BÜYÜKAKIN ÇÖZÜME ODAKLANMIŞ
Pazar günü Kocaeli Kongre Merkezi’nde Tahir Büyükakın’ın gelecek 5 yılı kapsayan proje lansman toplantısı vardı. Davet üzerine biz de gazetedeki çalışma...
Pazar günü Kocaeli Kongre Merkezi’nde Tahir Büyükakın’ın gelecek 5 yılı kapsayan proje lansman toplantısı vardı.
Davet üzerine biz de gazetedeki çalışma arkadaşlarımla kongre merkezinin yolunu tuttuk.
Acaba bugün bu salondan çıktıktan sonra en çok hangi uçuk projeyi konuşacağız, hangisini daha çok tartışacağız sorusu kafamda idi.
Çünkü bu genellikle böyle olur.
Siyasetçiler seçim kampanyalarına başlarken kimi zaman gerçek hayatla bağlarını tamamen koparırlar.
Bize öyle vaatlerle gelirler ki; uygulamak için ne bütçesi yeter ne görev süresi yeter ne de yetkisi yeter.
Zaten çoğu oradan buradan alıntılanmış, fizibilitesi olmayan taklit projelerdir.
Ama olsun, yeterki seçim kazanılsın, sonra nasıl olsa bir bahanesi bulunur yapılmayan projelerin…
Maksat sonuç almaktır. O an algıyı yönetmektir.
Kaybederse de kaybeden; sözde güzelim projeleri elinin tersiyle iten(!) halk olacaktır!
Fakat Başkan Büyükakın’ın 5 yılı içine alan proje tanıtım toplantısı bu verdiğim örnekten çok uzaktaydı.
Kocaelili vatandaşlar pazar günü gelecek 5 yıl içinde hangi ilçeye hangi uçuk kaçık projelerin yapılacağını değil,
Kentin kronikleşmiş sorunlarına nasıl çözüm bulunduğunu dinledi.
***
O sorunların en başında her yıl hızla artan nüfusa orantılı olarak büyüyen trafik sıkıntısı vardı.
Büyükakın artık iyice sıkışan, mevcut yolların yetmediği için kangren haline gelen ulaşıma ayrı bir paragraf açtı, uzun uzadıya nereye ne şekilde çözüm bulduklarını görselleriyle anlattı.
Kavşaklar, yan bağlantı yolları, iki katına çıkarılarak genişletilecek olan yollar, köprüler, metro, yeni tramvay hatları, kapasitesi artırılan tramvay, hepsini etraflıca anlattı.
***
Yine bütüncül bir yaklaşımla, sonu ulaşıma çıkan, ileride trafik yükü oluşturması kaçınılmaz olan Tırlarla ilgili önlem almayı gerektiren Lojistik Köy projesinden söz etti.
Lojistik Köy için Dilovası düşünülmüş.
İçerisinde serbest bölge, teknoloji geliştirme alanları, depo, antrepo ve tır parkları var.
Lojistik kolunun içerisindeki en önemli nokta limanları demiryolu hatlarıyla yüksek hızlı trene bağlama kısmıydı.
Büyükakın’ın lojistik üzerine anlattığı her şey aslında şehrin ulaşımını rahatlatmaya yönelikti.
Kocaeli’nde artık trafiğe çıkmaya erinen biri olarak umut verici buldum.
***
Bir de belediyeden ihtiyaç sahiplerine verilecek olan sosyal destekler konusu var.
Eskiden bir söz vardı; “Sana belediye baksın” diye…
Büyükakın öyle desteklerden söz etti ki, adeta yoksula belediye bakacak!
-60 yaş üstü ihtiyaç sahiplerine aylık 5 bin lira
-İhtiyaç sahibi üniversite öğrencilerine aylık 2 bin lira
-İhtiyaç sahibi ilk ve ortaöğretim öğrencilerine aylık bin lira
-Çalışabilecek kimsesi olmayan ailelere nakit desteği
-Gıda, giyim, elektrik, su, doğalgaz desteği…
Fakir fukara adına sevindim, ülkem adına üzüldüm…
***
Sosyal destek elbette olmalı.
Ama ben daha çok, bu ülkede neden eğitimin bu kadar pahalı ve ulaşılmaz olduğunu sorguluyorum.
Neden asgari ücretin, emeklinin açlık sınırının altında kaldığını sorguluyorum.
Neden temel ihtiyaç giderlerinin bu denli yüksek olduğunu sorguluyorum.
Yoksa tabiki yerel yönetimler vatandaşını koruyup kollayacak.
Fakat yapılan her yardım, muhtaçlığın arttığının göstergesidir, refah seviyesinin değil!
Ve partisine bakmaksızın bütün belediyelerin en fazla övündüğü şey, sosyal yardım konusudur.
Bunu da ‘proje’ diye kitapçıklarına koyuyorlar…
***
Büyükakın’ın en sona bıraktığı konu vardı ki hepimizi çok yakından ilgilendiriyor.
Kenti depreme hazırlamak…
Büyükakın bu konuda epeydir çalışma yapıyordu.
İlgili meslek odalarını içine alan ortak bir akılla kenti depreme hazır hale getirmek için Kocaeli’ndeki bütün binalar taranıyor.
Bir binanın sağlam olup olmamasından çok, ada bazlı tespitlerle o alanın riskli alan olup olmadığı tespit ediliyor.
Elde edilen sonuçlara göre kentsel yenilenmeye gidileceğini ama bunun hiçte kolay olmadığını örnekleriyle anlattı.
İnsan dinleyince bunun hiçbir zaman mümkün olmayacağı hissine kapılıyor.
Çünkü bu öyle “Ben yaptım oldu” mantığıyla çözülecek iş değil!
Bir tarafta devletin kurumları, bir tarafta yerel yönetimlerin olması kadar vatandaşların da iş birliği içerisinde olması lazım.
Ama çok zor…
Bütün zorluklara rağmen bir yerden başlanıp olumlu bir örnek teşkil ederse imkansızı başarmış kadar olacağız.
Yoksa şehri depreme hazır hale getirmek demek;
Bir sürü noktaya toplanma alanı hazırlamak değildir.
Bunu yapamayan da o koltukta oturmasın zaten!
***
Uzun vadeli bir projeksiyonla, depreme hazır hale gelmek,
Büyükakın’ın ortaya koyduğu projenin hayata geçmesiyle mümkün olabilir.
Bunun için bu kent bunu dert edinmeli.
İşe siyasi bakmamalı.
Nasıl ki deprem olduğunda herkes aynılaşıyorsa;
Deprem olmadan evvel tedbirler konusunda da ortaklaşmasını bilmeliyiz.
Büyükakın bunun için en az 10 yıla ihtiyaç var derken bunu işaret etti aslında.
Yoksa beş yıl içinde “şu kadar konut yapacağım” diyerek göz boyamak kadar kolayı yok!
***
Büyükakın sunumunda bir aday gibi değil,
Beş yıl daha Kocaeli’yi yönetmesi neredeyse kesin olan birinin, şehrin problemlerine dair çözümlerini anlatan başkan gibiydi.
Rakiplerine tek kelam etmeyişi, sataşmayışı bunun en bariz göstergesiydi.
Bir başka detay…
Büyükakın’ın toplantısında artık herkesin bildiği bir gerçek göze çarpıyordu.
O da cumhur ittifakının gittikçe etle tırnak gibi olmasıydı.
MHP ve BBP’liler Tahir Büyükakın’ı en az Şahin Talus kadar sahiplenmişler.
Bu oldukça göze çarpan bir şeydi.
Toplantıda dikkatimi çeken bir detay daha oldu.
Salonun balkon kısmında kendi deyimleriyle “Ak Gençler” oldukça kalabalık yer tutuyordu.
Büyükakın sahneye çıktığında alkışlar, ıslıklar, “büyük başkan” sloganları gırla gitti.
Fakat sunum esnasında bir ara arkamı dönüp baktığımda gençlerin yerinde yeller esiyordu.
Onların da misyonu oydu herhalde…!
***
Özetlemek gerekirse;
Ayakları yere basan projeler dinledim.
Her biri şehrin daha yaşanır hale gelmesine, sosyal ve kültürel anlamda da gelişmesine katkı sunacak projelerdi.
Takibini yapmak çokta zor olmayacak!