“Rağmenlere rağmen” muhalefet…

Cumhuriyet Halk Partisi; Atatürk’ün kurduğu, kökleri olan ve siyaset sahnesinden asla silinmeyecek bir partidir. Bakmayın siz kavga gürültü ettiklerine. CHP...

Cumhuriyet Halk Partisi; Atatürk’ün kurduğu, kökleri olan ve siyaset sahnesinden asla silinmeyecek bir partidir.

Bakmayın siz kavga gürültü ettiklerine.

CHP bu ülkenin adeta çimentosudur.

Fakat hiçbir zaman toplumun tüm kesimlerine hitap edebilecek bir parti olarak görülmez!

Tüm kesimi kucaklayan bir CHP, hayal ötesi bir şeydir, yani gerçeklikten uzaktır.

***

İşte bu yüzden sağı, solu bir araya topladı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.

Bir masanın etrafına 6 benzemezi oturttu, nasıl iktidar oluruzun hesabını yaptı.

Yaşanan ekonomik krizden ve “Z” kuşağı seçmen sayısındaki artıştan dolayı,

AKP iktidarı ilk kez bu kadar güçlü bir muhalif cephe buldu karşısında.

İlk kez AKP ve MHP ittifakından çok daha güçlü bir noktaya gelindi.

Ancak İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in evdeki kavgayı sokağa taşırması,

Kameralar önünde “Noter masası”, “Kumar masası” diye haykırması, ardından da o eve geri dönmesi;

Uzun uğraşlar ve emekler sonucu elde edilen rüzgarı terse çevirdi.

Vatandaşa, “Bunlar hükümet falan kuramaz. Daha şimdiden birbirilerini yemeye başladılar” dedirtti.

Var olan güveni sıfıra indirdi.

Kılıçdaroğlu’nun zayıf aday olarak kafalara yerleşmesini sağladı.

Ve bu çabaları sonucunda seçimi Cumhur ittifakına ısmarladı gitti…

***

Seçimden sonra “üstüne mum dikmek” dediğimiz tabire uygun olarak yaptığı akıl almaz açıklamalarla bu kez tam anlamıyla kapıyı çarpıp gitti.

Hem de ne gitmek…!

Akşener giderken adeta ortalığı ateşe verdi.

Doğal olarak bu durum en fazla Cumhur ittifakını memnun etti.

Erdoğan’ın bir zil takıp oynamadığı kaldı.

Erdoğan’ın yerinde ben de olsam oynarım, niye oynamayayım!

Tam köşeye sıkıştım, buradan sağ çıkamam diyorsunuz;

Hooop beceriksiz ve basiretsiz muhalefet bloğundan bir sazan çıkıp size ip atıyor!

Erdoğan için bundan daha güzel bir şey var mı?

***

Karşılarında dağılmış bir muhalefet var artık…

İşte bu yüzden seçimden sonra vatandaşın gözünün içine baka baka yapılan zamlar…

İşte bu yüzden emeklinin, asgari ücretlinin açlık sınırının altında yaşamaya itilmesi…

İşte bu yüzden konut fiyatlarının ve kiraların fahiş rakamlara erişmesi!

İşte bu yüzden fırsatçıların ortalıkta kol gezmesi!

***

Adamlar memleketi köşeye sıkıştırmış, vurun abalıya yapıyorlar!

Neden?

Çünkü karşılarında hesap soracak kimse kalmadı, hepsi sapır sapır döküldü.

Masa dağıldı, herkes birbirine düştü, gelsin salvolar, gitsin kavgalar, kaoslar.

Çok rahatlar…

İstedikleri gibi at oynatıyorlar.

Ne denetleyen var ne sorgulayan ne de ses çıkaran…

Toplumu bu bozuk düzenle yaşamaya ve sessizliğe mahkum ettiler.

Ve bunun tek bir sorumlusu yok, birçok sorumluları var!

***

Başta halka güven veremeyen CHP var!

Çareyi solda aramak yerine yüzünü sağa dönen bir CHP var!

Masaya oturttuklarına kayıtsız şartsız güvenen, taviz üstüne tavizler veren CHP var!

CHP’nin adam yerine koyup masaya oturttuğu, buçuk bile etmeyen, finali beklendiği gibi hainlikle sonuçlandıran siyasi particikler ve siyasetçiler var!

CHP’nin hücrelerine yapışan kan emicileri var!

Partileşme sürecinde CHP’nin15 vekilini kiraya verdiği, sonradan ihanetin daniskasını gördüğü İyi Parti var!

İmamoğlu ve Yavaş’ı Cumhurbaşkanlığı için pompalayıp CHP içinde bozgunculuğa soyunan Akşener var!

Parlamenter sistem gelmeden “Başbakan olacağım” diye hedef koyan, kendinden başka hedef koyanlara kafa kaldıran, masa deviren Akşener var!

Akşener’in gazıyla havaya girip bir ara kendini “Kurtarıcı” zannederek CHP’ye boşa enerji harcatan Ekrem İmamoğlu var!

***

Bu liste sabaha kadar uzar gider…

İşte böyle karmaşık bir siyasi iklimin olduğu ülkede iktidar bunu çok güzel(!) fırsata çeviriyor.

Gelsin zamlar, gitsin vergiler…

Nasıl olsa meydanı boş buldular!

Lakin tavsiyem odur ki; iktidar çok fazla rehavete kapılmasın.

Zamlar konusunda kantarın topuzunu biraz daha kaçırmasın!

Tüm hesapları terse dönebilir yani!

Bir bakmışsınız vatandaş kendi ittifakını kendisi kurmuş!

Çünkü başta İyi Parti olmak üzere masadaki particikler öyle köklü partiler değil.

Bir tek Saadet Partisi var, o da muhafazakarların çok azına hitap ediyor.

***

Bakınız… İyi Parti seçmeni, “Vur de vuralım, öl de ölelim abla” diyen bir seçmen değil!

İyi Parti’ye oy vermiş kesim, çoğunluğu AKP’ye muhalif olan insanlardan oluşuyor.

Yerel seçimlerde AKP’ye kaybettirmek için en güçlü aday kimse ona yöneleceklerdir.

Vatandaş toplumsal mutabakatı kendi arasında sağlayacaktır.

Meral Abla istedi diye CHP’nin güçlü profildeki adaylarına seçim kaybettirmeyecektir.

Seçmenin AKP’ye karşı fikrinde bir sapma yok…

Karşı olan hala karşı!

Ve bu karşıtlığın tezahürü olarak muhalefet cephesinde hangi aday güçlüyse ona yönelecektir.

***

Sadece o mu?

AKP seçmenleri de ülkenin içinde bulunduğu durumdan son derece rahatsızlar.

Ve duydukları bu rahatsızlıklarını önümüzdeki yerel seçimler üzerinden dile getirebilirler.

Tıpkı genel seçimlerde Kocaeli dahil, kimi yerlerde milletvekili sayılarının düştüğü gibi,

Belediye başkanlıklarında da kayıp yaşayabilirler.

Tamam, muhalefet yerlerde, aralarında birlikten söz etmek imkansız falan ama…

Birilerinin bu şımarıklığa da “Dur” demesi gerekmez mi?

AKP’ye “hoop bir dakika” denilmez mi, pek ala denilir.

Hele de şımarıklıkla, rehavetle girilen bir seçimde…

Ne bileyim, çokta rahat olmamaları lazım.

Hoş, ben bu rahatlıklarından memnunum.

Muhalefetin “Rağmenlere rağmen” sonuç almaları sürpriz değil!

Göreceğiz bakalım…

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları