Herkes haddini bilecek!

Çok şükür okuduğumu anlama kabiliyetim var.

Anlama kabiliyetimin yanı sıra, yeterli meslek ahlakım da var!

Kimsenin açıklamasının içerisinden bir cümleyi cımbızla çekerek onu linç edecek kadar vicdansız değilim!

Ama haddini aşanlardan, üstüne vazife olmayan konularda fikir beyan edenlerden de korkan biri hiç olmadım.

***

Önceki gün Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu’nun önü arkası kelime oyunlarıyla dolu olan;

Ve akıllarda sadece “Depremzedeleri sakın işe almayın” cümlesi yer edinen açıklaması bana göre fecaattir!

Ne yazık ki bu skandal açıklamayı biz üstüne gidene kadar kimse algılayamadı.

Konuyu gündeme getirmemizin ardından ise hemşehri dernekleri, iktidar ve muhalefet kanadından siyasetçiler Zeytinoğlu’na çok sert tepki gösterdi, olay ulusal basına kadar yansıdı.

Halbuki Zeytinoğlu yaptığı gafı o an fark etmese de gündem olduktan sonra hemen düzeltme metni yayınlasa konu bu kadar büyümezdi.

Bir sürü sert tepkinin ardından gelen geri vitese gerek kalmazdı.

Ama olsun, bu da bir erdemdir diyerek Ayhan Beyin yanlıştan dönmesini, özür dilemesini olumlu karşılıyorum.

***

KSO Başkanı Zeytinoğlu’nun bana göre maksadını aşan o açıklamasını sahiplenenler de yok değil.

Neymiş, Ayhan Bey o sözleri kaçak göçmen tehdidi altında olan illerimizi korumak adına söylemiş!

O bölgedeki vatandaşlarımız gelip buralarda iş bulur kalıcı olarak yerleşirse depremde zarar gören şehirlerimizi Suriyeliler istila edermiş!

Bu bir “Milli Güvenlik” sorunuymuş.

Bak sen…!

O zaman ben de Ayhan Beyin savunuculuğunu yapanlara sorayım.

KSO dediğimiz kurum, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne yani TOBB’a bağlı değil mi?

Peki Zeytinoğlu’nun o sözü TOBB’un kurumsal görüşünü mü yansıtıyor?

Eğer TOBB böyle bir karar almışsa, yani depremzedelerin çeşitli şehirlerde işe alınmaması yönünde prensip kararı varsa

Bunu açıklamak Rifat Hisarcıklıoğlu’na düşmez mi?

Üstelik Rifat Bey deprem bölgesinde iki gün kaldı, durumu yerinde gördü, Ayhan Bey ise bölgeye gitmedi diye biliyorum.

Hisarcıklıoğlu’nun böyle bir açıklaması olmadığına göre milli güvenlikle ilgili bir derdi de yok demektir.

***

Öte yandan, Körfez Ticaret Odası (KTO) depremin hemen ardından yaptıkları toplantıda ne kararı aldı?

İlimize gelen depremzedeler için istihdam bürosu kurma kararı aldı.

Körfez Ticaret Odası da tıpkı KSO gibi TOBB’a bağlı değil mi, bağlı.

Ha keza, aş ise aş, iş ise iş diyen Kocaeli Ticaret Odası TOBB’a bağlı değil mi?

Peki o halde bu akort bozukluğunu neyle açıklayacaklar?

Daha aynı çatı altında bile tek ses olamayan kurumların yaptıkları eylemlerde biz hangisine inanacağız?

Biri, depremzedeler işe yerleşsin diye istihdam bürosu kuruyor, -ki burada Recep Öztürk’ü tebrik ediyorum;

Öbürü de “Aman sakın işe almayın” diyor.

TOBB Başkanı ne diyor, işte onu bilen yok!

***

Lakin Ayhan Zeytinoğlu’nun özür dilemesinden anlıyoruz ki, TOBB Başkanı kendisine katılmıyor.

Katılması da beklenemez.

Çünkü ortada bir milli güvenlik sorunu varsa o sorun Zeytinoğlu’nun değil, devletin sorunudur.

