Kapalı kapılar ardında CHP…

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel geçtiğimiz hafta çok önemli bir çalıştay gerçekleştirdi. “İktidar yolunda CHP Belediyeciliği” adı verilen ve...

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel geçtiğimiz hafta çok önemli bir çalıştay gerçekleştirdi.

“İktidar yolunda CHP Belediyeciliği” adı verilen ve iki gün süren yerel yönetim çalıştayının basına kapalı kısımları ortaya çıkmaya başladı.

CHP Genel Başkanı o çalıştayda müthiş bir konuşma yaptı. O konuşmalar zaten basına yansıdı.

Özetle, CHP’nin başarısını sadece ekonomiye ve ülkenin siyasi konjonktürüne bağlamanın yanlış olduğunu,

Halkın CHP’ye görev verdiğini, kredi açtığını, o kredinin tüketim değil, yatırım kredisi olduğunu, buna göre hareket etmek gerektiğini ifade etti.

Evet, CHP önümüzdeki ilk genel seçimlerde iktidarı hedefliyor.

CHP’liler ilk kez iktidar olacaklarına bu kadar inanıyorlar.

Bu inanç öyle tek başına olmuyor, bugüne kadar olmadı da…

En başta partinin başında bulunan liderin, en aşağıdan en yukarıya bütün örgütleri buna inandırması gerekiyor.

31 Mart seçimlerinde elde edilen sonuçlarla o inanç aşılandı.

Ve şimdi iktidara inanan bir CHP’nin hücresel çalışmalarına değinelim.

***

CHP çok radikal bir karar almış!

Tez elden Genel Merkez bünyesinde yeni bir araştırma şirketi kurulacak.

CHP’li bütün başkanlar, adaylar, artık kim varsa hepsi bu yapı üzerinden anket yapacaklar.

Diğer şirketlerin anketleri ciddiye alınmayacak, referans kabul edilmeyecek.

Hiç kimse kafasına göre bireysel kamuoyu araştırması yapamayacak.

*

Özgür Özel bunu haklı bir sebebe bağlıyor.

Diyor ki;

“Ortalama 300 ilçe belediyemiz var. Bunlar önüme anket getiriyorlar.

Hepsi de Türkiye’de en başarılı ilçe belediye başkanlarında ilk 10’da olduğunu iddia ediyor”

*

Ne yalan söyleyeyim, çok doğru bir tespit!

Bu dönem anket şirketleri şişirdikleri egolar sayesinde iyi para kazandılar.

Bakalım CHP’nin bu hamlesinden sonra ne yapacaklar!

Aynı kararı Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Erdoğan’ın da aldığı basına yansıdı.

Ki, kısmen bunu yapıyorlardı.

Denildi ki; “ Çalışma yaptırılan anket firmalarıyla yollar ayrılacak. Parti içinde özel birimlerle bu iş yapılacak”

Gördüğünüz gibi hem iktidarın hem de muhalefetin anket firmalarına blokajı var!

Sanırım son yerel seçim sürecinde anket firmaları manipülasyona açık sonuçlarla partileri yanıttı.

Bundan bu anlaşılıyor.

Gerisi anket şirketlerini sorunu, diyerek CHP’nin kapalı toplantısından devam edelim.

***

CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakikaten beni şaşırtan kararlara imza atmaya başladı.

Kamuoyu araştırma şirketlerine kapıları kapatıp,

CHP’yi kurumsal hale getirme cabalarına başka alanları da eklemiş.

İktidar hesapları yapan CHP, iktidara giden yolda “yetişmiş CHP kadroları” kurulmasını emretmiş.

Nasıl olacak o iş, derseniz, şöyle…

Belediyeye ait şirket yöneticileri, iştirakler, özel kalem atamaları, daire başkanlıkları gibi birimlerin atamalarının genel merkezin onayı ile yapılacağını söylemiş.

Hatta Özgür Bey, Denizli’de üst yönetici atamasını yapan belediye başkanının atadığı kişileri görevden aldırmış, sonra aynı kişileri kendi onayıyla geri atatmış.

Belediyelerde belediye başkan yardımcılarının ataması ise başkana bırakılmış ancak kimlere yardımcılık verileceğinin bilgisinin genel merkeze bildirilmesi şartı konulmuş.

***

CHP Lideri Özel, belediye başkanlarına çok ciddi ültimatomlar da vermiş.

Eskişehir eski belediye başkanı Yılmaz Büyükerşen’in başında olduğu birimle ortak hareket etmeleri istenmiş.

Yani belediyelerin yapacağı çalışmalarda ortaklaşma modeli hakkında talimatlar verilmiş.

Büyükerşen önderliğinde, CHP’nin sosyal belediyeciliği, halkçı belediyeciliği, bütün Türkiye’ye yayacağı,

Eşgüdüm yapacağı, eğitim vereceği, denetim yapacağı bir sistem kurulmuş.

Mesela İBB Kent Lokantası mı yaptı, aynı projeyi diğer belediyeler de uygulayacak.

Kimse kafasına göre takılmayacak.

“CHP sosyal belediyeciliği” modeli uygulanacak.

***

Neden böyle yapılıyor, ne amaçlanıyor peki?

Şöyle izah ediliyor:

Mesela Ekrem İmamoğlu Kent lokantası yapıyor, tüm Türkiye’ye reklam oluyor ve takdiri CHP değil, İmamoğlu’nun şahsı alıyor.

Bunun için de rakamlara bakıyorlar.

Kaba taslak bir hesapla İmamoğlu İstanbul’da yüzde 50 oy alırken CHP, yüzde 30 civarında kalıyor.

Kısacası CHP’nin kurumsallaşması adına, halkta güven duygusunun pekişmesi adına, partinin oyunun artması adına böyle bir yol izleniyor.

Öyle ki CHP o toplantıyı bir otelde veya başka bir mekanda değil de CHP Genel Merkezinde yapmasının sebebini de bu gerçeklikle açıklıyor.

Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi hakikaten de artık iktidara inanmış.

Ve CHP’yi iktidar yapacak kadrolar başta yerel yönetim kadroları olarak görülüyor.

***

Elbette belediye başkanları Cumhuriyet Halk Partisi rozetiyle çalışmayacak ama CHP’li olduğunu da insanlara unutturmayacak.

O başarılarının ardında CHP çatısı altında uygulanan bir Türkiye Modeli olduğu olgusunu canlı tutacak.

Yaptıkları her proje Cumhuriyet Halk Partisi’nin icraatı olacak.

Vatandaşlara bu durum iyice empoze edilecek yani CHP’li başkanların projeleri MİLLİLEŞECEK.

Sadece İmamoğlu öne çıkmayacak, Mansur Yavaş parlamayacak. Özlem Çerçioğlu ismi zihinlerde kalmayacak!

İlimizde de Hürriyet, Gökçe, Çalık parlarken, CHP kimliği isimlerin önünde tutulacak.

***

Aslında geç de olsa doğru yolu buluyorlar.

Bir kere kazanmak için rakibini iyi tanımak gerek.

Rakip kim? AKP…

AKP bugüne kadar hep kurumsal takıldı.

Kimse kafasına göre anket yaptıramadı, yaptırsa da dikkate alan olmadı.

Ama CHP’de öyle mi?

Sayın Özgür Özel’in de dediği gibi; anketlerde adayların, başkanların maşallah hepsi birinciydi.

Dolayısıyla çok yerinde bir karar.

***

Bir de söz birliği ve slogan konusu var.

CHP yerel seçim tarihinde ilk defa tek ağız olmayı başardı.

“İşimiz Gücümüz Türkiye” mottosuyla bir kampanya süreci yönetildi k, CHP bu mottoyu bulana kadar görüş almadığı kesim kalmadı.

AKP bunu zaten hep yapıyordu.

Bu dönem “Gerçek Belediyecilik” sloganını kullanan iktidar partisi yine kurumsallıktan taviz vermedi.

Bunlar küçük gibi görülen büyük detaylar aslında.

Ve CHP Özgür Özel liderliğinde o detayları yakalamış.

Beş yıl sonra iktidar olsak yetişmiş kadromuz yok, diyen CHP’lilerin sesi Ankara’ya ulaşmış.

Ne diyelim, geç olsun güç olmasın.

Eskiden Kılıçdaroğlu partinin başına geldiğinde “Y-CHP” Yani yeni CHP diye bir şey vardı, oradan bugüne gelindi.

Şimdi ise adayları yapay zekaya sormayı akıl eden yeni nesil CHP diye bir şey var.

Biz de merakla yeni nesil CHP’yi izlemeye devam ediyoruz…

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları