İstifa!

Önce Fenerbahçe taraftarı, sonra Beşiktaş taraftarı, “Hükümet istifa” sloganlarıyla inletti statları… Hükümete muhalifsen, hoşuna gidebilir atılan bu...

Önce Fenerbahçe taraftarı, sonra Beşiktaş taraftarı, “Hükümet istifa” sloganlarıyla inletti statları…

Hükümete muhalifsen, hoşuna gidebilir atılan bu sloganlar, gururlanabilirsin elbet!

Ancak o stadyumda hükümeti destekleyen taraftarlar da vardı, hükümete karşı olanlar da…

Biri tepki gösterse bir kavga çıkabilir, hoş olmayan durumlar yaşanabilirdi.

Çünkü kitle psikolojisi farklıdır, kişiler sağlıklı düşünebilir, sağ duyulu davranabilir ama kitle bir araya geldiğinde durum çok farklı noktalara gider. Bunun önünü almak zordur.

Bu çerçeveden bakmak da lazım konuya…

Bu yüzden doğru bulmuyorum, statlarda atılan bu tür sloganları.

Ne “Recep Tayyip Erdoğan” diye bağırılması doğru, ne “Hükümet istifa” diye bağırılması.

Lakin, taraftarların sırf “Hükümet istifa” diye bağırdığı için bu denli hakarete, tepkiye maruz kalmaları çok ilginç, çok aşırı…

Anayasal haktır protesto, kırmadan, dökmeden bunu yapabilirler.

Keza, taraftarların bu sloganı karşısında hükümet yetkilileri, yanlıları, onunla ittifakta olanlar da bu kulüplerde gerçekten üyelikleri varsa üyelikten elbette ki istifa etme hakkına sahipler, bu da bir haktır.

Ancak, atılan sloganlar nedeniyle kulüplerin seyircisiz oynamasını önermek de neyin nesi?

Statlara siyaset bulaşmasın derken, sen nasıl kullanacaksın siyasi gücünü futbola karşı?

Kırmışlar mı, dökmüşler mi, küfür mü etmişler; altı üstü Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ilde yıkıma neden olan depremlere hazırlıksız olunmasına tepkisini dile getirmiş, hükümeti eleştirmiş, istifaya davet etmişler, hepsi bu…

Derdiniz tarafsızlıksa eğer, bu ülkenin Cumhurbaşkanı partili, bu ülkedeki sivil toplum kuruluşlarının büyük bir kısmı taraflı, bu ülkede medya kuruluşları taraflı, bu ülkede bürokratlar taraflı; bir futbol mu göze battı şimdi?

Referandumda “evet” kampanyaları düzenlenirken bu kampanyalarınıza destek veren futbolcular, teknik direktörler, kulüp başkanları yok muydu? Birbirlerine videolu çağrılar yapan Arda’ları, Burak’ları unuttuk mu? Eee, o zaman niye sesiniz çıkmadı? Niye o zaman, “Sen futbolunu oyna, bu kulüplerin her görüşten taraftarı var” demediniz? İstediğiniz tarafsızlık değil çünkü ya sizden taraf olacaklar ya da susacaklar!

Sizden taraf olanlar, siyasete futbolu alet ederse taraftarlar da kendilerinde istifa çağrısı yapma hakkını görür. Doğru mu, değil; lakin, karşılıklı her şey! Bu yüzden sokulmayacaksa siyaset statlara, hiçbir türlüsü sokulmamalı!

***

Peki, konuyu futboldan çıkarıp, daha geniş çerçeveden ele alalım… Hükümet, istifa etmeli mi? Hükümete muhalif olanlar, “Hükümet istifa” diye bağırmalı mı?

Hükümetler, halkın ihtiyaçlarına karşılık veremediğinde, tıkandığında, protestolar sıklaştığında, ekonomik krizlere sebebiyet verdiklerinde, depremlere hazırlıksız yakalandıklarında ve benzeri pek çok durumda halkından özür dileyip, istifa edebilir.

Ya da yaşanan bu tür olaylarda ilgili bakanlıklar, kabineden affını isteyebilir.

Lakin AKP, pandemiyle ilgili eleştirilere, “En iyi biz yönettik” cevabını veriyor, ekonomiyle ilgili eleştirilere, “Dünyada kriz var, Almanya’da benzin daha pahalı” cevabını veriyor, depremde bunca yıkım olmasıyla ilgili eleştirilere “1999 öncesi yapılar yıkıldı” cevabını veriyor, TOKİ binalarını övüyor, deprem sonrası pek çok yere hemen yetişilmediği yönünde eleştiri getirenlere, “Böylesi bir afete bu kadar hızlı müdahale edebilecek bir başka ülke daha yoktur” cevabını veriyor.

Evet, ortada hatalar, yanlışlar, ihmaller var belki ama hükümetin kabul ettiği bir hata, yanlış, ihmal yok. O vakit, iktidar mensuplarına seçime 2 ay gibi bir süre kalmışken “İstifa” diye bağırmak yersiz değil mi?

Ne sanıyorsunuz? Siz “İstifa” diye bağırınca istifa mı edecekler?

Ne sanıyorsunuz? Siz “İstifa” diye bağırınca, hatalarını kabul edip, özeleştiri mi yapacaklar?

Bunu yapacak olsalar, sizin çağrınıza gerek kalır mıydı?

Gezi eylemlerini hatırlayın; ne oldu? İstifa ettirebildiniz mi? Neyi sorgulattınız hükümete? Neyin özeleştirisini alabildiniz? “Sürtük” oldunuz, “Hain” oldunuz, “Çapulcu” oldunuz…

Türlü türlü hakarete maruz kaldınız…

Çünkü onlar, Gezi eylemlerinin nasıl bu kadar geniş kitlelere yayıldığını, Ayşe teyzeye, Mehmet amcaya kadar nasıl sıçradığını değil; Gezi eylemlerini çıkaranları sorguladılar, sorgulattılar. Gezi’nin içindeki provokasyonları gündemlerine aldılar. Neden biri bir kıvılcım çıkardığında insanlar bunu söndürmek yerine ona benzin döküyor diye düşünen olmadı. Halka, taraftarlarına da bunu sorgulatmadılar.

Bu yüzden iktidardan uzaklaşmak üzere olanlar bile tekrar kenetlendi. Siz şimdi “Hükümet istifa” diye bağırıp, Anayasal hak olan protestonuzu gerçekleştirirsiniz, sonra birileri çıkar bunu sokağa yayar, hükümete öfkeli, ona kırgın olan halk peşlerine takılır, sonra bir bakmışsınız sonuç hüsran!

Tamam bireysel olarak eleştirin, tepkinizi verin, eşinize, dostunuza, çevrenize anlatın yanlış gördüklerinizi, onları ikna edin ama statlarda, sokaklarda “İstifa” diye bağırmayın.

Sandık, en büyük güçtür, soracaksanız bir hesap, orada sorun! Az kaldı!

***

Dip not: Aslında Beşiktaş’ın şanlı taraftarı, o gün gururlandıran, duygulandıran bir harekete imza attı. Aldıkları oyuncakları, “Çocuklar hep gülsün” diyerek, depremzede çocuklar için sahaya yağdırdı. Gururlandım, duygulandım. Muhteşem bir manzaraydı, iç ısıttı. Yüreklerine sağlık.

SON DAKİKA HABERLERİ

Yılmaz Karabıyık Diğer Yazıları