Sizin için bir mucize yok artık!
“Böyle acı günlerde eleştiri yapılmaz, susulur, birlik olunur, yaralar sarılır…” Hep bu söylemler üzerinden gidiliyor… Hep ortam bu sözlerle...
“Böyle acı günlerde eleştiri yapılmaz, susulur, birlik olunur, yaralar sarılır…”
Hep bu söylemler üzerinden gidiliyor…
Hep ortam bu sözlerle yumuşatılıyor…
Ama ne hikmetse bunu diyenler, siyasetin en alasını yapıyor…
Bu işin sorumluları, vebal altında olanlar hep üste çıkıyor.
Bir AKP’li eski vekil çıkıp da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na “Defol, İngiliz uşağı” diye bağırabiliyor!
Cumhurbaşkanı çıkıp, bu süreçte eleştirenleri deftere not ettiğini, sonra gereken cevabı vereceklerini ilan ediyor… O vakit, not edilecek olanlardan ilki AKP'li eski vekil olmalı...
Sorumlusunuz, vebal altındasınız; deprem kuşağında olan bir ülkeyi 20 yılı aşkın süredir yönetip, geçmiş depremlerdeki iktidarları eleştirip, hala ağır hasarlı, orta hasarlı binaları yıkmamış olan ülkemde suçlusunuz, bunu kabul etmek durumundasınız. Geçmiş iktidarlar ne kadar suçluysa siz de onlar kadar suçlusunuz.
Evet, benzeri görülmemiş bir olay, iki deprem üst üste oldu, 10 ilde yıkımlar gerçekleşti, her yere yetişme şansınız yok elbet, lakin bu denli yıkım olmasını engellemek sizin görevinizdi… Bu denli güçlü, bu kadar uzun süre iktidarda kalıp, övündüğünüz yolların bile darmadağın olması garip değil mi? İnsanların deprem sonrası sığınabileceği kamu kurumlarının hasar alması, yıkılması garip değil mi? Daha geçen sene yapılmış, 2 milyon liranın üzerinde bir dairesi satışa sunulan binanın, insanlara mezar olması vahim bir durum değil mi? İzahı var mı tüm bunların?
Neden önlem almadınız, neden güçlendirmediniz, neden yeni binalar bile yıkıldı, neden kentsel dönüşümü büyük oranda sağlamadınız? Vatandaş bu soruların cevabını istiyor sizden, bunun için suçlanıyorsunuz.
Soğuk kış gününde meydana gelen ve insanları uykusunda yakalayan bir depremde, enkaz altında kalan ve sağ olan insanlar, donarak can veriyor. Ekipler yetmiyor, yetişemiyor. Yetişebilme şansları yok, çünkü yıkım çok büyük!
İşte can sıkan, sizi suçlu kılan bu; yıkımın büyük olması…
Hal böyleyken hala siyaset yapabiliyor, hala sert söylemlerde bulunabiliyorsunuz...
Oradaki acıyı hisseden, oradaki acıyla dertlenen herkesin bunları söyleme hakkı var.
Tüm ülkede kentsel dönüşüm yapamazsınız elbette lakin tüm binaları denetletebilir, güçlendirilebilir olanların güçlendirilmesini sağlayabilir, güçlendirilemez olanları ise kentsel dönüşüme sokabilirdiniz…
Deprem kuşağında yapılması gereken en başlıca şey buydu.
***
İşte böyle bir süreçte ilk defa şaşırtmıştınız beni…
En hızlı yaptığınız şeyi yapmamış, ilk defa sosyal medyayı yavaşlatma yoluna gitmemiştiniz!
Çünkü insanlar enkaz altında Twitter ve Tiktok hesaplarına girip yardım çağrısında bulunuyordu. Enkaz altından video paylaşıp adres veren, canlı yayında “Beni, ailemi kurtarın” diyenler vardı. Yakınlarının hangi adresteki enkazın altında kaldığını sosyal medyadan ünlü isimlerin paylaşımları altında duyuran binlerce insan vardı. Yardım kampanyalarını yayan ünlüler vardı sosyal medyada, orada organize olanlar vardı.
Dedim ki en azından bunu yapmadılar, bu kadarını da yapmazlar. Birileri eleştiriyor, birileri serzenişte bulunuyor, bazıları ise kirli bilgi yayabiliyor diye; insanların yardım çağrısında bulunduğu bir mecraya müdahale etmezler demiştim…
Lakin yaptınız, dün resmen sosyal medyanın en aktif mecralarında bant daraltmasına gittiniz, yavaşlatma uyguladınız. Enkazların başında yakınları kurtulsun diye yardım çağrısında bulunanlar, yardım kampanyası düzenleyenler zor duruma düştü.
Neyse ki gece 01.00’de bu hatanızdan vazgeçtiniz…
Kirli bilgi yayıldığı gerekçesiyle nasıl böyle bir şey yapabildiniz Allah aşkına?
Herkese, her enkaza ulaşamazken ekipler, adres verilen, enkazda canlı insan olduğu duyurulan, yakınları için yardım istenen bir mecrayı kullanılamaz hale nasıl getirebildiniz?
Bu depremde sosyal medya o kadar işe yaradı ki o kadar çok canın kurtarılmasını sağladı ki; insanlara, “İyi ki sosyal medya varmış” dedirtti. Tuhaf tuhaf paylaşımların, videoların, canlı yayınların yapıldığı, sık sık eleştirilen Tiktok bile bu depremde hayat kurtardı. Ama siz, en olmadık yerde, en olmadık zamanda yapılamayacağı yaptınız!
İstediğiniz deftere yazın, istediğiniz yere not edin; bu büyük yıkımda sorumlusunuz, bunu duymak istemiyor olabilirsiniz lakin, duyacaksınız.
İstanbul da Kocaeli de İzmir de diğer illerimiz de yıkılmasın diye duymak zorundasınız…
Mevcut iktidar ya da iktidara gelebilecek olan diğer partiler; kulağınızı dört açın; binaların öldürmeye devam ettiği bir ülkede, hiçbiriniz için bir mucize olmayacak bundan sonra! Depremi ülkemiz için tehdit olmaktan çıkaramayan ve çıkaramayacak olan kimse, yarattığı bu enkazdan sağ çıkacağını düşünmesin.