Doğru, yine yanlışlara kurban gitti!

Geliyoruz ve gidiyoruz… Geleceğimiz saat de belli, gideceğimiz saatte… Zengin için de geçerli bu, fakir için de… İşte bu geliş ve gidiş arasındaki...

Geliyoruz ve gidiyoruz…

Geleceğimiz saat de belli, gideceğimiz saatte…

Zengin için de geçerli bu, fakir için de…

İşte bu geliş ve gidiş arasındaki yolculuğumuzun adı “Hayat”…

Kimi için uzun bir yolculuk bu, kimi için ise kısa…

Ama sonuç olarak bu yolculuk bir gün muhakkak bitiyor…

Tam da burada sınava tabiyiz işte…

Evet, hayat bizim için bir sınav…

Allah’ın bizleri tabii tuttuğu bu “Hayat” sınavında doğruların yeri ayrı, yanlışların yeri ayrıdır…

Yanlışlar, doğruları yok etmez…

Lakin bizim sınav sistemimizde doğrular, hiçbir zaman yanlışları yok etmiyor…

Bizim sınav sistemimizde yanlışlar yok ediyor doğruları…

Bu sınav sistemi, maalesef ki hayatımıza da nüfus etmiş…

Doğruları harcıyor yanlışlar…

Hep yanlışlara kurban gidiyor doğrular…

***

Ramazan Pişkin, nam-ı diğer Diyarbakırlı Ramazan Hoca…

Sosyal medyada çok takipçisi olana “Fenomen” diyorlar ya o da anlattıklarıyla ünlenmiş, fenomen olmuş…

Takipçilerine hakikati anlatmaya yeltenmiş…

Doğruyu yaymaya, hurafelerle din tüccarlığı yapanları sıkıntıya sokmaya başlamış…

Havuzlu villa hocalarının canını sıkmış…

Arı kovanına çomak sokmuş…

Üstelik bunu yaparken üzerine tek leke bulaştırmamış…

Çektiği videolardan kazanç sağlaması mümkünken bunu yapmamış, inşaatlarda çalışmış, tesbih satmış, çay ocağı açarak geçimini sağlamaya çabalamış…

Helalinden kazanmış, helalinden tüketmiş…

***

Doğruyu, böyle birinin, üzerinde leke olmayanın anlatması yanlışlar için tehlikedir…

Çünkü anlatan güvenilirdir…

İşte bu yüzden hakikati anlatırken yanlışları deşifre etmesi işlerine gelmedi hurafelerin arkasına gizlenenlerin…

İşlerine gelmedi, dini afyonlaştıranların, din tüccarlarının…

***

Doğruydu Ramazan Hoca ve kalabalıktı yanlışlar…

Doğruların varlığı, yanlışlar için tehditti…

Ve bu tehdit, Ramazan Hoca’nın göğsüne saplanan 3 bıçak darbesiyle sona erdi…

Sahteler katletti hakikiyi, doğru ise yine yanlışlara kurban gitti…

***

Sizler şimdi çıkmış “Garip” diyorsunuz Ramazan Hoca’ya…

Bir “Gariban”ın katledildiğini anlatıp, yas tutuyorsunuz…

Oysa asıl garip olan, doğruda fakir, yanlışta zengin olanlar…

Asıl garip, hakikatin değil, hurafelerin peşinden koşanlar…

Asıl garip, dini ticarete döküp, bu uğurda can alabilenler…

Asıl garip, Allah’ın “Hayat” sınavında iyilikleriyle değil, kötülükleriyle terazide ağır basanlar…

Ramazan Hoca, garip değildi…

Ramazan Hoca, dünya nimetlerine fazlasıyla sahip olmadı, tamam ama kim bilir belki de sonsuzluğa iyilikte, doğrulukta zengin bir şekilde uğurlandı…

Belki de şehitlik mertebesine ulaştı…

Bilemeyiz…

Evet, bir Ramazan Hoca, geldi geçti bu dünyadan…

Yaradan’ın “Hayat” sınavını dilerim başarıyla tamamlamıştır…

Mekanı cennet olsun…

SON DAKİKA HABERLERİ

Yılmaz Karabıyık Diğer Yazıları