ‘deki makamına gitmiş.

Ayaküstü sohbet edip fotoğraf çekilmiş ve paylaşılmış.

Zaten ne olduysa o fotoğraftan sonra oldu.

Taha Hüseyin Karagöz adeta linç edildi.

***

Kendini solcu, sosyalist, sosyal demokrat, Kemalist diye tanımlayan ne kadar medya mensubu varsa Taha Hüseyin Karagöz’e hakaretler yağdırdı.

Hele bir tanesi var ki, hakikaten utanç vesilesi.

NOW ana haber sunucusu Selçuk Tepeli’den bahsediyorum.

Özel-Karagöz buluşmasının fotoğrafına istinaden Özgür Özel’e;

“Mesela ben olsam Taha Hüseyin yerine bir SIĞIRLA fotoğrafım olsun isterdim” diyecek kadar şuurunu kaybetmiş.

***

Sözüm ona bunlar her akşam, her Allahın günü Tayyip Erdoğan’ın ülkeyi kutuplaştırdığından,

Havuz medyadan filan şikayet edip, ülkenin birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu noktasında beylik laflar eden gazeteciler!

Eskiden siyasi liderlerin birlikte ekran karşısına çıkmaktan çekinmediklerini,

Cesaretleri varsa AKP’li başkanları, bakanları, cumhurbaşkanını programda ağırlayacaklarını, bunun gazetecilik etiğine yakıştığını, eski Türkiye’yi özlediklerini anlatan gazeteciler…

Ama aynı gazeteciler CHP’yi o kadar kuşatmışlar ki, kendileri dışında hiçbir medya mensubunun ilişki kurmasına, gazetecilik yapmasına tahammül edemiyor.

Misal Selçuk Tepeli, Erdoğan’ı konuk etmek istemez mi?

Hem de deli gibi ister.

Yılmaz Özdil ha keza… Erdoğan ile kallavi bir röportaj patlatmak istemez mi, o da deli gibi bunu ister.

Ruhunda gazetecilik olan, mesleğini iliklerine kadar hisseden her gazeteci bunu ister, ben de çok isterim!

Kimsenin sormadığı, soramadığı soruları sormak için can atar.

***

Taha Hüseyin Karagöz de bunu yaptı.

“Sert Sorular” adlı programında dünya görüşü kendisine zıt olan Özgür Özel dahil 65 kişiyi ağırladı.

Zaman zaman hükümetin icraatlarını eleştiren yazılar yazdı.

Özgür Özel de buna dikkat çekti.

“Trol ve yandaş” yakıştırması yapılan Taha Hüseyin için, “Akit gazetesiyle bir tutulmamalı, Akit bir utanç tablosu. Taha’ya haksızlık ediliyor” dedi.

Bu konu birkaç gündür takibimde.

Çünkü aynı vakanın benzerini biz de Kocaeli’de yaşıyoruz.

***

Kocaeli’de iktidar mensupları bizi ziyaret etmeye görsün veya biz onlar hakkında pozitif haber yapmaya görülsün.

Aman Allahım…!

Ne satılmışlığımız kalıyor ne fondaşlığımız…

Çünkü onlara göre iktidar asla pozitif bir icraatta bulunamaz(!)

Geçmiş birkaç yıl önce bunun faturasını en ağır biçimde ödediğim için hem Sayın Özel’i hem de meslektaşım Taha Bey’i çok ama çok iyi anlıyorum.

Bizim kentimizde Karaosmanoğlu döneminde adı danışman fakat bir danışmandan fazlası olduğu ortaya serilen şahıs yüzünden terörist muamelesi görüyorduk.

O dönem kapanıp yerine yeni başkan gelince Kocaeli basınındaki ötekileştirme rafa kalktı.

Ve biz bunu çok önemsedik, çokta saygı duyduk, hala da duyuyoruz.

O yıllarda eski Bakan Fikri Işık demişti ki;

“Biz (Ak Parti) ne zaman ki basını dizayn ettik, tek tipleştirdik, işte o zaman geri gitmeye başladık. Basın özgür olacak, işini yapacak. Terse gidiş buradan başladı” demişti.

Çok yerinde bir tespit ve özeleştiriydi.

***

Yine aynı şekilde Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın şöyle demişti:

*

“Bizim her görüşten gazeteciye ihtiyacımız var. Bugün bize yakın gazeteleri kendi kitlemiz okuyor ama karşı mahalle buna itibar etmiyor.

Zaten Ak Parti’ye yakın, övecek tabi, diye bakıyor.

Ama benim kendimi doğru ifade etmem için basının her rengine ihtiyaç var. Onlar aracılığıyla sesimi duyurmuş, yanlış algıları yıkmış oluyorum. Basın bunları yazmazsa biz yanlışlarımızı nasıl bileceğiz, soru sormazlarsa nasıl cevap vereceğiz” demişti.

***

Aynı söylemi CHP Genel Başkanı Özgür Özel de yaptı.

Daha öncesinde sol kesimin “Trol ve yandaş” diye linç ettiği Gazeteci Taha Hüseyin Karagöz’ün programına katılan Özel, olaylar karşısında şu değerlendirmeyi yaptı.

*

“CHP ile ilgili negatif algı çalışmaları gibi bin çeşit şey vardı. Bunları düzeltme, doğrusunu ifade etme şansı buldum.

Benim çevremdekiler çok başarılı bir program oldu dedi. Sonra karşı mahallede, programın bizim tezlerimiz açısından çok faydası olduğunu gördük.

Benim programına çıktığım bir gazeteciye, gelmek istediğinde “gelme” deme gibi bir şansım var mı?

Bu insani bir şey. Sonra kıyamet koptu. Şunu söyleyeyim:

Birincisi; Siyasetçi eleştiriye açık olacak. Eleştirilerin hepsi başım gözüm üstüne.

İkincisi; yeni dönemdeyiz, bu dönemin ruhu başka bir şey. Bundan rahatsız olup geçmişteki mahalle kavgalarının yaralarını unutmayan ve haklı da olabilecek bazı arkadaşların tepki göstermesini anlıyorum.

“Gelme kardeşim” dememi beklemiş olabilirler. Ama o ben değilim.

Bana yüzde 99’u Ak Parti’ye oy veren seçmenlerin izlediği programda bir buçuk saat partim ve benim hakkımdaki çoğu asılsız spekülasyonu sormuş, alan açmış, ben de cevap verme, açıklama imkanı bulmuşum. Taha’ya haksızlık edildi”

***

İşte tam da budur!

Sayın Özgür Özel, yıllardır AKP’nin medya konusunda yaptığı yanlışların intikamını gütmüyor.

Her şeyi göze alarak karşı mahalleden gelen davetleri geri çevirmiyor.

Tabi, Akit gibi Atatürk düşmanlarını da bu çizginin dışında tutuyor.

Bizim ilimizde de bunu cesaretle yapan Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükakın var.

Ve ben de bunu cesaretle söylüyorum!

Zaman zaman sol medyayla iletişiminden rahatsız olanlara rağmen,

Basını tek tipleştirmeden diyaloğu ön planda tutuyor.

Bundan rahatsız olan bazı gazeteciler de Büyükakın’ı karşı mahalleye daha çok itibar etmekle itham edip, sözüm ona algı yönetmeye, partisinin önüne atmayı hedefliyor.

Tabi o arada kendilerinin dünya görüşüne ters olan siyasetçilere örtük olarak yardım ettiklerini bilmediğimizi, çok iyi gizlendiklerini zannediyorlar.

Sorsanız onlar gazetecilik yapıyor biz ise karşı mahallenin kavalcıları oluyoruz.

Ama akıllı siyasetçiler bunları yemiyor.

Toplum da yemiyor, bu zırvaları satın almıyor.

Kimin hangi amaca hangi gruba hizmet(!) ettiğini gayet iyi biliyor.

Dijital dünyada her şey ortada…

Gerek okunma oranları gerekse toplumdaki itibarları ortada.

Bizim buranın Selçuk Tepeli’si, Yılmaz Özdil’i yok sanmayın, var yani…

***

Sadece onlar mı?

Yapamadığı muhalefeti bizden bekleyen, kendine tetikçi arayan CHP’li siyasetçiler de var.

Onların yerine tetik çekmediğimiz için, onlara CANDAŞLIK etmediğimiz için habire itibarımıza ateş edenlerle savaşımız vardı.

Vardı diyorum çünkü o savaş benim için çoktan bitti.

Artık sadece gerçekler var.

Kimin hoşuna gider kimin zoruna gider bakmaksızın yolumuza devam ediyoruz.

Bize laf söz edenlerin aynı nakaratta ısrar edenlerin sesini duymuyoruz.

***

Hakkında olumsuz haber çıkan CHP’lilerin yandaş medya yaftası vurduğu…

Yine hakkında olumsuz haber çıktığında AKP’lilerin candaş medya dediği, iki zıt kutbun dengesini gütmeyeceğiz!

Ağzı olan konuşsun, biz sadece Gazetecilik yapmaya devam edeceğiz.

***

Taha Hüseyin Karagöz de sadece Gazetecilik yaptı.

Keşke ben de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile söyleşi yapabilsem.

Ama biliyorum ki ben o röportajı yaptığımda buradakiler röportajın içeriği, sorulamayan soruların sorulmuş olmasıyla değil de;

Kimlerin aracı olduğu Erdoğan’a nasıl ulaştığımla ilgilenirler.

O yüzden Taha Hüseyin Karagöz yaşadığı kötü olayın etkisinden çıkarak, uzun vadede kazananın kendisi olduğunun farkına varsa iyi olur.

***

Bunlar hep çekememezlikten, bir türlü bekledikleri itibarı görememekten kaynaklanıyor.

Ama itibar dediğiniz şey öyle akşamdan sabaha pat diye olmuyor.

Özgür Özel’i hem cesaretinden hem de sadece işini yapan meslektaşımız Taha Hüseyin Karagöz’e sahip çıkışından dolayı tebrik ediyorum.

İlk başlarda tek bir umut kırıntısı vermeyen Özel, seçimlerden sonra bambaşka bir lider havasına büründü.

İnşallah bir gün bize de kapılarını açar da biz de onun yüce gönlünden nasiplenip aklımıza geleni sorarız.

Helal olsun, yolun açık olsun Özgür Başkan!

Gazetecilere işine gelince “Candaş” diyen,

İşine gelmediğinde ise “Yandaş” damgası vuran kibir abidelerine ömürlük bir ders verdiniz.

Bunların arasında tetikçilik yapan kalemşörlere de prim vermediniz.

Ne diyeyim…

Özgür Özeller çoğalsın…

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları