“DEVA”mı yok!
Evet, konuyu daha iyi anlayabilmeniz için şu sorularla başlamak istiyorum yazıma… “MHP, Andımız’a karşı” diyebilir misiniz? Milliyetçi Hareket Partisi, içinde...
Evet, konuyu daha iyi anlayabilmeniz için şu sorularla başlamak istiyorum yazıma… “MHP, Andımız’a karşı” diyebilir misiniz? Milliyetçi Hareket Partisi, içinde milliyetçi ifadelerin yer aldığı, Atatürk’ün yer aldığı Andımız’ın okullarda okutulmasına karşı olabilir mi? MHP, “Türküm, doğruyum” sözünden rahatsızlık duyabilir mi? MHP, “Ey büyük Atatürk, açtığın yolda, gösterdiğin hedefe, durmadan yürüyeceğime ant içerim” demekten yüksünebilir mi? MHP, öğrencilerin böylesi bir yemin için kısa bir süre üşümesini gerekçe gösterip Andımız’ın kaldırılmasını isteyebilir mi?
Elbette ki hayır… Keza, Andımız kaldırılırken bu duruma en fazla tepkiyi MHP göstermişti. MHP, ittifak ortağı AKP’nin Andımız’a karşı tavrı ortadayken, Danıştay’a da olsa tepkisini ortaya koymuştu.
Bir süre ittifakı sarsacak gibi olan Andımız’ın tekrar aynı krize neden olmaması istenmiş, Andımız, AKP ile MHP ittifakını ortadan kaldıracak bir hal almamıştı. Öyle ki İYİ Parti'nin vermiş olduğu Andımız ile ilgili araştırma önergesi, AKP ve HDP’nin oylarıyla reddedilmiş, MHP ise bu önergede çekimser kalmıştı.
Yani anlatmak istediğim AKP ile MHP tamamen aynı fikirlerde olmasa da ideolojileri gereği kimi konularda tamamen ters olsa da bazı şeyleri görmezden gelebilmeyi başarıyor. Bunu ittifakın sürmesi adına yapıyor. AKP de keza bir zamanlar ayaklar altına aldığını söylediği milliyetçilik gömleğini üzerine tam oturmasa da giyebiliyor! Kimisi “Siyasi hesap” der, kimisi “Beka” der buna… Öyle ya da böyle bazı gerekçelerle zıt partiler bir araya gelebiliyor.
MHP’nin oy oranı, AKP’den fazla olsaydı, AKP’deki güç MHP’de olsaydı; bu kez susan AKP olacaktı. Belli gerekçelerle ittifakın sürmesi için Andımız rahatsızlıklarını bastıracaktı AKP. Çünkü bir yerden oy alayım derken bir yeri küstürmemek için çok kurcalamamak gerekebiliyor her şeyi… Belli bir yere kadar kulağının üzerine yatmak gerekebiliyor siyasette!
AKP, bugün tek başına seçim kazanabileceğini anlasa belki de MHP ile yol yürümekten anında vazgeçer… Ya da MHP, tek başına iktidar koltuğuna oturabileceğini bilse belki AKP’yi tekrar karşısına alır, belki en sert muhalefeti yapmaya başlar AKP'ye.
***
Peki AKP ile MHP için mi geçerli yalnızca bu durum?
Sadece Cumhur ittifakında mı var, bu bir şeyleri görmezden gelme durumu?
Birlikte kazanabilmeye endeksli hareket eden ve bu süreçte susmayı ya da istemese de savunabilmeyi başaran sadece onlar mı? Bunu yapmak sadece onlarda mı normal?
