Kamera arkası taklacıları!

Bazı hataların geri dönüşü olmuyor maalesef!

Keşkeler kurtarmıyor!

İbrahim Efe’nin durumu da öyle!

Haklı sayılabilecekken haksız duruma düşürdü kendini!

Futbolda görmeye alışık olduğumuz, ufak bir temasta kendini yerlere atan futbolculara benzer bir tavır sergiledi!

Kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir hareket ortaya koydu!

Ve sonrasında başta İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet olmak üzere tüm Türkiye’nin ağzına sakız oldu!

Videoyu ilk izlediğimde, Efe’nin başına gelecekleri öngörmüştüm.

Öfke patlaması da dese sinir krizi de dese kurtuluşu yoktu!

Ne partisi ne de dostları savunamayacaktı kendisini!

Savunmaya yeltenemeyecekti!

Kısa bir süre önce babasının cenazesinde cami avlusuna sığmayan kalabalık, şahsını aklamaya çalışamayacaktı!

Çünkü o da savunamayacaktı kendisini!

Ortaya çıkan görüntüleri izlediğinde, “Bunları ben mi yaptım?” deyip, başını taşlara vuracaktı!

İş işten geçmişti artık, keşkelerin fayda sağlamayacağı bir durumdaydı!

Kendisini muhtarlık yıllarından önce tanırım, çevresinde sevilen bir isim. Şu an bile yanında duran, ona moral veren çok insan var. Bu sevgi durduk yerde oluşmadı, buna şahidim.

Lakin İbrahim Efe’nin hatasını savunamam, onun yaptığı hareketleri normalleştiremem, yaptıklarını sinir krizine, öfke patlamasına bağlayamam!

Siyaseten eline geçen fırsatı değerlendirmek isterken amatörlüğünün kurbanı olduğunun farkındayım ama olan oldu artık!

Lakin yeter!

Hatasını bir şekilde kabullendi, özrünü diledi hem partisinden hem de meclis üyeliğinden istifa etti!

Daha ne yapmasını bekliyorsunuz?

Bitti işte, onca yıllık siyasi emeği yok oldu gitti!

Başka neyi kaybetmesini istiyorsunuz?

Ne yaparsa içiniz soğuyacak?

Ne yaparsa onun bir baba olduğunu hatırlayacaksınız?

Ne yaparsa ona kadın katillerine, sapıklara, yolsuzluk yapanlara dahi göstermediğiniz tavrı göstermekten vazgeçeceksiniz?

İbrahim Efe, artık sizin kulvarınızda değil!

İbrahim Efe, artık siyasetin içinde değil!

Partisi kendisini savunmamış, disipline vermiş!

Yani yaptıklarını doğru bulan yok, savunan yok!

Keza kendisi hatasını kabullenmiş!

Vuracağınız kadar vurdunuz, konuşacağınız kadar konuştunuz!

Bundan sonrası yok etmeye girer!

Bundan sonrası ailesine, çocuklarına buğuza girer!

Güldünüz, eğlendiniz bitti!

Konuyu kapatmanın vakti geldi!

***

Gelelim İbrahim Efe’yi taklacı diye yerden yere vuran her partiden siyasetçilere!

Gelelim hayatı boyunca hiç taklacı görmemiş gibi davrananlara!

Gelelim siyasetin, toplumun kamera önü ahlaklılarına(!)

İbrahim Efe’nin kamera önündeki yuvarlanışını taklacı diye tabir ederken gerçekten kamera arkasında takla atanları görmediniz mi siyasette ve toplumda?

Mesela güce tapan, makama tapanların, türlü haksızlıklara susup, çıkarları gereği attığı taklaların varlığından habersiz misiniz?

Düne kadar etmedikleri laf bırakmadıkları makam sahiplerine, bugün çıkarları kesişince övgüler düzenlerin taklaları daha mı masumane sizce?

Ya da futbolda tuttuğunuz takımın oyuncusu en ufak temasla kendini yerden yere atarken fanatiklikle onu bile savunmadınız mı hiç?

Siyasette partiniz ya da partilileriniz hata yaptığında, yanlış yaptığında, bu hataları aklama, doğru görme çabanız hiç olmadı mı?

Demem o ki çok mu doğrusunuz ya da doğruydunuz?

Siyasetin en ahlaksız hareketi İbrahim Efe’ye mi ait?

Eğer öyleyse çok iyi, sevinin, siyaset de toplum da temizlendi(!)