İyi Parti seçmeni, rüzgara bakar!

“Senin tabanın milliyetçi, tabanlarımız uyuşuyor” dediler aylar önce, “Bize gel” dediler; sert çıktı bu teklife, Cumhur ittifakına tüm kapıları kapattı… “Dik...

“Senin tabanın milliyetçi, tabanlarımız uyuşuyor” dediler aylar önce, “Bize gel” dediler; sert çıktı bu teklife, Cumhur ittifakına tüm kapıları kapattı…

“Dik durdu” denildi, alkışlandı. Sempati topladı, oyunu artırdı…

“Masayı deviren olmam, ihanet etmem” dedi, takdir topladı, güven kazandı…

Ama gel gör ki o masayı, seçime iki ay kala devirdi, kendi tabiriyle “İhanet” etti…

Gönül veren, inanan herkesi yanılttı…

***

CHP’li kimi uç isimler ile İYİ Partili kimi uç isimlerin zaman zaman atışmaları olsa da bu hiçbir zaman genele yayılmamış, bu iki partinin tabanları adeta etle kemik olmuştu. İki parti de Atatürk çizgisinde buluşmuş, iktidarı değiştirme amacıyla bir olmuştu.

Tabanları noktasında durum hala aynı lakin tavanda işler farklıymış bunu gördük…

İyi Parti üst yönetiminde, “Benim dediğim olmazsa yakar, yıkar geçerim” hırsı, egosu mevcutmuş…

“Ülke elden gidiyor” nağraları atanların nağrası, “Ya tarih yazarız ya tarih oluruz” olabiliyormuş…

Resmen çıktı Meral Akşener, 5 partinin ortak kararına rest çekti, 5 partinin ortak kararını dayatma olarak niteledi. Resmen çıktı Akşener, kamuoyu araştırmalarında Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu isimlerinin öne çıktığını ifade etti, Kılıçdaroğlu ile kazanılamayacağı algısını topluma yaydı.

Bunun art niyetle, kasıtlı yapılmış bir hareket olmadığını düşünmek istiyorum ama olmuyor.

“İYİ”ye yoramıyorum…

***

Bakın Cumhur ittifakına; ülke yangın yeri olmuş, ekonomi alt üst olmuş, depremde on binlerce canımız yitip gitmiş, anketlerde hala önde olduklarının algısını oluşturuyorlar, hala “Yıkılmadık ayaktayız” diyebiliyorlar. Güç kaybetmediklerini, güçlendiklerini iddia edebiliyorlar. Yıllardır iktidarda her şeye rağmen kalmayı başarmış AKP, bunu yaparken Sayın Akşener çıkıp da “Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu aday olursa kazanırız, Kılıçdaroğlu aday olursa kaybederiz” diyorsa, bunu tüm kamuoyunun önünde deklare ediyorsa bu yenilgiyi kabul etmektir.

İnsanlar AKP’nin artık iktidara gelemeyeceğini düşünmeye başlamışken “Hayır kardeşim bu adamlar hala çok güçlü, hala kazanma ihtimalleri çok fazla” demektir bu.

Bu masa kimsenin kaşına gözüne hayran olunarak kurulmadı, bu masa tek bir oy bile boşa gitmesin, seçim kazanılsın diye kuruldu.

Ve tüm bu emeği, “Benim dediğim olmadıysa masa da olmasın” öfkesiyle yok etmeye kalktınız…

İşin özeti bu!

***

Bakın Akşener’in ağzından “Kılıçdaroğlu dürüst değil”, “Kılıçdaroğlu adaletli değil”, “Kılıçdaroğlu haktan, hukuktan uzak”, “Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı koltuğunu hak etmiyor” diye bir söz çıktı mı?

Çıkmadı…

Aksine, “Kemal Bey’in kişiliğine, naifliğine laf etmiyoruz” dediler…

O zaman öne anketler getirmek niye? Doğruyu, dürüstü, hak, hukuk, adalet kavramına bağlı birini bulmuşsanız, neden başka aday arıyorsunuz?

Halka “Dürüst, liyakatli, tecrübeli, hak, hukuk, adalet kavramını benimsemiş birini karşınıza çıkardık, bu masayı kuran, kazanma ihtimalimizi doğuran insanı çıkardık” demekten neden çekiniyorsunuz?

“Halk, en çok Mansur Yavaş’ı ya da Ekrem İmamoğlu’nu istiyor” demek yerine, halkın neden bu isimleri istediğini sorguladınız mı?

Halkın neden illa bir lider arayışında olduğunu sorguladınız mı?

Halkın talebinin, parlamenter sisteme geri dönme vaadinizle çeliştiğini sorguladınız mı?

Kazanmak bu mudur?

Seçimi bu şekilde kazanınca, ülke kazanmış mı olacak?

