Umutlar tükenmedi…

2023 yılı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yılı olması sebebiyle büyük umutlar ve güzel temennilerle girdiğimiz bir yıldı. Çok geçmeden büyük bir...

2023 yılı Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yılı olması sebebiyle büyük umutlar ve güzel temennilerle girdiğimiz bir yıldı.

Çok geçmeden büyük bir felaketle millet olarak yasa boğulduk…

Tarih 6 Şubat’ı saatler 04.17’yi gösterdiğinde, insanlar derin uykuda iken Türkiye’nin güneydoğusunda on ilimizi etkileyen büyük bir bölgede Kahramanmaraş Pazarcık merkezli çok büyük bir deprem meydana geldi. Depremin 7.7 şiddetinde olduğu açıklandı. Ardından bölgede 13.24'te Elbistan merkezli 7.6 büyüklüğünde ikinci büyük deprem oldu. Depremler Kahramanmaraş ve Hatay başta olmak üzere Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman ve Malatya'da büyük yıkıma neden oldu.

O sabah uyandığımızda gelen haberlerle büyük acı ve çaresizlik hissettik.

Ben İskenderun’da altı yıl yaşadım. Çok sayıda arkadaşım, tanıdığım, ailem gibi gördüğüm dostlarım var. İkinci memleketim olarak gördüğüm Hatay ve İskenderun’la olan bağım çok güçlü…

Hemen telefona sarılıp arkadaşlarıma, canlarıma ulaşmaya çalıştım. İrtibat kurabildiklerim henüz olayın boyutlarından haberdar değillerdi. Elektrikler kesilmiş, internet bağlantısı kalmamış, telefon bağlantısı da çok iyi değildi. Dolayısıyla yaşadıkları korku çok büyüktü. Sağ kalanlar diğerlerinden haber almak istiyor ama haberleşmedeki aksaklıklar yüzünden pek bir şey öğrenemiyorlardı.

Biz Kocaeli’de yaşayanlar, Gölcük depremi sonrasında depremin nasıl bir felaket olduğunu iyi biliyoruz. Ama şunu da biliyoruz ki deprem sonrasında ilk yapılacak iş enkaz kurtarma çalışmalarının bir an evvel başlaması ve deprem sonrası evlerine giremeyecek canların başta barınma olmak üzere insani ihtiyaçlarının karşılanması için derhal yardım ulaştırılması gerektiği…

Depremin 110 kilometre karelik bir alanda 13,5 milyon kişiyi etkilemesi sebebiyle yardımların geniş bir alana ulaştırılması gerekiyordu.

Resmi kurumlar başta AFAD olmak üzere bir yandan harekete geçerken sivil toplum kuruluşları, gönüllüler derhal organize oldular.

Bu depremin öne çıkan kahramanı hiç şüphesiz AHBAP grubunun başındaki isim Haluk Levent oldu. Bundan önceki afetlerde, korona sürecinde yaptıkları SMA hastalarına yardım kampanyaları ile Türk halkı olarak sevgimizi ve güvenimizi kazandı.

Enkaz altındakilerin ilk ulaşmayı düşündüğü isim Haluk Levent oldu…

Bu güveni hak ettiği kuşkusuz, kendisine yaptığı organizasyon ve tüm ekibi ile birlikte gösterdiği çaba için ne kadar teşekkür etsek azdır.

Kiminle konuşsam ilk anlarda asker nerede? sorusunu duydum. Türk insanı her zaman askerini tüm şefkati ve gücüyle yanında görmek ister.

Ülkemizdeki en büyük organize, eğitimli ve düzenli topluluk şüphesiz kahraman Türk Ordusu…

Ancak Emasya Protokolü diye bilinen Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü 2010 yılında iptal edilmişti.

EMASYA Protokolüne göre askeri birlikler afet durumlarında Valiliklerin izni ile hemen sorumluluk bölgelerine dağılır, malzemelerin dağıtımı, arama kurtarma, emniyetin sağlanması görevlerini yerine getirirlerdi.

Sahra çadırları, hastaneleri ve sahra mutfakları kurulur, en temel ihtiyaçlar Türk askeri tarafından çok kısa sürede karşılanırdı.

Bu sistem mevcut olmadığından askerin devreye girmesi biraz gecikti.

Şahsen İskenderun ile sürekli iletişim halinde olduğum bu süreçte ilk 48 saatte Hatay’a arama kurtarma ekipleri ile temel ihtiyaç olan su ve ekmek ulaşmadı.

Salı gecesinden itibaren ekipler ve yardımlar ulaşmaya başladı. Buradaki insanımız büyük zorluk çekti. Yine de sabırla beklediler. Evleri yıkılmayanlar ara ara içeri girerek evde bulunan yiyecek, su ve ekmekle idare etmeye çalıştılar.

Afet çok büyük,

Alan çok geniş,

Yollar, havaalanları hasar görmüş

Kışın en zorlu zamanı, kar tipi devam ediyorken

Kimse böyle bir felakete hazır değildi...

Depremin üzerinden 96 saatten fazla bir zaman geçmesine rağmen enkaz altında kurtarma çalışmaları devam ediyor, sağ salim kurtarılan insanlarımız var.

Ben bu satırları yazarken depremin 5. gününde İskenderun, Çay Mahallesi, Arzu Apartmanı’nda altı kişilik Oktay ailesi sağ olarak kurtarıldı.

Karşı komşuları Kılınç ailesi de sağlar. Karı koca emekli polis olan çifti kurtarma çalışması devam ediyor.

Sakarya’da üniversite öğrencisi olan kızları Sude enkazın başında onları bekliyor…

Hatay’da 10 günlük Yağız Ulaş bebek 90. saatte enkazdan annesiyle birlikte sağ çıkarıldı….Depremden kurtulan en küçük bebek şimdilik o…

Umutlarımız tükenmedi, hala mucizeleri bekliyoruz…

Şu an tüm dünyadan gelen kurtarma ekipleri, Türk askeri, Türk Polisi, Jandarmamız, Sahil Güvenlik, AFAD, UMKE, KIZILAY, AHBAP, AKUT, gönüllü pek çok kişi ve kuruluş arama kurtarma ve yardım çalışmalarına devam ediyor.

Başta afet bölgesindeki çalışmalara katılan ;

Devlet görevlisi, yetkilisi olarak çalışanlara,

Tüm gönüllü kahramanlara,

Başta Azerbaycan olmak üzere tüm dost ve kardeş ülkelere,

Oralardan gelerek bizlere güç veren, destek veren tüm görevli ve gönüllülere,

Sağlık çalışanlarına; hemşiresinden, doktorundan, ambulans şoförüne kadar

Hepsine sonsuz şükran ve minnetlerimi sunuyorum.

Allah bir şekilde katkı veren, yardım eden, maddi manevi desteğini esirgemeyen, dua eden herkesten razı olsun…

Biz büyük ve güçlü bir milletiz, bunu da atlatırız inşallah…

Geçmiş olsun Türkiyem…

( İskenderun’da sevgili abim Av. Nazım Fırat Bayındır ile kıymetli eşi Av. Jale Bayındır’ı kaybettik. Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanınız cennet olsun…)

Kahramanmaraş deprem
SON DAKİKA HABERLERİ

Arzu Yalçın Diğer Yazıları