Siz rahat olun!

Ne yapmalı?

Millet ittifakının Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP’liler ile görüştüyse ne yapmalı?

HDP, 6’lı masanın adayı kazansın diye aday çıkarmıyorsa ne yapmalı?

Unutmalı mı AKP’nin yürüttüğü sözüm ona “Çözüm” sürecini?

Unutmalı mı, milliyetçi seçmenin olduğu yerlerde HDP’ye ve HDP üzerinden muhalefete sallayıp, HDP’li seçmenin çok olduğu yerlerde “HDP’li kardeşlerimin oylarına talibim” demelerini?

Unutmalı mı, referandumu HDP’nin desteğiyle “Evet” olarak sonuçlandırdıklarını söyleyip teşekkür etmelerini?

Unutmalı mı, Habur’daki rezilliği?

Unutmalı mı, çözüm sürecinde polisin yüzüne inen tokadı?

Unutmalı mı, Oslo’yu, Dolmabahçe’yi?

Unutmalı mı, Andımız’ın kaldırılmasını, tabelalardan T.C. ibaresinin kaldırılışını?

Unutmalı mı, akil adamları protesto edenleri nasıl gözaltına aldıklarını ya da işten attıklarını?

Unutmalı mı, çözüm sürecinden yıllar sonra Osman Öcalan’ın TRT ekranlarına çıkarılışını?

Sayın MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, AKP ile HDP görüşmesini, “Normal” diye nitelemesini unutup, Kılıçdaroğlu’na ateş mi püskürmeli?

***

Beni bilen bilir, ben HDP’yi PKK ile olan bağını koparmadığı sürece parti olarak nitelemem…

Ben HDP’nin “Öcalan’ın heykelini dikeceğiz” söylemine kulak tıkamam, bu sözünü yutmam, kabullenmem…

Ben HDP’yi 6 milyon oyu olsa da meşru bilmem, parti olarak tanımam, görmem…

Ben Selahattin Demirtaş’ın da diğer HDP’lilerin de cezaevinde olmasından rahatsızlık duymam…

Lakin bu benim duygusal yanım, bu benim milliyetçi yanım…

Bu benim şahsi düşüncem, fikrim…

Olaya demokrasi ve hukuk çerçevesinde bakarsam, işin içine duygularımı katmazsam HDP, kabullensem de kabullenmesem de TBMM çatısı altında olan bir siyasi parti…

HDP, milyonlarca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının oyunu alarak TBMM’de yer alan bir parti…

HDP, seçim yardımı alan, seçime girebilen, Cumhurbaşkanı adayı çıkarabilen bir parti…

Her ne kadar PKK’ya sırtını dayamış olsa da onların talimatlarıyla hareket ediyor olarak tabir edilse de elinde silahla değil, TBMM’de fikirlerini beyan ederek yer alan bir parti…

Maalesef durum bu…

***

Peki HÜDA-PAR?

Ne kadar farklı HDP’den?

Onların da milliyetçi seçmeni rahatsız edecek fikirleri var, HDP’lilerin de…

Onlar da Anayasa’nın ilk dört maddesinden rahatsız, HDP’liler de…

Onlar da Atatürk’e düşman, HDP’liler de…

Onlar da bir terör örgütünü, terör örgütü olarak saymıyor, HDP’liler de…

Onların da Kürtçe için anadil, resmi dil talebi var, HDP’lilerin de…

Ama baktığınızda iki partinin de elinde silah yok, lakin eli silahlı terör örgütlerine “Terör örgütü” diyemiyorlar…

Geçmişte HDP ile süreç yürüten AKP, bugün ise HÜDA-PAR ile ittifak yapıyor. HÜDA-PAR’lıları kendi listelerinden seçime sokuyor.

Ama gelin görün ki Cumhur ittifakına gönül vermiş vatandaştan tepkiyi; HDP ile ittifak yapmamış, onlara bakanlık vaat etmemiş, 6’lı masa alıyor!

***

Zaman zaman denk geliyorum sosyal medyada, muhabir mikrofon uzattığı vatandaşa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sözünü, CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu söylemiş gibi soruyor, “Ne düşünüyorsunuz?” diye, AKP’ye gönül veren vatandaş başlıyor söylenen sözle ilgili Kılıçdaroğlu’nu eleştirmeye, sonra muhabir, “Pardon, bu sözü Recep Tayyip Erdoğan söylemiş” dediğinde “O söylediyse doğrudur” deyip, az önce eleştirdiği sözü doğru bulduğunu anlatmaya çabalıyor.

Yani demem o ki AKP’nin fanatik bir seçmeni var, kemik bir oyu var ve AKP ne yaparsa yapsın doğru buluyor, kabulleniyorlar. Sorgusuz, sınırsız bir destek, bir güven oluşmuş AKP’ye karşı bu kitlede.

İşte bu yüzden yürütülen çözüm sürecinde yaşananları görmezden gelip HDP’nin aday çıkarmayarak 6’lı masanın adayını destekleme kararını görüyorlar, sorguluyorlar.

İşte bu yüzden Osman Öcalan’ın TRT ekranlarına çıkmasına sessiz kalıp, AKP-HDP görüşmesini “Normal” sayıp, HÜDA-PAR ile yapılan ittifakı “Masum” görüp, Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP ile görüşmesinin ardında “Taviz” arıyorlar.

Lakin kimse korkmasın; CHP’nin de İYİ Parti’nin de Saadet Partisi’nin de Deva Partisi’nin de Gelecek Partisi’nin de Demokrat Parti’nin de fanatik kitleleri yok. Bu partilerin her şeye “Eyvallah” diyecek, başkasının yaptığı yanlışa konuşup, kendi partisi yapınca susacak bir kitlesi yok.

6’lı masaya aşık bir kitle yok, 6’lı masanın arkasındaki kitlede; onlardan milletine aşkla hizmet edecek, hak-hukuk-adalet kavramlarıyla ülkeyi yönetecek, ülkenin refah seviyesini yükseltecek bir iktidar beklentisi var! Beklentiler karşılık bulmazsa bu nikah bozulur! Çünkü bu kitle susmaz, görmezden gelmez, bu kitle hakkını savunur…

HDP’nin varsa bir umudu milli değerlerimiz, toprak bütünlüğümüz, Anayasa’nın ilk dört maddesi ve benzeriyle ilgili, boşa! Siz rahat olun!