Tabii ki değil…
6’lı masada da benzer bir durum söz konusu…
Hatta 6’lı masada birbirinden birçok konuda farklı 6 parti var…
Aynı ideolojiye sahip olmayan, birbirinin zıttı düşündükleri çok mesele var…
Onlar da AKP ile MHP’nin yaptığını yapıyor…
Onlar da belli bir sürece kadar yeri geliyor kulağının üzerine yatıyor…
6’lı masa, şu an iktidarda değil, iktidara gelip gelmeyecekleri 14 Mayıs 2023’te netlik kazanacak…
Olur da iktidara gelirlerse oyların dağılımına göre bir hükümet kurulacak…
Ve bu hükümet, aslında bu partiler için bir vitrinde yer alma
zemini oluşturacak.
Yani bir sonraki seçimde tek başına iktidar olma ya da daha güçlü
şekilde Meclis'e girebilme şansı yakalayabilmelerini sağlayacak bu
vitrin onlara...
Öncelikle yaşanan ekonomik krizin üzerine yoğunlaşacaklar…
İlk olarak mağduriyetlere öncelik verecekler…
Buraya kadar birbirlerine yönelik muhalefet etmeyeceklerini, ortak kararlar vereceklerini düşünüyorum.
Sonrasında özgürlüklere, haklara, Anayasa’ya geçilecek…
İşte o zaman fikirlerin çatışması başlayacak…
İşte o zaman topyekun eller kalkmayacak…
Çünkü tek partili olmayacak bu iktidar, bir koalisyon hükümeti olacak.
Her şey bir kişinin dudağından çıkacak bir sözle bir gecede değişmeyecek.
İdeolojiler, kırmızı çizgiler işte o zaman devreye girecek.
Yani AKP gibi bir güç olmayacak iktidarda, tek bir kesimi memnun edecek kararlar olamayacak.
Çünkü tek bir partinin vekil sayısı, bir kanun çıkarmaya, bir karar almaya yetmeyecek.
Hal böyleyken iktidara yakın medya, barajın çok altında oy oranına sahip olduğu anketlerde görülen DEVA Partisi’nin milliyetçi ve ulusalcı kesimi rahatsız eden söylemleri üzerinden 6’lı masaya yükleniyor… AKP’nin tabanındaki fanatikler de keza öyle…
AKP’den koparak DEVA’yı kuran Ali Babacan’ın, AKP’den ideolojik olarak tamamen kopamadığını gösteren çıkışları var. Mesela Anayasa’daki Türklük kavramını kaldırmaktan söz ediyor DEVA… Tabii buna ne gücü yeter ne de alacağı oy yeter. Sadece bu görüşleri taşıyanlardan oy kapma, AKP’nin içinde bu şekilde düşünen seçmeni tavlama hareketleri bunlar.
Şimdi DEVA’nın bu görüşü, bu vaatleri 6’lı masayı bağlar mı? Bence bağlamaz! Bağlasaydı, AKP’nin Andımız’a karşı duruşu, MHP’yi de bağlardı değil mi? Yani adaletli bir şekilde düşünürseniz; ortaya bu sonuç çıkıyor!
Olur da 6’lı masa seçimi kazanır, ortaya 6 partiden oluşan bir koalisyon hükümeti çıkar; işte o zaman bir kişi, bir parti değil, Meclis’e girebilecek diğer partilerle birlikte çok seslilik olur… DEVA da o seslerden yalnızca biri olarak Meclis’teki yerini alır; hepsi bu!
Yoksa AKP’ye “Dur” demişse bu millet, Andımız’daki Türklük kavramını aidiyet olarak değil de ırkçılık olarak tabir edenlere “Dur” demişse AKP ile bu konuda aynı düşüncede olan DEVA Partisi’ne bir sonraki seçimlerde “Seninle ‘DEVA’m” demez!
Kurumlardaki tabelalardan bir zamanlar T.C. ibaresini kaldıranlar, Andımız’ı kaldırmakla kalmayıp, MHP ile ittifakta olduğu süreçte bile karar bozdurup tekrar okunmasına müsaade etmeyenler gibi bir güce sahip olamaz DEVA… Bu yüzden çok da şey etmeyin, bir kere "Dur" denmişse millet tarafından, “DEVA”mı yok!