bay evdeyokum’un post-it’leri

Can Çocuk Yayınları’nın basımını üstlendiği, Christian Inaraja’nın resimlediği kitabın yazarı Tina Vallès. Türkçe’ye Emrah İnce çeviriyor. Çevirmek sanki bir...

Can Çocuk Yayınları’nın basımını üstlendiği, Christian Inaraja’nın resimlediği kitabın yazarı Tina Vallès. Türkçe’ye Emrah İnce çeviriyor. Çevirmek sanki bir örgüyü söküp yeniden örmek gibi bir şey. Niye buradan başladım derseniz, galiba kitaptan etkilendim. Evden çalışma deyince ve yoğun emekle, kelimelerle dünyasını kuranlar deyince aklıma önce onlar geliyor. Bir kelimenin bir ton anlamına bakıp, kendi diline en yakın anlam üzerinde durmak ve ona göre tercihte bulunmak, bir cümleyi 2 saniyede okumak gibi değil. Dakikalar ve bazen saatler harcanıyor o cümle için. Öylesine yoğun bir emek söz konusu ki; tam da bu yüzden hayatını kelimeler üzerinden kazananların hak ettikleri ilgi ve değeri görüp görmediklerini merak ediyorum. Ayrıca emeklerinin karşılığını alıyorlar mı onu da bilmiyorum. Tüm bunların yanında nasıl mucizevi bir iş yaptıklarına, sabırlarına ve çalışma disiplinlerine hayran olmamak elde değil. Düzeltmenler, editörler de benzer kategoride elbette. Aynı şeyi grafikerler için de söyleyebilirim. Renk, resim, sayfa, konu ile yoğrulan bir hayat. Birinde kelimeler tek öğe, diğeri biraz daha canlı ama yine de ekran veya kağıt/kalem karşısında harcanan onlarca saat. Kesinlikle kişilikle ilgili olduğunu düşünüyorum bazı işlerin. Yani öyle herkesin yapabileceği şeyler değil. Kitap belki de tüm bunları yeniden düşünmemi sağladı.

Evden çalışan ve bunu yaparken de bazen “normal” iletişim kanallarından vazgeçen bir düzeltmen var kitapta. Yeni taşındığı binada da meraklı bir kız çocuğu. Düzeltmen depresif olduğu için, içine kapalı olduğu dönemde, zaten evden çalıştığı için kendisini daha da yalıtmış durumda. Ama çocukların ısrarı, merakları, cana yakınlıkları bazı buzları eritebiliyor. Kitabımızdaki kahraman Cláudia bu yeni komşuyu ve yaptığı işi çok merak ediyor. Aralarında post-itlerle başlayan başka türlü bir diyalog oluşuyor ve okur olarak beni de içine çekiyor. Yeni ve aslında pek çok insanın bilmediği farklı türlü bir yaşama halini konu alıyor yazar. Pandemi nedeniyle evden çalışmanın, insanlardan uzak kalmanın ve yalıtılmış ortamda olmanın ne demek olduğunu deneyimledik ama örneğin ben evdeyken de ailemle birlikteydim. Yani kitaptaki düzeltmen gibi hem tek yaşayan, hem de işi gereği evden çalışan olmayı tam olarak bilemiyorum. Sadece anlayabildiğimi sandığım bir yaşam biçimi. Ama bu hayat, kahramanımız için bilmediği bir şey ve anlamaya çalıştığı her adımda bizi de peşinden sürüklüyor.

Kelimelerin içinde olan pek çok kişi gibi, gizemli komşu da küçük kızın yazım hatalarını düzeltiyor sürekli. Bu durum çok tanıdık geldi bana. Eminim kitabı okuyan başkaları da benzer şeyler bulacaklardır. Çocuk ve yetişkin dünyasının farklarını da görüyoruz ve yine başka türlü sohbetlerin mümkün olduğunu. Gizemli komşu, içinde olduğu ruh halinden biraz sıyrılınca yüz yüze de iletişime geçiyorlar. Çocuğun anne ve babasının tepkileri, gizemli komşunun mesleği ve yaşamı deneyimlediği şekli bakalım okur olarak sizlere nasıl gelecek. Belki pandemi öncesi olsaydı başka şeyler söyleyebilirdim ama artık çoğu firma evden çalışmayı teşvik eder hale geldi. Bu durum kendi içinde handikaplarını gösteriyor ve aynı zamanda kolaylığını da. İşte bu kitap klasik olanın dışına çıkmamızı sağlıyor ve bence oldukça güzel bir şeye sebep oluyor. Bilmediğimiz, deneyimlemediğimiz, hayal edemediğimizi önümüze sözcüklerle ve kurguyla sunuyor işte yazar. Orjinalliği buradan geliyor. Yaşamdan edindiklerini damıtıp çocuklara aktaranlara saygı duyuyorum ve yazar da onlardan birisi. Akıcı ve aynı zamanda sade dili ile oldukça keyifli bir okuma için oldukça güzel bir örnek duruyor karşımda.

SON DAKİKA HABERLERİ

Saadet Sevinç Doğan Diğer Yazıları