Yeniden Refah’ta kısa günün karı!

Türkiye’de farklı farklı ideolojilerde insan var. Muhafazakarı var, sosyalisti var, sağcısı var, solcusu var, milliyetçisi var, ulusalcısı var, var da...

Türkiye’de farklı farklı ideolojilerde insan var. Muhafazakarı var, sosyalisti var, sağcısı var, solcusu var, milliyetçisi var, ulusalcısı var, var da var…

Ancak bu kesimlerin tamamını kapsayacak bir parti yok!

Bu kesimlerin bir ya da birkaçına hitap etmek artık bir partiyi iktidara taşımaya yetmeyebiliyor.

İşte bu nedenle kurulan ittifaklarla tüm kesimlerin temsil hakları sağlanmaya çalışılıyor. Daha doğrusu tüm bu kesimlerin desteğiyle iktidar olunmaya ya da iktidarda kalınmaya çabalanıyor.

Peki, Türkiye’de yalnızca Cumhur ve Millet ittifakını oluşturan partiler mi var?

Halkın belli kesimine ya da pek çok kesimine hitap edecek başka partiler yok mu?

Vatandaşın ideolojisine yakın başka partiler yok mu?

Var, var da ana akım medyanın gündemine giremiyorlar.

Belki AKP’nin hitap ettiği kitleye daha çok hitap edecek belki CHP’nin hitap ettiği kitlenin daha fazla beklentisini karşılayacak bu partiler, lakin anaakım medyada parlatılmıyorlar, planlarını projelerini, vaatlerini halka duyuramıyorlar, kendilerini anlatacak platform bulamıyorlar, anketlerde silik kalıyorlar…

Çünkü anaakım medya; iktidara yakın ve iktidarın karşısında olarak bloklanmış durumda.

İktidara yakın medya bu anlamda biraz daha etkin, biraz daha güçlü. Bunun zıttı medya ise iktidara karşı en güçlü blok neyse onu tanıtıyor, onu duyuruyor, oylar bölünsün istemiyor.

Hal böyle olunca da ittifak dışında kalan diğer partilerin pek bir şansı kalmıyor.

Tabii ki bu durum şimdilik böyle. Olur da medya özgürlüğüne, bağımsızlığına tam manasıyla kavuşursa belki o zaman bu partiler de kendini gösterme şansı elde eder. Ülkede kutuplaşma biter, normalleşme olursa bu partilerin de hitap edebileceği kitlelere ulaşma şansı olur.

***

Lafı çok uzatmadan konuyu Yeniden Refah Partisi’ne bağlayacağım…

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, malumunuz Milli Görüş çizgisinden gelme bir isim. Merhum Necmettin Erbakan’ın öğrencisi olan Erdoğan ve arkadaşları tarafından kuruldu AKP ve 20 yılı aşkın süredir de iktidar.

Necmettin Erbakan, son nefesine kadar AKP’nin hep karşısında durdu, eski öğrencilerine ağır eleştiriler yöneltti, onlara oy verilmemesi noktasında destekçilerini uyardı.

Bugün AKP’yi eleştiren her kim varsa iktidar medyası tarafından yerden yere vurulur, AKP’nin destekçileri tarafından “ Devlet düşmanı” olarak tabir edilir ancak Necmettin Erbakan’a hala tek kötü söz edilmez. Hala seçmenin bir kısmı Erbakan Hoca’nın numaradan, parti kapatılmasın diye AKP’yi eleştirmiş olduğuna kendini inandırır!

Lakin Necmettin Erbakan’ın AKP’ye olan bakışını, sert tutumunu en iyi çocukları bilir, yakınları bilir, birlikte yol yürüdükleri bilir…

İşte bu yüzden çok konuşuldu, tartışıldı AKP’nin Yeniden Refah Partisi’ne yaptığı “İttifaka katıl” çağrısına bu partinin genel başkanı, Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın direk karşı çıkmayışı…

Çok tartışıldı karşı çıkmayıp, bir de 30 maddelik şart sunması…

Ancak bu tartışmalara son nokta dün, YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan tarafından konuldu!

“Biz ittifakta yokuz” dedi Fatih Erbakan, “Seçime tek başımıza gireceğiz” dedi, “Cumhurbaşkanlığına adayım” dedi…

AKP tabanının Erdoğan’dan sonraki lider gözüyle bakabileceği Fatih Erbakan’ın bu hamlesi AKP’de soğuk duş etkisi yarattı!

Açıklamadan ittifak çıkacak diye canlı yayın yapanlar, bekledikleri olmayınca yayını yarıda kesti!

Bu karar sonrası, “YRP neden ittifakı reddetti?” sorusuna cevap aranmaya başlandı. Öyle ya ortaya şartlar bile konulmuştu, bu, YRP’nin ittifakı kökten reddetmediği şeklinde yorumlanmıştı. Peki, gerekçe neydi?

Bir kesim “YRP’nin 30 maddelik şartı kabul görmedi, ittifaka katılmama kararı bu nedenle alındı” dedi, bir kesim YRP’nin AKP’den istediği vekil sayısının kabul görmediğini, bu nedenle görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını söyledi.

Benim kulağıma gelen ise en başından beri YRP teşkilatlarında bu ittifakın istenmediği yönündeydi. Hatta buna en fazla Necmettin Erbakan’ın kızı Elif Erbakan Altınöz’ün karşı çıktığı söyleniyordu.

Öyle ya da böyle, YRP, Cumhur ittifakında yok ve Erdoğan’a destek vermeyecek.

Peki bu durum YRP için bir kayıp mı?

Bu süreç YRP’den ne götürdü ya da YRP’ye ne kazandırdı?

Yazımın başında anlattıklarımla konu işte burada bağlanıyor.

YRP, bu süreçten kazançlı çıktı.

Kendisini görmezden gelen anaakım medya, YRP’nin 30 şartını tek tek sıraladı, tek tek kamuoyuna duyurdu, tartıştırdı.

Bunlar birer şart değil, YRP’nin vaatleriydi.

Parti programlarında zaten mevcuttu bu 30 madde ancak bilinmiyordu.

Bilinseydi, 6284 sayılı kadının haklarını koruyan maddede değişiklik yapılmasına yönelik madde yeni bir istekmiş gibi tartışılmazdı, tepki çekmezdi…

Evet, YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan, AKP’nin ittifak teklifini direk reddetmek yerine, parti programını “30 maddelik şart” olarak sundu ve bunun tanıtımını çok iyi şekilde yaptırdı.

Eğer bunu bilinçli yaptıysa kendilerini görmezden gelen iktidar medyasına 30 maddelik parti programını bu şekilde pazarlattılarsa Fatih Erbakan’ın siyasi zekası karşısında şapka çıkarılır!

YRP için bu süreç kısa günün karıdır…

AKP için ise yüzde 1’in bile hesabının yapıldığı şu süreçte kendi tabanından oy kayabilecek bir partiyi, üstüne bir de onun parti programını tanıtıp, kendi saflarına çekememek önemli bir kayıptır.

***

YRP’NİN SUNDUĞU 30 MADDE ŞÖYLE:

1. Üretim, istihdam ve ihracat ekonomisinin uygulanması.

2. Denk bütçe ve milli kaynakların harekete geçirilerek faiz yükünün azaltılması.

3. Enerjide yerli kaynakların kullanılması, yenilenebilir enerji santralleri ile üretim yapılması ve üretimde yerli ara malları ve hammadde kullanılmasının teşvik edilerek dış ticaret açığını düşürülmesi.

4. İlave vergi ve zamlardan kaçınılması.

5. Çiftçi, esnaf ve üreten kuruluşların faiz borçlarının silinmesi, ana paranın faizsiz yapılandırılması

6. Çiftçilere arazi değil üretim desteği verilmesi.

7. Yi modeli ile yapılan yatırımların gözden geçirilmesi ve varsa haksız kazancı ortadan kaldırıcı ve önleyici tedbirlerin alınması.

8. Belediyelerin borçlanmasına ilişkin tedbirlerin alınması ve israfların önlenmesi.

9. Tarımsal kotaların kaldırılması.

10. TBMM'nin Hazine'yi fonlandırmasının önündeki engellerin kaldırılması.

11. Çalışanların ve emeklilerin aylık gelirlerinin yoksulluk sınırından aşağıda olmamasının temin edilmesi.

12. İHA-SİHA'lar, yerli otomobil ve diğer stratejik ürünlerin ve savunma silah ve mühimmatlarının üretiminin desteklenmesi.

13. Din, dil, ırk ve gelir düzeyi ayrımı yapılmadan ‘herkes için adalet’ tesisi edilmesi.

14. Atamalarda adalet, liyakat ve aile bütünlüğünün dikkate alınması.

15. İstanbul Sözleşmesinin iptalinin TBMM'de de oylanması ve uzantısı 6284 sayılı yasanın aile bütünlüğünü bozucu hükümlerinin ayıklanması.

16. 6251 sayılı yasanın gözden geçirilmesi ve sapkınlıkların önlenmesi.

17. Toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin düzenlemelerden vazgeçilmesi.

18. Fullbright Komisyonu'nun faaliyetlerinin sonlandırılması.

19. DSÖ ile yapılan sözleşmelerin milli çıkarlarımıza uygun hale getirilmesi.

20. Doğu ve güneydoğu bölgelerinde İslam kardeşliği esas alınarak ırkçılığın önlenmesi ve devlet-millet kaynaşmasının sağlanması.

21. D8'in canlandırılması ve d60'ın temellerinin atılması.

22. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kazanılmış haklarından taviz verilmeden daha fazlası için gayret edilmesi.

23. Kudüs ile ilgili kırmızı çizgimizin korunması.

24. Suriyelilerin güvenli şekilde ülkelerine dönüşünün temin edilmesi.

25. Süresiz nafaka konusundaki mağduriyetler giderilmelidir.

26. Milli eğitim müfredatının milli ve manevi değerlerimize uygun hale getirilmesi.

27. Zinanın suç sayılması.

28. Mazottan vergi alınmaması.

29. Gübre fiyatlarına en az % 50 sübvansiyon uygulanması.

30. Engellilerin maaşlarının asgari ücret seviyesine çıkarılması.

SON DAKİKA HABERLERİ

Yılmaz Karabıyık Diğer Yazıları