“Eşini döveni kovarım” demişti Vay be nereden nereye!

İzmit Belediyesinde yaşandığı iddia olunan taciz skandalıyla ilgili özel haberimiz, kamuoyuna bomba gibi düştü. Haberimizde İzmit Belediyesindeki bir...

İzmit Belediyesinde yaşandığı iddia olunan taciz skandalıyla ilgili özel haberimiz, kamuoyuna bomba gibi düştü.

Haberimizde İzmit Belediyesindeki bir müdürlüğün başındaki şahsın, gayri resmi müdür yardımcısı olan kişi ile yaşadığı gönül ilişkisi sonrası kadına yaşattığı iddia olunan olayları konu alıyordu.

İddialara göre C.T.Ş. isimli müdür, M.E. isimli çalışana kendisinden ayrıldıktan sonra sözlü tacizlerde bulunmuş, defalarca üzerine yürümüş,

Masasını dağıtmış, üstelik bunu müdürlük personelinin gözleri önünde defalarca tekrarlamıştı.

Bu iddia yargıya taşınmış, şikayet dosyasındaki tanık ifadeleriyle de desteklenmişti.

*

Ayrıca konu İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğüne M.E. tarafından yazılı olarak da bildirilmişti.

En can alıcı nokta ise konudan Başkan Fatma Kaplan Hürriyet de haberdar edilmişti.

Amma velakin, M.E.’nin yer değişikliği talebi, “Özel hayatın yansıması” olarak değerlendirilerek uygun görülmemişti.

*

Müdür ise tacizlerini aralıksız sürdürmeye devam ediyordu.

İş çıkışı kadını takip etmeler, mesaj yoluyla tacizler hiç bitmiyordu.

Belediyede duymayanın kalmadığı bu olayda o müdür hangi cesaretle tacizlerine devam ediyordu, anlamak mümkün değildi.

Öğrendiğim kadarıyla İzmit Belediyesi’ne Ankara’dan gelmiş tepeye oturmuş.

Belli ki çok liyakatli(!) bir geliş yolculuğu var!

Artık kimden nasıl bir cesaret alıyorsa, uyarı aldığında işi bıraktığını, istifasını verdiğini söyleyip, bir iki hafta izin yapıp geri gelebiliyordu.

Geldiğinde kaldığı yerden tacizlerine devam ediyordu.

*

Masumiyet karinesi diye bir şey var yargıda…

Suçlu olduğu iddia edilen kişi, yasalara göre suçluluğu kanıtlanana kadar masumdur…

Bunun bilincinde ve farkındayız.

Bu yüzdendir ki gözaltına alınan ya da tutuklanan fakat hüküm giymemiş olan zanlıların dahi yüzlerini kapatarak, isim ve soy isimlerini kısaltarak veririz haberlerimizde.

Bugün de öyle yaptık.

Belgeleriyle desteklenen bu haberi hiç yapmamak da bir seçenekti.

Ama ortada çok ciddi iddialar ve çaresiz bir kadın vardı.

Ben de bir kadınım, bu gazetede çalışan kadın arkadaşlarım var.

Benzer durum hepimizin başına gelebilir.

O yüzden bize yakışan şey, o iddiaları kamuoyu ile paylaşarak kadına sahip çıkılmasını sağlamaktı.

*

Evet, konu yargı aşamasında, şahıs yargılanıp hüküm giymediği sürece de masum sayılır.

Fakat iddialar bu denli ağırken Başkan Hürriyet’in bu duruma müdahale etmemesi,

Her şeyden önce bir kadın olarak hemcinsine duyarlı davranmaması, bu ağır iddialara rağmen kadının birimini değiştirmemesi,

Sanki olay belediyede değil de evin içinde yaşanıyormuş gibi bir tavırla “özel hayat” denilmesi ilginçti.

*

Aslında bir süredir kulağımıza geliyordu bu iddia…

Bir müdürün bir süre gönül ilişkisi yaşadığı kadın personele ayrıldıktan sonra belediyeyi dar ettiğini neredeyse Belsa Plaza’da duymayan kalmamıştı.

Olay bu kadar dallanıp budaklandığı halde hala daha Hürriyet’in duruma müdahale etmemesi inanılır şey değildi.

Üstelik bu umursamazlığı, bu vurdumduymazlığı gösteren kadın başkanın, hızlı bir kadın hakları savunucusu olduğunu gösteren eylem ve kararları varken…

*

Evet, Fatma Kaplan Hürriyet her şeyden önce bir kadındı.

Göreve geldikten sonra “Bu kentin kadınları bana emanet” diyen kararlarıyla takdir toplayan bir kadındı.

8 Mart Dünya Çalışan Kadınlar gününde kadınlara 1 gün izin vererek pozitif ayrımcılık yapmış bir kadın başkandı o!

Toplu iş sözleşmesine (TİS) özel hayat demeyip, “Evinde eşine, çocuğuna şiddet uygulayan belediye personelinin iş akdini fes edebilme” maddesi koydurmuş, bu yaptığıyla büyük takdir toplamış bir kadındı…

2021 Kasım ayında 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü kapsamında,

Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) başkanlığında Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı Protokolü'nü imzalamış, sonrasında da kadına yönelik şiddete karşı düzenlenen çalıştaya ev sahipliği yapmış bir başkandı…

*

Hele o protokol töreninde sarf ettiği sözler ayakta alkışlanacak türdendi!

Demişti ki:

“İzmit Belediyesi olarak sürekli artan kadına yönelik şiddete karşı önlem almaya çalışıyoruz. Aynı zamanda yakın bir tarihte İzmit Belediyesi olarak tüm işçilerimizle toplu iş sözleşmesi imzaladık.

Bu sözleşmede önemli bir madde koyduk. Dedik ki, ‘Aile içi şiddet uygulayan, çocuğuna ya da eşine şiddet uygulayan çalışanlarımıza sözleşmedeki ekonomik ayrıcalığı vermeyeceğiz.’

Gerekirse kadına bu haklara vereceğiz.

Gerekirse de aile içi şiddet uygulayan kişilerle yolumuzu ayıracağız.

Kadınlarımız şiddete maruz kaldığında nereye gidebilir bununla ilgili farkındalığı artırmak gerekiyor.” Demişti.

*

İşte bu yüzden şaşırmıştık duyduklarımız karşısında!

“Yok canım, o kadar da uzun boylu değil!” demiştik…

“Böylesi ağır iddiaların olduğu bir konuyu görmezden gelmez, gelemez” demiştik…

Bu cümleleri kurmuş, kadınlarla ilgili eyleme geçmiş bir kadın başkanın bu konuya sessiz kalacak kadar duyarsız

Ya da kamuoyundan korkusuz olabileceğini düşünememiştik…

-

Belli ki Başkan Hürriyet TİS’de aile içi şiddet vakasına dahi yaptırım uygularken;

Kendi kurumu içerisinde yaşanan şiddet, psikolojik şiddet, taciz gibi vakaları hesap etmemiş.

Aslında tam da bu noktada bir çelişki var!

Hürriyet, aile içindeki şiddeti “Özel hayat” olarak görmeyip, yaptırım uygulayacağını, erkek personeli işten atacağını söylüyor ya;

Belediye içinde yaşanan taciz vakasını da “Özel hayat, bizi ilgilendirmez” diyerek görmezden geliyor.

Yani bu olayda bahsi geçen şahıslar karı-koca bile olsa sonuç değişmeyecek.

O zaman nerede kaldı sizin TİS’e eklettiğiniz o madde?

*

Başkan Hürriyet’in yargı karar verene kadar olayın üzerini örtmesi nereden baksanız tutarsızlık ve samimiyetsizlik…

Oysa yaşanan onca kadına şiddet vakası ve kadın cinayeti, yargı süreçleri sonlanmadan, önlem alınmadığı için yaşanmıştı.

Üstelik bu konuda beylik lafları da vardı.

Diyordu ki;

“Her günümüz erkek egemen politikalarla, sokakta veya evdeki şiddetle, tacizle, mobbingle, ekonomik şiddetle, psikolojik şiddetle mücadeleyle geçiyor. Maalesef şiddet bazen görülmüyor. Tacizler her zaman gündem olmuyor. Kadınların maruz kaldığı şiddet görmezden geliniyor ve üstü örtülüyor. Toplumun vermiş olduğu tepki ve farkındalık düzeyinin yüksek oluşu sebebiyle sadece kadın cinayetleri dikkat çekiyor. Buradan da şunu anlıyoruz; toplum tepki vermezse kadın cinayetleri de görülmeyecek ve konuşulmayacak düzeye gelecek.”

*

Ne kadar güzel ne kadar kapsayıcı ne kadar güven telkin edici, öyle değil mi?

Şimdi tüm bunları savunan bir belediye başkanının yönettiği kurumda yaşanan olaya “Özel hayatın yansıması” deme şansı var mı, yok!

Bari bundan sonrası için bir şeyler yapılsın.

Bakın, bugün haberimiz yayımlandıktan sonra bahsi geçen şahıs gazeteyi aramış, haberi kaldırmak için harekete geçmiş, olayı inkar etmiş.

Yani pişkinlik aynen devam ediyor.

Bu haber o, şu, bu istedi diye yayından kalkmaz, bilesiniz!

Hukuk yoluyla erişim engeli aldırırlar o başka ama kimse bu konuda bize gelemez!

Haberimizin de mağdurenin de sonuna kadar arkasındayız.

Çünkü ortada somut belgeler var!

*

Belediyede bu haberi kim sızdırdı diye cadı avı başlatacağınıza çözüm odaklı olmayı seçin!

Yargı karar verene kadar hiç olmazsa kadının yer değişikliği talebini değerlendirin.

İlla başına bir şey mi gelmeli?

Ha, diyorsanız ki düşene bir tekme de biz vururuz, o kadını işten atarız, ona da şaşırmayız.

Ama o kadar insanlıktan çıktığınızı da sanmıyorum.

Hep derler ya, başkanlar her şeyi en son duyar diye, belki de bu olay öyle.

Bu olayın Hürriyet’e tam olarak anlatılmadığı, alt ekibin olayın vahametinin farkında olmadan hareket ettiği de akla gelmiyor değil!

Öyleyse de bugün her şey apaçık ortaya serildi.

Neyin ne olduğunu bundan sonraki icraatlarında göreceğiz.

İzmit belediyesi taciz
SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları