Acayip şeyler oluyor Gönül’ün tüm bağları kopmuş!
CHP’de her şey birbirine girdi. Daha önceki yazımda belirttiğim gibi, Fatma Kaplan Hürriyet adeta Kocaeli siyasetini kilitledi. Çünkü Hürriyet...
CHP’de her şey birbirine girdi.
Daha önceki yazımda belirttiğim gibi, Fatma Kaplan Hürriyet adeta Kocaeli siyasetini kilitledi.
Çünkü Hürriyet kararsız…
Büyükşehir belediyesine mi yoksa İzmit’e mi aday olsam diye düşünüyor taşınıyor, boşa koyuyor dolmuyor, doluya koyuyor almıyor.
***
Gönlünde pek tabi büyükşehir belediye başkan adaylığı var.
Lakin orada kendine bir gelecek görmüyor.
Özellikle İyi Parti’nin ittifak kapılarını kapatmasıyla
Ve Zekeriya Özak’ın büyükşehre aday adayı olmasıyla umutları iyice körelen Hürriyet;
Hezimete uğramak istemiyor.
Seçimi kaybettiği takdirde 5 yıl sahnelerden uzak kalmak Hürriyet’i ürkütüyor.
Bakmayın siz etrafta konuşulanlara…
“Hürriyet kaybetse bile büyükşehirde oyları yükseltir, oradan Ekrem İmamoğlu’nun yanına geçer, siyasete güçlü şekilde devam eder” dediklerine…
Zira daha Ekrem İmamoğlu’nun akıbeti de belli değil.
***
Evet, İmamoğlu CHP Kurultayında güç gösterisi yaptı, bu doğru.
Ancak CHP içinde güçlenmesi İstanbul seçimlerini garanti altına almaya yetmiyor.
Tayyip Erdoğan İstanbul’a fokuslanmış vaziyette.
Dolayısıyla İmamoğlu da bir aday ve sonu ne olacak belli değil.
***
Başkan Hürriyet tüm bunların farkında olarak bu kez ne yapıyor, rotayı İzmit’e çeviriyor.
Daha kolay kazanılacağını düşünüyor.
Ayrıca Hürriyet’in yeniden İzmit’e sarılmasının bir başka nedeni daha var.
O da aralarındaki tüm bağların koptuğu Hakan Tanta ve Emre Andız’ın İzmit’e aday adayı olması…
Özellikle Tanta’nın adaylığının, Hürriyet’in yüzünü tekrar İzmit’e çevirmesinde etkili olduğu parti çevresinde konuşuluyor.
Fakat Hürriyet İzmit konusunda da net değil!
Karşısında bu kadar cephe varken,
Haklı ya da haksız; beş yıl boyunca yanındakileri birer birer kaybetmişken ya İzmit’i kazanamazsam, korkusu var.
Çünkü İzmit’i kaybetmek büyükşehri kaybetmeye benzemez.
Fatma Kaplan Hürriyet bunu asla kimseye açıklayamaz, savunamaz.
Aleyhime çalıştılar, bana kaybettirdiler, yoksa kazanıyordum, gibilerinden mazeretler siyasi manada onu kurtarmaz.
Çünkü giden gitmiştir, gittiği gün bitmiştir.
Yani aslında Hürriyet için en riskli alan İzmit Belediyesi Başkan Adaylığı…
Ortalama 11 bin oy farkı ile seçim kazanmayı başarmıştı.
Ve bu başarıda İyi Parti ile bileşenlerin katkısı büyüktü.
Şimdi ortada ne o bileşenler ne İyi Parti ne de o günkü heyecanı duyan CHP örgütü var.
***
Peki böyle bir tabloda Hürriyet seçim kazanabilir mi?
“Mevcut başkan her zaman yarışa önde başlar” teorisi sonuca götürü mü?
Denemeden bilemeyiz…
Görüldüğü gibi CHP’de işler hayli karışık.
Her şey Başkan Hürriyet’in bir karar vermesiyle netlik kazanacak.
İzmit’e adayım dediğinde önce memnuniyet anketine bakılacak.
Ardından CHP ilçe ve il örgütü ile milletvekillerinin fikri sorulacak.
Gerisi nasıl olacak, yaşayıp göreceğiz…
Bugüne bakarak CHP’nin İzmit adayı Hürriyet’tir, diyemeyiz…
Siyasette 24 saat çok uzundur sözünün yaşandığı günlerden geçiyoruz.
