Darbenin perde arkası...

15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişimi yakın tarihimizde kara bir leke olarak halen hafızalarımızda canlılığını koruyor. O gece darbeci FETÖ mensubu...

15 Temmuz 2016’daki hain darbe girişimi yakın tarihimizde kara bir leke olarak halen hafızalarımızda canlılığını koruyor.

O gece darbeci FETÖ mensubu hainlerin hedeflerine ulaşamamasında şüphesiz milliyetçi, vatansever, devletine ve milletine bağlı TSK mensuplarının ve Emniyet Teşkilatı mensuplarının önemli rolü oldu.

Devletin bekası için kendini sokaklara atan sivil halkın da desteği ile darbe girişimi kısa sürede kontrol altına alınarak hainler bertaraf edildiler.

Bu cehennem gecesinin en önemli kahramanlarından biri olan Ömer Halisdemir’e, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ele geçirmeye kalkan Semih Terzi’yi vur emri veren ve darbecilerin belini kıran isim Emekli Korgeneral Zekai Aksakallı dün akşam ilk kez bir haber kanalında o geceyi ve yaşananları anlattı.

Öncelikle Zekai Aksakallı memleketim Erzurum’un yetiştirdiği yiğitliği, mertliği, cesareti, milliyetçiliği dillere destan bir DADAŞ’tır. Kendisi ile bir Erzurumlu olarak gurur duymamak elde değil.

2020 yılında en verimli ve tecrübeli çağlarında emekliye sevk edilmesinin TSK açısından talihsiz bir karar olduğunu söylemem gerekir.

Yıllarca tüm terör örgütlerine karşı canla başla mücadele etmiş, vatanperverliği ve milliyetçiliğinden asla şüphe edilmeyecek böyle kıymetli bir Türk Komutanı’nın hangi saikle emekli edildiğini anlamış değilim. Şüphesiz böyle bir komutanı yetiştirmek onlarca yıl alır, ayrıca bu yetenekler de herkeste bulunmaz.

15 Temmuz Gecesi’ne dönersek Zekai Paşa, O geceyi ve tüm yaşadıklarını duygu dolu gözlerle ve sözlerle anlattı.

Gazi Orduevi’nde düzenlenen bir düğüne davet edilerek orada kumpasa düşürüldüğünü ancak çevikliği ve korumasının tecrübesi ile oradan çıkabildiğini,

Ankara caddelerindeki sürek avını,

Kendisini almaya gelen zırhlı aracın helikopterle vurulduğunu, bir korumasının bacağının kasık bölgesinden koptuğunu,

Aracına vur emri verenlerin telsizden polis araçları da dahil tüm mavi çakarlı araçların vurulması emrini verdiğini,

Özel Kuvvetler Komutanlığı karargahını ele geçirmeye çalışan Semih Terzi’yi vur emri verdiği nöbetçi koruması Ömer Halisdemir’in bu emri vakurla karşıladığı (kendisinin de öleceğini bildiği)anları tek tek anlattı.

Görüntüler eşliğinde an be an anlattıklarını ben de gözlerim dolu dolu izledim.

Anlattıkları arasında en önemli cümlelerden biri TSK’daki yapılanma bilinmesine rağmen darbeye adım adım giden yolda temizlik yapılmasında geç kalındığı ve Emniyet Teşkilatı’nın bu konuda (17/25 Aralık sonrasında) bir miktar temizlenmiş olduğu idi.

FETÖ, tüm terör örgütlerinden bir farkla sinsice yıllar içerisinde devletin tüm birimlerine sızarak devleti içerden çökertmeye başlamıştı. Bunda son 45-50 yıldır iktidar sahiplerinin büyük zaafiyeti olduğu açıktır.

Son 20 yıl ise zirveyi gördükleri yıllardı.

Özellikle mülkiye, harbiye, adliye üçgeninde büyük operasyon çeken örgüt, kilit noktaları ele geçirmek için Zekai Paşa’nın da dediği gibi “mankurtları” devletin içine yerleştirmişti.

Hırsız içerden olunca kapı kilit tutmazmış, hedeflerine adım adım giderken son noktada askeri bir darbe ile toptan yönetime el koymaya “kalkışma” cüretini gösterdiler.

Hesap etmedikleri şey, halen devletine ve milletine sonuna kadar bağlı askerlerin, polislerin, istihbaratçıların, devlet görevlilerinin ve Türk Milleti’nin hiçbir güce baş eğmeyecek öz evlatlarının varlığıydı.

Öyle ki; bu boş beyinli, koyma akıllı ukalalar sürüsü devletin içinden geçtikleri gibi, sivil hayatta da siyaseti, ticareti, ekonomiyi, parayla gelen gücü ele geçirdikleri düşüncesi ile ülkeyi yerle bir etmeye teşebbüs ettiler.

Boylarının ölçüsünü aldılar ama bitmediler, tükenmediler…

Hala pusuda olan çakallar var…

FETÖ ile mücadelede asıl olan özellikle devlet kademesinde bu örgütle hiçbir dönemde hiçbir şekilde ilgisi alakası olmayan devletin öz evlatlarının kilit görevlerde yer alması olmalıydı.

Zekai Aksakallı Paşa gibi sadakatini ve liyakatini ispatlamış vatan evlatlarının görevde olması ve mücadeleye devam etmesi gerekirdi.

Darbenin sabahında kendisi gibi vatanperver subayların duygularını ifade eden Zekai Paşa’nın “Üniformamıza kan sıçramıştı, bundan sonra hangi gururla hangi onurla giyecektik” cümleleri içimi sızlattı.

Bu duruma sebep olanlar ve halen bir şekilde bu örgütle zamanında el ele kol kola olup mevki makamını koruyanlar,

Kanun önünde hesap vermeyenler,

Ömer Halisdemir gibi askerlerin ve sivil onlarca insanımızın kanını döken,

TBMM’sine bombalar yağdıran,

Kendi milletinin canına, malına en önemlisi millet iradesine kastedenlerin bu ülkedeki veya başka bir yerdeki varlığı midemi bulandırıyor.

Er yada geç hepsinin cezasını çekeceğine hak ettikleri gibi “hain” olarak yaftalanıp gideceklerine inanıyorum.

Bu millet FETÖ’cülere O’culara Bu’culara ve onların ağababalarına pabuç bırakmayacaktır.

Tanrı Türk’ü Korusun ve Yüceltsin!!!

SON DAKİKA HABERLERİ

Arzu Yalçın Diğer Yazıları