ŞU SENDROMDAN ÇIKIN…!
İnanmak, başarmanın yarısıdır! Umut varsa, şans da vardır! Bu bilinçle hareket etmeli Millet ittifakı… Bu bilinçle hareket etmeli iktidarın değişmesini...
İnanmak, başarmanın yarısıdır!
Umut varsa, şans da vardır!
Bu bilinçle hareket etmeli Millet ittifakı…
Bu bilinçle hareket etmeli iktidarın değişmesini isteyenler…
Umudunu diri tutmalı, azmini, hırsını canlı kılmalı…
Ekonominin kötü gidişatından rahatsızlık duyanlar, geçinemeyenler,
İktidarın kutuplaştırıcı dilini, ötekileştirici söylemlerini hazmedemeyenler; eğer ki bu düzen değişsin istiyorsa hemen havlu atmamalı…
***
Evet, 21 yıldır iktidarda olan ve yenilgi yüzü görmeyen,
Ve siyasal anlamda stratejik bir deha olan, toplumu istediği yöne çeken Recep Tayyip Erdoğan var karşılarında…
Evet, ilk turu yüzde 4 farkla önde tamamladı Erdoğan…
Evet, milliyetçi söylemler iktidar medyası ve çeşitli propaganda yöntemleriyle halka ilmek ilmek işlendi…
Evet, halk geçim derdini, vatan derdinin gerisine attı…
Düne kadar ‘soğan’ derken, dikkatleri bir anda ‘Oğan’ gibi menfaatperestlere yöneldi.
Amma velakin, Erdoğan nasıl boş durmuyorsa Kılıçdaroğlu da boş durmuyor…
Erdoğan nasıl “Ama montaj ama şu ama bu” diyerek Kılıçdaroğlu’nu terör örgütüyle bir göstermede her yolun mübah olduğunu açıklıyorsa;
Kılıçdaroğlu da her yolu deneyerek, halka SMS’ler atarak,
CHP örgütlerine LED ekranlar kurdurup sesini halka duyurmaya çalışarak bu yaftayı kırmak için büyük çaba harcıyor…
***
Kılıçdaroğlu, ilk turda Milliyetçilik konusundaki bakış açılarını halka anlatma işini Mansur Yavaş ve İYİ Partililere bırakmıştı.
Ancak orası bir türlü pekişmedi. Ya beceremediler ya da becermek istemediler.
Bir şekilde Erdoğan’ın zekasıyla baş edilemedi.
Ve ikinci tur bize gösterdi ki, bu milletin derdi geçim meçim değil!
O yüzden Kılıçdaroğlu ekonomiye dair umut aşılayan söylemlerini, vaatlerini rafa kaldırıp, üstüne atılan terör yaftasını çürütmeye girişti.
Kılıçdaroğlu sazı eline alarak terör örgütleriyle mücadele edileceğini,
Öcalan’ın serbest bırakılmayacağını, FETÖ’nün kendileriyle asla aynı safta yer alamayacağını anlatıyor ısrarla.
Milliyetçilik naraları atan Cumhur İttifakının,
Sinan Ateş cinayetini sorgulamaktan nasıl kaçındıklarını, Ateş’in katillerinden hesap sorma işini kendilerinin yapacağını haykırıyor.
***
Kılıçdaroğlu, ilk turda Sinan Oğan üzerinden verilen ‘Milliyetçilik’ mesajını alarak,
İkinci turda sandığa gidecek milliyetçi seçmenin kafasındaki soru işaretlerini tek tek gideriyor.
Yetmiyor, mültecileri evlerine yollayacağını açıkça beyan ediyor…
Kılıçdaroğlu, deprem bölgesinde AKP’nin önde olmasına kızıp,
Depremzedelere yüklenen densizleri uyararak, gönlü kırılan depremzedeleri bizzat ziyaret ederek kalpleri onarmak için çabalıyor…
***
Lakin yetmez!
Kılıçdaroğlu’nun bu çabası tek başına bir sonuca varmaz!
CHP örgütlerinin çabası tek başına yetmez!
Bir kere şu ‘yenilmişlik’ sendromundan çıkılması gerek…
Erkenden havlu atıp, tatillere koşmamak gerek…
“Kaybettik, seçimi boykot edelim” kafasından çıkmak gerek…
İlk turdaki inancı, azmi, heyecanı korumak gerek…
14 Mayıs’ta nasıl koşulduysa sandığa, bu kez de aynı kararlılıkla koşmak gerek…
***
Siz oy kullanmaya gitmezseniz, siz bir oy bir oydur deyip etrafınızdan bir kişiyi ikna etmeye çalışmazsanız,
Siz sandığı terk ederseniz, siz yenilgiyi kabul ederseniz, Erdoğan’ın stratejik zekasına yenik düşmüş olursunuz…
Siz bu kabullenişle, 20 yıl sonra ele geçen şansı, sonuca çok yaklaşmışken yitirir gidersiniz…
***
“Ele geçen şans” diyorum evet, çünkü bu seçimin mutlak bir galibi yok!