Bunca sene çoğunluk Erdoğan’ı seçti, size göre Erdoğan doğru mu?

O vakit, neden Erdoğan’ı eleştiriyorsunuz?

Neden sistemi değiştirmeye, çoğulcu demokrasiye geçmeye yelteniyorsunuz?

Yanlışsınız Sayın Akşener…

En iyi niyetle, öfkeyle, kaybetme ihtimalini düşünerek bunu yaptıysanız, yanlışsınız…

Vefalı olmalı, İyi Parti’nin yükselişini de 6’lı masanın kazanma şansını da sekteye uğratmamalıydınız. Büyük yanlış yaptınız.

***

İyi Parti, oyunu artırmaya başladıysa bunun sebebi masada olmasıydı…

İyi Parti oyunu artırmaya başladıysa bunun sebebi, CHP’ye oy vermeye eli gitmeyenlerin, iktidarı değiştirmek için bir araya gelen partilerden kendilerine en yakını olarak gördükleri İyi Parti’yi tercih etmesiydi. İyi Parti, kemik kadrolara sahip bir parti değil, İyi Parti, MHP kadar köklü ve yüzde 5 bile olsa sadık tabanı olan bir parti değil. İyi Parti, yavaş yavaş sempati toplamaya başlamışken Akşener hem partisini hem kendisini hem de 6’lı masanın kazanmasını isteyen, umutlanan herkesi ateşe atmıştır.

Kamuoyunda il il hangi partilerin kaç vekil çıkaracağı konusunda tahminler yürütmeye başlamışken vatandaş, İyi Parti, kendini baraj altına itmiştir.

Akşener’in bu hamlesi, sadece Cumhurbaşkanlığı seçimini değil, parlamento seçimlerini de riske sokmuştur.

Ancak bitti mi, bitmedi…

Akşener, masadan ayrıldı diye, siyaseten intihar etti diye sona mı erdi tüm umutlar, tükendi mi?

Hayır, hayat devam ediyor…

Siyasette her şey yaratılacak olan rüzgar ile şekillenir.

Bunu geçmiş Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde gördük.

Tüm partiler kendi adaylarını çıkardı, CHP, Muharrem İnce’yi, İYİ Parti Meral Akşener’i, Saadet Partisi Temel Karamollaoğlu’nu vs…

Peki ne oldu?

İyi Parti’ye milletvekilliği seçimlerinde oy verenler, Meral Akşener’e aynı şekilde oy vermedi. Niye, Akşener’i sevmediklerinden mi, hayır… Estirilen rüzgar Muharrem İnce’den yanaydı, kazanma ihtimali en yüksek onda görüldü, sahayı o eline aldı ve insanlar, ona yöneldi.

Bu da İyi Parti’ye oy veren kitlenin nasıl bir kitle olduğunu ortaya koyuyor zaten. 6’lı masa o dönem kurulmuş olsaydı, bir çatı adayla yola çıkılsaydı, belki durum çok daha farklı olacaktı. Belki de rüzgar, fırtınaya dönüşecekti. Lakin olmadı…

Bu kez bir çatı aday var…

Kim olursa olsun var…

Yani umut var…

Eğer ki Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş, partisini hiçe sayıp, Akşener’in çağrısını kabul etseydi, “Ben adayım kardeşim” deseydi, işte o zaman tüm umutlar tükenecekti, bu iş burada bitecekti. Şimdiden Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını ilan etmek mümkündü. Çünkü oylar bölünecekti, rüzgarın nereye eseceği kestirilemeyecekti. Ancak Mansur Yavaş da de Ekrem İmamoğlu da partisine ve ittifaka sadık kalacaklarını açıklayarak oyların bölünmesinin önüne geçti.

Akşener, bundan böyle ister kendi aday olsun, isterse başka bir ismi aday göstersin, İyi Parti’ye bugüne kadar destek vermiş seçmen, 5’li masanın adayı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyecektir. Hele ki seçim ilk turda bitmez ve ikinci tura kalırsa Kemal Kılıçdaroğlu, tüm muhalif çevrelerin desteğini görecektir.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Akşener’in bu hamlesine rağmen kazanılması hala çok mümkün, lakin parlamentoda ne olur bunu kestirmek güç. İyi Parti’ye kızıp, bu partiden desteğini çekenler İyi Parti’yi baraj altı bırakabilir. Bu oylar CHP’ye ya da ittifak içindeki partilere kaydırılırsa parlamento çoğunluğu Millet ittifakını güçlü kılar ancak boşa giderse, baraj altı kalacak yerlere dağılırsa işte o zaman işler karışır.

Özetle Akşener, siyaseten intihar etmiştir, beraberinde partisini de götürmüştür. Ancak Millet İttifakı için umut hala çok büyük. Akşener’e rağmen büyük.

SON DAKİKA HABERLERİ

Yılmaz Karabıyık Diğer Yazıları