HÜRRİYET DİKKATLİ GİDİYOR…

Dün İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet basın turu kapsamında ziyaretimize geldi. Fatma Hanım’ın ve yönettiği kurumun yanlışlarını, eksiklerini en...

Dün İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet basın turu kapsamında ziyaretimize geldi.

Fatma Hanım’ın ve yönettiği kurumun yanlışlarını, eksiklerini en açık şekilde yazan gazeteyiz.

Geçen beş yıllık dönemde Fatma Başkanın canını çok sıktığımız da oldu, direkt karşımıza aldığımız da oldu.

Yapacak bir şey yok!

Kendisiyle eskiye dayanan arkadaşlığımız var, bu doğru ama sonuçta herkes işini yapıyor.

Ben karşımdaki kişinin rütbesine ve işine son derece saygı duyarım.

Haliyle aynı saygının benim mesleğime de duyulmasını beklerim.

Bu anlamda inişli çıkışlı dönemler yaşandı, hala da yaşanıyor.

Ancak sonuç olarak o bu kentin en önemli ilçesinin, benim hayatımın geçtiği İzmit’in belediye başkanı.

İletişim kurmak istediğinde kurarım, bu herkes için geçerli.

Bunu samimiyetten mi yapıyor, seçim yatırımı olarak mı görüyor, orasıyla ilgilenmem.

***

Malum, seçim dönemlerinde bütün siyasetçiler gazetecileri bir başka seviyor(!)

Bu nedenle oraya takılmıyorum

Zaten biz kendisiyle bu konuları bir iki ay önce oturup konuştuk.

Kimsenin kimseye kompliman yapmadığı, duygu ve düşüncelerin apaçık konuşulduğu, öz eleştirinin hakim olduğu bir görüşme idi.

Normalde iki kişi arasında yapılan görüşmeyi buraya taşımam fakat bizim görüşmemiz sanki çok olağanüstü bir şeymiş gibi şehirde kulaktan kulağa konuşulunca bahsetmekte sakınca görmedim.

Fatma Hanım da böyle düşünüyor. Gizleyecek saklayacak en ufak bir şeyimiz yok!

Birbirimizden herhangi bir menfaatimiz hiç yok!

Özetle ben mesleğime saygı duyulmasını istedim, o da bazı şeylerin görüldüğü gibi olmadığını bilmemi…

Bunun yanı sıra CHP’li tek belediye olmanın verdiği zorlukları, ne yapacağını nasıl davranacağını şaşırdığını, ilk başlarda epey bocaladığını, her şeye rağmen İzmit’i kaybetmemek gerektiğini anlattı.

Hak verdiğim tarafları da oldu, itiraz ettiklerim de…

Hepsini uzun uzadıya konuştuk, iyiki de konuştuk, o günden sonra da görüşmedik.

***

Dün, nezaket gösterdi, elinde davetiyeyle birlikte gazetemize geldi.

Yanında basın danışmanı Cem Şakoğlu, KYÖD Başkanı Uğur Saral, eski ilçe başkanı Mehmet Ümit Küçükkaya ve meslektaşımız Sercan Al vardı.

Ziyaret sebebi ise 11 Şubat’ta yapılacak olan “Leyla Hanım” filminin galasına davette bulunmaktı.

İzmit’in seçilmiş ilk kadın belediye başkanı Leyla Atakan’ın hayatını konu alan film, bir sürü spekülasyonun ardından nihayet gösterime girecek.

Herkes gibi ben de filmi merak ettiğimden galaya katılmayı düşünüyorum.

Umarım İzmit’e güzel bir eser kazandırılır.

***

Başkan Hürriyet’i bulmuşken meclis üyelerini belirlerken nasıl bir yol izleyeceklerini sordum.

O konuda inisiyatifi tamamen ilçe başkanına yani örgüte bıraktığını söyledi.

“İlçe başkanımızla diyaloğumuz iyi, o kısmı örgüt halledecek” dedi.

Ama bir noktanın altını çizdi.

***

Hürriyet, bu dönem mutlaka meclis çoğunluğunu ele almak zorunda olduklarını;

Üstelik sokaktaki vatandaşın da buna kayıtsız kalmayacağını, çoğunluk olmadığında meclisin kitlendiğinin vatandaşların bile farkına vardıklarından bahsetti.

Hürriyet konuya şöyle açıklık getirdi:

“Bu dönem meclisi mutlaka almak zorundayız. Sahada vatandaş da bunun farkında ve pozitif bir şey olarak söylüyor. ‘Başkanım bu dönem meclis çoğunluğu hakkınızdır. Meclise rağmen bu kadar şey yaptınız, meclis çoğunluğuyla birlikte bu dönem çok başka olacak’ diyen insanlar var.

Sokakta hiç tanımadığım yüzler denk geliyor.

Ben çok sık sahada olduğum için görüyorum, bunu pozitif bir şey olarak anlatmışız demek ki. Yaptığımız işleri iyi anlatmışız, meclis çoğunluğu olsaydı daha fazla şey yapılabilir düşüncesi var.

Kentin 20 yıllık bütün sorunlarını çözmek ilçe belediyesiyle tabii ki mümkün değil.

Ama insanlarda şöyle bir algı oluşmuş, ki buna seviniyorum ben.

20 yıllık bu kadar güç, 13-0, hükümet desteği her şey var.

Ekonomik kriz yok, pandemi yok, inşaat sektörü akıyor. Ona rağmen baktığında yürüyüş yolunun taşı bile değişmedi, Fethiye Caddesi aynı.

Hepsi bizim dönemimizde değişti.

Hepsi bu kadar sıkıntılara rağmen yapıldı. Bu kadar güce rağmen yapılmayan işi, yaptırabiliyorsak kıymetli görüyorum ben”

***

Evet, Başkan Hürriyet’i daha sakin daha ayakları yere basan vaziyette gördüm.

Hata yapmadan yürümeye çalışıyor.

İzmit’i kazanmak için arasının bozuk olduğu herkesle temas kurmaktan çekinmiyor.

Gönül almaya çabalıyor.

Onun bu çabaları karşılık bulur mu bulmaz mı, bilemem.

Fakat benim gördüğüm kadarıyla Fatma Hanım’a, ön seçimle beraber bir özgüven gelmiş.

Normalde de özgüveni yüksektir fakat örgüt konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim.

Ön seçimin ardından o sorun da aşılmış.

İzmit ile başkanı Gökhan Ercan’la ahenk içinde süreci yönetmeye çalışıyor.

Öte yandan eski ilçe başkanı Mehmet Ümit Küçükkaya’dan da fikir desteği alıyor.

Eski il başkanlarını, ilçe başkanlarını, belediye başkanlarını toplayıp onların önerilerini alıyor, yarışa dahil ediyor.

Bunlar siyaseten güzel şeyler.

Şayet meclis üyelerini seçerken büyük bir kaos, ayrışma falan çıkmazsa;

Hürriyet yarışa avantajlı girecek…

-------------------

BİZ FABRİKA MIYIZ?

Karadeniz’de gaz, Gabar’da petrol bulduk dediler.

Artan akaryakıt fiyatlarını seçim sürecinde biraz olsun aşağı çekip, doğalgazı ise hanelere (kara kış bastırmadan) 1 buçuk ay bedava verdiler.

Ve 2023 seçimlerinde, ekonomik krize rağmen vatandaşı gazlayarak(!) seçimi lehlerine sonuçlandırmayı bildiler.

Fakat seçim bittikten sonra ne akaryakıt yerinde durdu ne de doğalgaz…

ÖTV zamlarıyla her ikisinin de fiyatı bir güzel arttı!

Evet, hanelere verilen doğalgazın bir kısmı hala devlet tarafından karşılanmakta lakin bu bile vatandaşa yüksek faturalar gelmesini önlemiyor!

Artan kiralara, aidatlara ek, bir de doğalgaz, elektrik, su faturalarıyla boğuşuyor vatandaş…

Bir de bizim gibi kuruluşlar var…

Bizlerde tarife başka…

Hanelerdeki gibi doğalgazın bir kısmı devlet tarafından karşılanmadığı gibi;

Talep edilen fiyat da işletme olduğumuz için değişiyor.

Buna diyecek yok.

Bir işletme ile bir hanenin tüketim bedeli elbette ki aynı olmaz.

Ama, aradaki uçurum da bu kadar olmaz be arkadaş…

Bugün doğalgaz faturasını elime aldığımda resmen soyulduğumu hissettim.

Geçtiğimiz kış aylarında 2-3 bin lira civarında gelen, buna rağmen serzenişte bulunduğum doğalgaz parası,

Ocak ayını kapsayan faturada 7 bin 980 liraya çıkmış!

Bir önceki faturalara şükrettirecek türden…

Evet, 200 metrekarelik dubleks gazete binamıza gelen fatura bu.

Üstelik çok yüksek miktarda ısıyı yükseltmediğimiz halde…

Burası şantiye değil, altı üstü 200 metrekarelik bir daire…

Düz hesap 8 bin lira…

Asgari ücretin neredeyse yarısı!

Neredeyse kira parası!

Yazık günah…

İnsanın gerçekten içi acıyor.

Bizler ve bizim gibi küçük işletmeler, para basmıyoruz ama istihdam sağlıyoruz…

Kimseyi mağdur etmeden varlık sürdürmeye çabalıyoruz.

Biz fabrika mıyız ki?

Bizlere fabrika muamelesi yapan bu sistemin gözden geçirilmesi gerek.

Bizlerin de hanelere uygulanan tarifeden yararlanması gerek…

200 metrekareye 8 bin lira fatura çıkaran bu adaletsizlik küçük işletmelere reva mı?

Hadi asgari ücreti anladık.

Kendine güvenmeyen eleman çalıştırmasın mantığındasınız.

Ama hiç olmazsa bizim gibi KOBİ’lere uyguladığınız “işletme” tarifesinden vazgeçseniz olmaz mı?

Gelen vuruyor giden vuruyor.

Bu işin sonu “Yok” olmaya doğru gidiyor…

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları