Bir durun artık, freniniz yok mu sizin?

İpin ucu artık iyice kaçtı… Seçim biter bitmez başlayan zamların, ardı arkası kesilmiyor… Seçime kadar ekonomiyi düzeltme noktasında havada uçuşan vaatlerin...

İpin ucu artık iyice kaçtı…

Seçim biter bitmez başlayan zamların, ardı arkası kesilmiyor…

Seçime kadar ekonomiyi düzeltme noktasında havada uçuşan vaatlerin yerini, zamlar aldı…

Asgari ücrete, emekliye, memura gelen zamlar, daha cebe girmeden eriyip gidiyor…

Üstelik nerede duracağı belli değil…

Ülkeyi 5 yıl daha yönetmeye talip olup kazandınız, 5 yıl boyunca sürekli derinleşen bir kriz mi izleteceksiniz bize?

Her güne zamla uyanan, parasının değeri günden güne düşen bir ülke mi inşa edeceksiniz?

Seçim sürecinde akaryakıtı, dövizi tutarak “Ekonomide iyiye gidiş” izlenimi vermek ve seçimden sonra dövizi gerilmiş yaydan ok gibi bırakmanın tabiri nedir?

Akaryakıtı seçim sürecinde indirimlerle aşağılara çekip, seçimden sonra ÖTV ve KDV zamlarıyla bir anda 30 liranın üzerine taşımak, ardından da 1-2 günde birer, ikişer lira artırmanın izahı nedir?

Her ürünün, üreticiden tüketiciye ulaşması için bir nakliye masrafı var ve bu masraf, ürünlere yansıyor. Siz mazotun fiyatını sürekli artırırken, tükettiğimiz her ürünün gün aşırı zamlanmasını umursamıyorsunuz…

Seçim sürecinde suçu üç harfli marketlere atıp, Tarım Kredi Kooperatifi marketleri açan, zincir marketleri fırsatçılıkla, fiyatları şişirmekle suçlayan, yani ekonomiyi yönetmedeki hatalarınıza günah keçisi olarak bu marketleri bulan, fiyatların sabit tutulması için bu marketlerin üzerinde baskı kuran siz, seçimin akabinde açtığınız Tarım Kredi Kooperatiflerinde bile fiyatları sabit tutamadınız…

Hani her şey yolundaydı, hani “Yaparsa Reis yapar”dı?

***

Satılık ev fiyatları, almış başını gidiyor…

2 yıl önce 300 bin lira olan 2+1 bir ev, bugün 2-3 milyon lira olmuş…

Ev fiyatları arttıkça kiralar daha da şişiyor, çünkü insanlar 2-3 milyonluk bir evi, 4-5 bin liraya kiraya vermeyi mantıklı görmüyor…

Çünkü insanlar fiyatları uçan evleri alacak para bulamadığı için mecburen kiraya çıkıyor ve kiralık evlere talep artıyor…

Çünkü Afgan’ı, Suriyelisi “3-4 kişi kalacağız” diye tuttukları kiralık evlere 10-15 kişi olarak yerleşiyor ve bunların neredeyse tamamı çalıştığı için 10 bin liranın üzerinde kira vermek sıkıntı olmuyor, bu da kenar mahallelerdeki deprem öncesi yapılmış, harabe evlerin bile fiyatını artırıyor.

Allah aşkına, bir ülkede ortalama kira fiyatları asgari ücret civarında nasıl olabilir?

Asgari ücret 4 kat artarken, kira bedelleri 2 yılda nasıl 8-9 kat artış gösterebilir?

Satılık ev fiyatları nasıl bu denli uçabilir, 6-7 kat değerlenebilir?

Hiç mi yapacağınız bir şey yok?

Geçtiğimiz günlerde görüşüne başvurduğum Kocaeli Emlakçılar Odası Başkanı Alpay Hacıoğlu’nun da önerdiği gibi kira tespit komisyonunu kurmak için neyi bekliyorsunuz?

Kira artışlarının, ev fiyatı artışlarının daha nereye kadar gitmesine müsaade edeceksiniz?

***

Keza otomobil fiyatları da öyle…

Sıfır otomobillerin yanına yaklaşılacak gibi değil, çünkü ÖTV ile fiyatları ikiye katlanıyor…

İkinci el otomobile müdahale eder gibisiniz lakin değişen hiçbir şey yok!

Hurda araçlar dahi 100 bin lirayı aşmış…

“Ayağını yerden kessin yeter” deyip, neredeyse ömrünü tamamlamış, sık sık tamire götürmek zorunda kalacağınız bir araç almaya kalkıyorsunuz, 150 bin liradan başlıyor…

Yaşı 20’nin altında bir araç, nereden baksanız 200-300 bin lira…

Barınma ihtiyacı zaruri, otomobil ise lüks gibi görünebilir lakin o da ihtiyaç…

Bugün aciliyeti olan bir durumda taksi bulmak çok zor…

Arıyorsunuz durakları telefonunuzu açan olmuyor, açanlar da “Şu an araç yok” diyor, 15-20 dakika süre veriyor…

Yani aracı almaya kalksanız pahalı; alabilseniz akaryakıt, muayene, sigorta, tamir, parça masrafları günden güne artmakta…

Almasanız, dediğim gibi aciliyeti olan durumlarda taksi bulamıyorsunuz…

***

Zamlar bunlarla da sınırlı kalmıyor ki…

Mesela Kocaeli’de, yakın zamanda toplu taşıma ücretlerine de zam gelecek!

Otobüsçü esnafı, artan giderleri nedeniyle yüzde 50 zam talebinde bulunmuştu ancak bu talep, akaryakıta gelen ÖTV zammı öncesindeydi…

Akaryakıtın bir anda ÖTV ile 30 liranın üzerine çıkması, sonrasında gelebilecek akaryakıt zamları, ulaşıma zam talebini yüzde 100’e çıkardı.

Keza bu öngörüleri tuttu otobüsçü esnafının, akaryakıt gün aşırı zamlanıyor…

Otobüsçülerin yüzde 100 zam talebi kabul edilirse toplu ulaşımda şehir içi tam bilet 17 liraya yükselecek. Ben zammın bu oranda gerçekleşeceğini düşünmüyorum ancak en az 14 lira olacağını tahmin ediyorum.

Otobüsçü esnafının zam talebi uçuk görünse de artan giderleri, onları da haklı kılıyor…

Olan ise yine vatandaşa oluyor…

Şimdi burada akaryakıtı ÖTV ile şaha kaldıran siz iktidar mensuplarına mı sitem etmeli vatandaş, yoksa günah keçisi olarak otobüsçü esnafını mı seçmeli?

***

Bitti mi, bitmedi!

Bakın bugün Perşembe Pazarı kuruldu İzmit’te…

Arkadaşlarımız mazotun fiyatlara ne denli etki ettiğini görmek için pazara gitti, fiyatları inceledi…

Yaz mevsiminin meyvesi çileğin kilosu olmuş 50 lira, keza üzüm olmuş 50 lira, kavunun kilosu 18-25 lira…

Sert, susuz, içi yeşilimsi, tatsız domatesin kilosu 15-20; yenebilir durumda domatesin fiyatı ise 25-30 lira…

Evet, yaz mevsiminin meyve ve sebzelerinden söz ediyorum…

Marketlerden değil, Pazar fiyatlarından örnekler veriyorum…

***

Saymakla bitmiyor…

Ekmek olmuş 7.5 lira, simit olmuş 10 lira…

Zamlar devam ederse o da pek yerinde duracağa benzemiyor…

Yani çay simit hesabı bile vatandaşa pahalıya patlıyor artık!

***

Şu an için çok etkisini hissetmediğimiz, ancak kışın canımızı okuyacak bir zam daha var!

Karadeniz’de doğalgaz bulunduğu söylenip seçim sürecinde 1,5 ay bedava, 1 yıl boyunca ise kullanımın bir kısmı karşılanan doğalgazın ÖTV’sine astronomik bir zam geldi…

Bu da seçim zamanı verilenin, seçimden sonra nasıl geri alınabildiğinin göstergesi oldu…

***

Zamlar, evlenmeyi düşünen çiftleri de etkiliyor…

Özellikle dar gelirli ailelerin çocuklarına düğün yapmak bile lüks artık…

Bir ev almak lüks…

Beyaz eşyasından mobilyasına, televizyonuna her şey uçmuş durumda…

Döviz arttıkça her biri zamlanıyor…

“Düğün yapar, sonrasında borçları takılardan öderiz” dönemi bitti…

Eskiden düğünlerde evlenen çiftlere bilezik takanlar, artık çeyrek altını zor takar oldu…

Eskiden komşuya bile çeyrek altın takılırdı, artık akrabalar bile takamıyor…

***

Emekliler zaten kaderine terk edilmiş durumda…

Her şeye bu denli zam gelirken onların asgari ücreti 7 bin 500 lirada sabit kaldı…

En düşük emekli maaşının üzerinde maaş alanların ise asgari ücrete yapılan zam oranının altında zamlar almasıyla maaşları günden güne eriyerek, asgari ücrete yaklaştı ya da asgari ücretin altına sarktı…

Ve görünen o ki emeklinin maaşı zamanla çok daha fazla eriyecek…

***

Evet, say say bitmiyor zamlar ve yaşattığı sıkıntılar…

Nefes aldırmıyor artık…

Cebine girmeden maaşı, borçla başlıyor aya vatandaş…

Kredi kartlarıyla ayı döndürmeye çalışıyor…

Borca batıyor yani günden güne…

Peki nasıl olacak böyle?

Muhalefet birbirine düşmüş, siz iktidar mensupları ise rakipsizliğin rehavetindesiniz…

Seçim sürecinde veren eliniz, seçimden sonra alan ele dönüştü…

Seçimde rey istediniz, bir şans daha istediniz; seçim bitti, o şansı veren vermeyen herkesin canını okuyorsunuz zamlarla…

“Enflasyona ezdirmeyeceğiz” dediğiniz halkı ÖTV ile bizzat eziyorsunuz!

Bir durun artık!

Freniniz yok mu sizin?

Bakın muhalif seçmenden daha çok konuşur oldu size oy vermiş olan seçmen…

Pişmanlıklarını, sitemini dillendirir oldu…

Özellikle de emekli kesim…

Şimdilik sesleri kısık çıkıyor ama geçim derdiyle daha sert şekilde boğuşmaya başladıklarında, kredi kartlarıyla ayı döndüreyim derken borç batağına iyice saplandıklarında, sizden umudu tam manasıyla kestiklerinde avaz avaz bağıracaklardır bilesiniz!

SON DAKİKA HABERLERİ

Yılmaz Karabıyık Diğer Yazıları