CHP örgütü açılışın neresindeydi? Perde arkasına buyurun…

Geçtiğimiz cumartesi günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmit Belediyesinin davetlisi olarak ilimize geldi. Kılıçdaroğlu, Fatma Kaplan Hürriyet’in...

Geçtiğimiz cumartesi günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmit Belediyesinin davetlisi olarak ilimize geldi.

Kılıçdaroğlu, Fatma Kaplan Hürriyet’in Belsa Plaza’da yer alan ve kimden, ne kadara kiralandığı henüz açıklanmayan büyük bir alana inşa ettiği kütüphanenin açılışını gerçekleştirdi.

Hürriyet’in açtığı kütüphane sayesinde uzun zamandır gitmediğim Belsa’ya da gitme fırsatım oldu.

Nedense Belsa ve çevresi bana hep ürkütücü gelmiştir.

Şehrin göbeğinde, üstelik merkez ilçe belediyesinin bulunduğu bir iş merkezinin veya plazanın çehresinin bu kadar bozuk olması, bir imaj çalışması yapılmaması, daha nitelikli hale getirilmemesi bana garip geliyor.

Koltuğa oturan odanın dışına çıkmıyor, dışarısını görmüyor.

***

1993 senesinde Sirmen döneminde iş insanı Vefa Küçük’ün firması tarafından yapılan Belsa Plaza, gerek görüntüsüyle gerekse işleviyle bu kente yakışmıyor.

Dolayısıyla Hürriyet’in Belsa’da kütüphane açacağını duyunca bunu olumlu bir girişim olarak algıladım.

Sonunda Belsa’da iyi bir şey yapıyorlar galiba, diye düşündüm.

Kılıçdaroğlu da böyle düşünmüş olacak ki, Hürriyet’in davetine icabet etti.

***

Bazıları Kılıçdaroğlu’nun kütüphane açılışına gelmesini yadırgadı, yakıştıramadı.

Potansiyel Cumhurbaşkanı adayı olarak görülen Kılıçdaroğlu daha makro projeler için kurdele kesmeliydi.

Ama Kılıçdaroğlu böyle düşünmedi.

15 yıl aradan sonra alınan İzmit’e, her ne olursa olsun sahip çıkılması gerektiği noktasında duruyor.

Surda gedik açmak diye bir tabir vardır; CHP 15 yıllık özlemin ardından yeniden İzmit’i kazandıysa;

Hürriyet ne yaparsa yapsın, örgütü ne kadar yok sayarsa saysın, gençleri ne kadar iterse itsin, Kılıçdaroğlu ‘O belediye bizimdir, bizim kalması için ne lazımsa yapılır, onlar sonraki iş’ anlayışıyla Hürriyet’in projeciklerine iştirak ediyor.

Kılıçdaroğlu İzmit’e gelmek için devasa proje bekleyecek olsa sanırım daha çok bekler!

Dün, Balkan Yerleşkesi, sonra kreş açılışı, son olarak da kütüphane açılışı…

Allah bereket versin!

***

İşin içine kitap girdi mi zaten olay kendiliğinden güzelleşiyor.

O yüzden gençlere yönelik atılan bu adımı destekliyor, İzmit’e hayırlı olmasını diliyorum.

Şimdi gelelim işin perde arkası kısımlarına…

***

Evvela şunu söyleyeyim.

İzmit Belediyesi Genel Başkanlı bütün programların organizasyonlarında sınıfta kalıyor.

Cumartesi günü de öyleydi.

Ne bir düzen ne bir nizam vardı, ne tarafa gideceğimizi şaşırdık.

Her şeyden önce Kılıçdaroğlu’nun ilimize geleceği kentin tamamına iyi duyurulmadı.

Halka şikayet söz konusu olduğunda bilboardların tamamını giydiren İzmit Belediyesi, nedense Kılıçdaroğlu’nun gelişiyle ilgili o kadar asılmadı.

Akşener bilboardlarının yanına bir de Kılıçdaroğlu iliştirildi, o kadar!

***

Cumhurbaşkanı adayı olması beklenen Kılıçdaroğlu’nun gelişiyle İzmit’in merkezinde izdiham yaşanmalıydı.

Evet, Belsa önü ve çevresi partililerin katılımıyla epey kalabalıktı ama kalabalığı görüp gelen insanlar dışında halk katılımı yok gibi bir şeydi.

Bunun da tamamen Hürriyet ve CHP örgütü arasındaki kopukluğa bağlıyorum.