İlk turda Erdoğan yüzde 49 küsür, Kılıçdaroğlu ise yüzde 45 civarında oy aldı…
Geriye kalan yüzde 6’ya yakın oy oranı ise Sinan Oğan’a gitti.
Bakıldığında alt toplamda Erdoğan’ı istemeyenlerin oranı yüzde 51’i buluyorsa bu şans değil de nedir?
Hoş, 20 yıl sonunda yıpranan bir iktidarın hala ufak farklarla yarışı at başı götürmesi ayrı bir sosyolojik tanımlama gerektirir ya, neyse…
Ancak yine de umut yok değil, değişim bekleyenler için sonuç almak hala çok mümkün.
***
Bakın, Sinan Oğan’a verilen oyların bir kısmı Muharrem İnce’nin adaylıktan çekilmesiyle…
Bir kısmı, Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’na oy vermeyi kesinlikle düşünmeyen seçmenden...
Bir kısmı da Oğan’ın ikinci tura kalma ihtimaline inanan, kalamazsa “Oyum Kılıçdaroğlu’na” diyen seçmenden geldi.
Sinan Oğan, her ne kadar Cumhur ittifakına destek vereceğini açıklasa da;
Bunun Erdoğan cephesine çok bir katkısı olacağını düşünmüyorum.
Kılıçdaroğlu’nun “Mesajı aldım” dercesine milliyetçi seçmenin kafasındaki soru işaretlerini giderici bir tavra bürünmesi,
Sinan Oğan’a verilen oyların önemli bir kısmının Kılıçdaroğlu’na yönelmesine sebep olabilir.
“Cehennemin kapısını kapatacağım” söylemiyle muhalif seçmenden oy alan Sinan Oğan’ın
Cumhur ittifakına desteğini açıklaması da tepki oylarını Kılıçdaroğlu’na doğru çekebilir.
Sadece Sinan Oğan’a verilen oylar değil!
İlk turda milli duygularla Erdoğan’a verilen oyların da Kılıçdaroğlu’nun o kötü algıları kırması nedeniyle yön değiştirmesi söz konusu olacaktır.
İlk turda sandığa gitmeyenler de göz önünde bulundurulduğunda ikinci turu Erdoğan için çantada keklik görenler yanılır…
***
İşte bu yüzden Cumhur ittifakı sahada, işte bu yüzden Erdoğan taraftarları bu seçime çok daha fazla asılmaya çalışıyor…
Onlar, bu seçimi kazandıklarına dair algı yürütse de bunun böyle olmadığının bilincindeler, ikinci turda işlerin değişebileceğinin farkındalar…
Farkında oldukları için de işi asla şansa bırakmıyorlar.
Aynı heyecan, aynı istek, aynı özveri, aynı bütünlük içerisinde çalışmaya devam ediyorlar.
Bu yüzden oyuna gelmeyin, gardınızı düşürmeyin, sandığa gidin…
Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesini arzulayıp, CHP’de kendi istikbalini düşünenlerin, CHP içerisindeki İrlandalıların oyununu bozun!
***
Hiçbir şey bitmedi…
Erdoğan ilk defa ilk turda kazanamadı.
AKP, ilk defa yurt genelinde bu denli oy kaybetti.
Maç sıfırdan başlıyor.
İlk seçimi yok sayarak bu maça başlayın.
Sonuçta o onu destekledi, bu bunu destekledi derken, elde kaldı iki aday!
***
Buraya kadar yaşananları göz önünde bulundurarak, bundan sonra olacaklar hakkında herhalde yeteri kadar fikir sahibi olmuşsunuzdur.
En kötü karar dahi kararsızlıktan iyidir.
O yüzden Pazar günü mutlaka ve mutlaka sandığa gidin, demokratik hakkınızı kullanın.
İster Erdoğan’a ister Kılıçdaroğlu’na oyunuzu verin.
Benim demek istediğim şu:
Yarışın kazananı yokken her şey bitmiş gibi davranılmasın.
“Kılıçdaroğlu kazanamaz, Erdoğan bu seçimi ona bırakmaz” hafifliğinden kurtulun!
Umudunuzu yanınıza alıp sandığa gidin, gerisini demokrasiye emanet edin!
***
Hangi aday kazanırsa kazansın; demokrasiye saygım var.
Ancak şimdiden Erdoğan kazanmış gibi yaparak, algılara teslim olarak, sandığı protesto etmeyin!
Yüksek katılımlı bir seçimde çıkacak olan sonuç, bu ülkenin tansiyonunu da düşürür.
Halk böyle tercih etti deyip, sonuca saygı duyulur.
Katılımı ilk turdan daha düşük bir seçim ise;
Ülkede yüksek tansiyonun, kaosun ve huzursuzluğun devam etmesi anlamına gelir.
Gidin oyunuzu verin, çıkacak olan sonuca razı gelin!
Bunca çabaya rağmen Erdoğan yıkılmıyorsa da,
Kabahati vatandaşta değil, kendinizde arayın!
Sonuç şimdiden vatana millete hayırlı olsun!