Her ihtimal mümkün…
----------------
Gönül’ün tüm bağları kopmuş!
Bugün çok önemli bir haberle karşılaştık.
AKP’li Sibel Gönül’ün oğlu Buğra Gönül CHP’ye üye oldu.
Hatta aynı anda hem üye hem de Kartepe Belediyesi Meclis Üyesi Aday Adayı oluverdi.
Hakikaten çok şaşırdım.
Sibel Gönül sıradan bir AKP’li değildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “ Yol arkadaşım” diye hitap ettiği, Erdoğan için önemli bir yerde duran bir isimdi.
***
Hatırlayınız…
2019 mahalli idareler seçiminde İzmit Belediye Başkan Adaylığına Sibel Gönül ismi açıklandığında neler olmuştu.
AKP içerisinde büyük tepkiler yaşanmış, AKP ilk defa kendi adayını sahada yalnız bırakmıştı.
Çünkü Sibel Gönül İzmit’le güçlü bağları olan biri değildi.
Üstelik uzun zamandır ortalıklarda gözükmüyordu.
Fakat ona rağmen Fatma Kaplan Hürriyet’in karşısına aday gösterildi.
O andan itibaren ne AKP teşkilatı Sibel Gönül’ü sahiplendi,
Ne de Sibel Hanım kendini teşkilata kabul ettirmekle uğraştı.
Seçim çalışmalarını Belsa Plaza karşısındaki iş yerinden sürdürdü.
Partiye paralel bir SKM oluşturdu.
Seçim kampanyası süresince Gönül’e karşı homurdanmalar bitmek bilmedi.
Hatta hayatlarında ilk kez CHP’ye oy verenler dahi oldu.
Hal buyken Gönül, Hürriyet’e karşı yarışı kaybetti.
***
O günden sonra Sibel Hanım seçimi neden kaybettiklerine dair Erdoğan’a bir rapor hazırladı.
Teşkilatı, aleyhine çalışanları, program yapmayanları, artık kim varsa hepsini rapor haline getirip Ankara’ya sundu.
O raporun yansıması mıdır, değil midir bilinmez;
Dönemin AKP il başkanı Abdullah Eryarsoy’un bileti kesildi.
Sibel Gönül ise siyasetten elini eteğini çekti.
Şimdilerde sağlık sorunları yaşıyor.
Allah tez zamanda şifasını versin.
***
Öte yandan Sibel Gönül’ün oğlu Buğra Gönül, radikal kararıyla gündemin bir numarası oldu.
Peki, Sibel Gönül’ün oğlunun CHP’ye geçmesi garipsenecek bir durum mudur?
Kendi bakış açımla yorumlayayım.
Siyaset insan kazanma, inandırma, ikna etme işidir.
Ve iyi bir siyasetçi önce kendi ailesini o işe inandırmalıdır.
Ben siyasete ilk girdiğimde Demokrat Parti’ye canını verecek olan rahmetli babamı CHP’ye üye yaptırmıştım.
Daha sonra diğer aile fertlerini…
Çünkü onları inandıramazsam İzmit’in sokaklarındaki o insanları haklı gördüğüm mücadelemize katamazdım.
***
Buğra Gönül belki annesi adayken onun başarısına inanmıştı, bilemiyorum.
Fakat bugün kalkıpta CHP’ye üye olup görev talep ediyorsa orada bir gariplik vardır.
Gönlü CHP’de olabilir elbette…
Ancak bunun Sibel Hanıma olumsuz yansıyacağı da yadsınamaz bir gerçek!
Çünkü Erdoğan teşkilata rağmen ona sahip çıktı, risk aldı, riskin faturasını da gördü.
***
Ha, bu Sibel Hanımın ne kadar umurunda derseniz, orası ayrı konu.
Belki de hastalığı süresince partisinden vefasızlık gördü,
Belki yaşadığı olaylar onu AKP’den soğuttu, orasını biz bilmiyoruz.
Fakat “oğlum 30 yaşında, bu kendi kararı” diyerek bir cümleyle geçiştirilecek bir durum olmadığını Sibel Hanım pekala bilir.
Ben bu cümleden anlıyorum ki;
Sibel Gönül’ün AKP ile tüm gönül bağları kopmuş!