Günahıyla sevabıyla artık her şey olup bittiğine göre perde arkası kısımları rahatlıkla yazabilirim.

***

Örgüt ve Hürriyet arasındaki kopukluktan bahsettim, oradan devam edeyim ve size çok şaşıracağınız bir gerçeği söyleyeyim.

Kılıçdaroğlu’nun geleceğini il örgütü maalesef basından öğrendi!

Yanlış duymadınız!

Gerçekten de öyle!

İzmit ilçe örgütü zaten yokta! Olsa da bir şey fark etmiyor.

İl örgütü deseniz, onu da takan yok!

Hürriyet Ankaralara gitmiş, davetini yapmış, kurmaylar projeyi istemiş, karşılıklı görüşmeler tamamlanmış ve Kılıçdaroğlu’nun programına alınmış ama CHP örgütü tüm bunlardan bir haber!

Basın da olmasa herkes gibi onlar da reklam panolarından falan öğreneceklerdi herhalde!

***

Allah aşkına böyle bir şey olabilir mi?

Aynı olayı bırakın AKP’yi -ki zaten söz konusu bile değil; İyi Parti’de olduğunu düşünün!

Adamı tefe koyarlar.

CHP örgütü iyi bile sabrediyor.

Siyasetin etiğini, hiyerarşisini bilen herkes bunun ne anlama geldiğini bilir.

Hürriyet istiyor ki bütün alkışları ben alayım, örgüt benim önüme geçmesin.

İyi de o işler öyle olmuyor.

Bakın, Kılıçdaroğlu açılış konuşmasını yapmadan önce kürsüye çağrılan Hürriyet’e alkış neredeyse sıfırdı!

Üstelik Kılıçdaroğlu geçmişte yaptığının aksine, Hürriyet’le ilgili ‘büyükşehir başkan adayımız’ anlamına gelecek tek bir söz dahi etmedi.

Sadece o mu?

Kocaeli’nin pek kıymetli vekilleri Haydar Akar ve Tahsin Tarhan katılımcı olarak takdim edildiğinde de öyle!

Tek bir alkış sesi çıkmaz mı yahu, ama çıkmadı!

Alkışı sadece Kılıçdaroğlu aldı.

***

Aslında anlayan için bunlar çok önemli mesajlar ama gel de anlat!

Hadi Haydar Akar kendini emekli etti diyelim.

Peki, yana yakıla hala vekillik isteyen, zafere giden her yolu kendine mübah sayan Tarhan’ı ne yapacak bu CHP?

Ne yapacağını başka bir yazıda değerlendireceğim.

Velhasıl kelam CHP Kocaeli’de işler iyi gitmiyor.

Belki güzel işler yapılıyor ama edilen kavgalar, verilen savaşlar yüzünden hiçbir adım CHP’yi alıp yukarılara taşımıyor.

***

Kılıçdaroğlu’nu davet ediyorsunuz, örgütün bundan haberi yok!

Kılıçdaroğlu’nu gençlerle buluşturup söyleşi yaptıracağız diyorsunuz, gençlik kolları organizasyonun dışına itiliyor.

Söyler misiniz, böyle başarı olur mu?

Ait olduğunuz siyasi partinin gücünü arkasına almadan nereye kadar varabilirsiniz?

Bu memlekette hala partili cumhurbaşkanlığı tartışılıyor.

Erdoğan onca kudrete rağmen partisinin rozetini bırakmamakta ısrar ederken; (ki bunu tasvip etmiyorum)

Alt tarafı ilçe belediye başkanının kendini partiler üstü görmesi akılla, mantıkla izah edilemez!

***

Siyaseti kişiselleştirerek yapanlar hep hazin sonla yüzleşmiştir.

Saygıda mecbur, sevgide özgür oldukları gerçeğini anladıklarında ise iş işten geçmiştir.

Buna dair yakın siyasi tarihte bile onlarca örnek var!

Sizce artık ders çıkarmanın vakti gelmedi mi?

Güzel işler, kalbe değer diyorsunuz ama ortada kalbe giden yol yok!

Biraz silkelenseniz mi…?

------------------

Dip Not: Bu bilgilere tamamen gazetecilik reflekslerimle ulaştım.

Kimse yazdırmadığı gibi yazmamam konusunda istemler de oldu ama kusura bakmasınlar ben önce gazeteciyim.

Bu gerçeği kabul eden eder, etmeyen üstüne soğuk su içer!

Kalın sağlıcakla!

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları