Seçim, geçim, deprem…

6 Şubat 2023, saat 04.17…

O güne, o saate kadar ülkenin gündemi, ekonomik kriz, seçim ve EYT idi…

Seçim günü 14 Mayıs olarak belirlenmiş, tüm Türkiye, 6’lı masanın adayının belli olacağı 13 Şubat tarihine kilitlenmişti…

Diğer yandan Erdoğan’ın tekrar Cumhurbaşkanı adayı olup olamayacağının tartışmaları yaşanıyordu.

Bir başka mesele ise EYT idi. Hükümet, yıllarca görmediği EYT meselesine, ülke ekonomisinin allak pullak hale geldiği bir dönemde, seçim kaygısı ile eğilmek zorunda kalmıştı… Kalmıştı kalmasına da ortaya bir anda prime takılma meselesi çıkmış, askerlik ve doğum borçlanması ile 5000 primi dolduranlar emekli olacağım diye beklerken 5975 prim günü şokuyla şaşkına dönmüştü.

Muhalefet, bu kararın revize edilmesi için bastırırken EYT Federasyonu da konunun üzerine topyekun gidiyordu.

Dış politikada ise Yunanistan ile atışmalar, gerilim vardı.

Ekonomik kriz ise bir yılı aşkın süredir zaten gündemdeydi, hükümet enflasyonu düşüreceğine dair vaatler veriyor, zincir marketlere sabit fiyat baskısı uyguluyordu…

Tarih 6 Şubat’ı, saatler 04.17’yi gösterdiğinde tüm gündem bir anda değişti…

7,7 büyüklüğündeki deprem on binlerce canımızla birlikte enkaz altında bıraktı ülkenin tüm gündemini…

İnsanlar ayın sonunu nasıl getireceğini düşünürken deprem bölgesindeki vatandaşlara nasıl destek oluruzun derdine düştü…

Geçim derdini, seçimi, Yunanistan ile olan gerginliği, tüm gündemi bir anda unuttuk.

On binlerce canın derdine düştük…

EYT’liler prim revizesi için umutla beklerken enkazdan insan kurtarılmasını beklemeye başladı.

Mücadelelerini online mitingle sürdürmeyi düşünürken emekli olmaları halinde ilk maaşlarını depremzedelere bağışlama kampanyası yapmayı düşünmeye başladı…

Yunanistan’a lanet yağdırırken vatandaş, enkazdan vatandaşlarımızı kurtaran Yunan ekibe teşekkür yağdırır oldu.

Evet geçim derdi sürüyor, evet EYT’lilerin, özellikle de deprem bölgesinde yaşayan EYT’lilerin dertleri daha da katlandı, bekleyebilecekleri takatleri kalmadı lakin daha sessiz sakin aktarıyorlar dertlerini…

Lakin bir kesim hala kurtaramamış kendini siyasetin kirlenen dilinden…

Yunan bile gelip sarılmışken onların sarılmaya niyeti hiç yok…

İyilik yapanı taşlamaktan çekinmiyorlar…

İyilik yapana, “İnsanlar sana nasıl güvenir” dercesine saldırıyorlar…

Ders almamışlar, ders verme peşindeler…

Utanmamışlar, utandırma, kirletme derdindeler…

Geçim derdindeyken bağış yapandan, geçim derdindeyken EYT’yi hatırlatmaktan utanandan, geçim derdindeyken istemekten çekinenden utanın bari…

Susun artık, yasımız var…