Ama o ne yapıyor? Kocaeli’nin sanayisiyle ilgilenmesi gerekirken, toplum mühendisliğine soyunuyor.

Güya deprem bölgesindeki iş yerlerinde çalışacak adam bulunamaz endişesine kapılıp,

Burada kapınıza iş için gelenlere kapıları yüzüne kapatın diyor.

Bir “kovun gitsinler” demediği kalıyor.

Ama tabi biz ne anlarız? Ayhan Zeytinoğlu’nu anlayacak entelektüel bilgi ve birikime sahip değiliz.

Onu anlamak için çok geniş görüşlü bir yelpazeden bakmayı becermek lazım.

Hatta Zeytinoğlu bu kente fazla(!)

Onun şu an Sanayi Bakanı falan olması lazım.

Muhalefetin bile akıl edemediğini o etti!

Hatay başta olmak üzere bölgeyi Suriyelilere teslim ederiz demeye getirdi.

***

Zeytinoğlu evvela kendi evinin önünü süpürsün.

Mesela sahibi olduğu işyerlerinde hiç mülteci işçi çalıştırıyor mu, onu açıklasın!

Kocaeli’nin veya milli güvenlik tehdidi oluşması muhtemel kentlerin demografik yapısının bozulmasına çanak tutacak bir şey yapmış mı, onu söylesin.

“Bir tane bile göçmen işçi almadım. Ne ucuz işçiliğe ne de milli güvenliği tehdide varacak şeyler yapmadım” desin, biz de gururlanalım.

“Adam haklı, bu konu onun kırmızı çizgisi” diyelim.

Dün bizim haberlerimizin ardından Zeytinoğlu’nun linç edildiğini düşünüp

Apar topar klavyenin başına geçenler bir zahmet bunları da araştırıp aklımızı meşgul eden bu sorulardan bizi kurtarsın!

***

Bugün Zeytinoğlu’nun yaptığı o gafı ana muhalefet lideri Kılıçdaroğlu’nun söylediğini bir hayal edin.

Ne ırkçılığını bırakırlardı ne vatan hainliğini…

Veya tam tersine, aynı sözleri Sanayi Bakanı Mustafa Varank etseydi ne olurdu?

Muhalefet topyekün Varank’ı hedefe koymuştu.

Sözün özü, Ayhan Zeytinoğlu’nun söylediği ile söylemek istediği arasında dağlar kadar fark vardı.

Kendisi de o farkı anlamış olacak ki bugün ettiği sözler nedeniyle -isteyerek olmasa da- kamuoyundan özür diledi.

***

“Hatay benim şahsi davamdır” diyen Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerini asla unutmuyoruz.

Ama sanki karşımızda Hatay’ı Suriyelilere altın tepside sunan birileri varmış gibi davranıp olayı bağlamından da koparamayız.

Bizim şu anki önceliğimiz tarifi mümkün olmayan acılar yaşayan depremzedelerimizi başımıza taç etmektir.

Onlar da meraklı değiller, memleketlerinden kopup buralarda yaşamaya.

Sadece ayağa kalkmalarına, yaşama tutunmalarına yardımcı olmalıyız o kadar!

Söz konusu milli güvenlik olduğunda, orada bir tehdit oluştuğunda bu millet ne yapacağını zaten çok iyi bilir.

Biz Mustafa Kemal’in evlatlarıyız, kodları biliyoruz.

Bunun için Zeytinoğlu gibilerinin aklına ihtiyaç yoktur!

-----------------

Dip Not:

Ne bu şehir ne bu ülke sahipsiz değil.

Herkes ağzından çıkana dikkat edecek.

Bu olayda da gördük ki basın hala bir şekilde dördüncü kuvvet olarak ayakta!

Yanlışa yanlış deme cesaretini gösteren herkesi tebrik ediyorum.

Bizim çizgimiz belli, duruşumuz net!

Yanlış kimden gelirse gelsin artısına eksisine bakmadan doğru bildiğimizi söylemeye ve yazmaya devam edeceğiz.

O yüzden bu şehirde bir GAZETE BARIŞ gerçeği var!

Verdiğiniz manevi destek sayesinde var olmaya da devam edecek.

Teşekkürler Kocaeli..