GÖLGE BAŞKAN…!
Bugüne kadar baro başkanlığı yapan Avukatların geneli sosyal demokrat çizgideki kişilerdi. Bunlardan en sonuncusu da geçen dönemki Baro Başkanı Av. Bahar...
Bugüne kadar baro başkanlığı yapan Avukatların geneli sosyal demokrat çizgideki kişilerdi.
Bunlardan en sonuncusu da geçen dönemki Baro Başkanı Av. Bahar Gültekin Candemir idi.
Bahar Hanım, Kocaeli Barosu’nun ilk kadın başkanı olma sıfatını taşıyordu.
Başkanlığından önce ise eski baro başkanı Cengiz Sarıbay’ın, CHP il başkanı olmasıyla yönetim listesine dahil olmuştu.
Böylelikle Bahar başkanın siyasete ‘merhabası’ il yönetim kurulu üyeliğiyle başlamış oldu.
***
Cengiz Sarıbay’ın yönetiminde görev aldığı süre içerisinde Bahar Hanım şüphesiz CHP’ye katkı koyan çalışmalar yaptı.
Ama nedense CHP tabanıyla bütünleşen, sahada olan, örgütün içinde varlığını hissettiren biri olmadı.
CHP’lilerin çoğu onu fazla ‘elitist’ bulurken o da bunu kendine dert etmedi.
Sarıbay’ın il başkanlığı sona erdiğinde Bahar Hanımın da örgüt siyaseti bir nevi noktalanmış oldu.
***
Peşinden baro seçimleri geldi çattı.
Bahar Gültekin Candemir, rakibi Nuri Almaz ile kıran kırana bir yarışa girdi ve kazandı.
Görev süresi dolunca yeniden aday oldu ama bu kez karşısına rakip falan çıkmadı.
Bu da Bahar Hanımın barodaki başarısının neticesi demekti.
Hakikaten de objektif bakmak gerekir.
Şahsen Bahar Hanım ile sıkı bir hukukum yok ama kendisini baro başkanlığı döneminde başarılı bulanlardanım.
İlk kadın baro başkanı olarak Kocaeli’nin adını Türkiye’ye duyurdu.
Çoklu baro teklifine karşı çıkarken içinde bulunduğu eylemler onun kişiliği hakkında önemli ipuçları veriyordu.
Mücadeleci, hırslı, kararlı…
***
Yaptıklarıyla kısa sürede adından söz ettirmeyi başaran Bahar Hanım bu kez,
Türkiye Barolar Birliğine aday adayı oldu.
Onun adaylığı biz Kocaelililer için gerçek bir gurur tablosuydu.
Çünkü bu da Kocaeli Barosu tarihinde bir ilkti.
Üç aday adayının yarıştığı TBB başkanlığı seçiminde ikinci oldu.
Belki TBB Başkan adayı olamadı ama Kocaeli Barosu’nu diğer kentler arasında bir üst lige taşıdı.
Bunların hepsi bir kadının, kadın başkanın başarısıydı.
***
Derken, baronun kongre zamanı geldi ve Bahar Başkan çok erken bir şekilde baroya aday olmayacağını açıkladı.
Zaten etik olarak iki dönem başkanlık yapılıyordu baroda.
Ama kongreye uzun zaman varken Bahar Hanımın ‘aday değilim’ demesi siyasete göz kırpıyor şeklinde yorumlandı.
Herkes yeni başkanın kim olacağını merak ediyordu.
Mevcut başkan ve yönetimin destekleyeceği isim hiç kuşkusuz başkan oluyordu.
Bahar Hanım ve ekibi tavrını Mehmet Gül’den yana koydu.
Bugüne kadar sosyal demokrat çizgideki Avukatların elden ele bayrağı teslim ettiği baroya ilk defa milliyetçi çizgideki bir isim başkanlık edecekti.
Bu da özellikle Bahar Hanımın görev yaptığı CHP’de ve CHP’li Avukatlar arasında bir hazımsızlığa yol açtı.
Ama ortada ciddi bir rakip olmadığından kerhen Mehmet Gül’e oy verdiler.
***
Mehmet Gül, Bahar Hanımın yoğun desteği sayesinde başkan olmuştu.
Mehmet Gül başkan seçildiğinden bu yana kendisini dikkatle takip ediyorum.
Hiç tanışmadım ama sevecen, sıcak bir yanı var.
Heyecanı yüzüne yansıyor.
Sürekli hareket halinde sürekli etkinlik yapıyor.
İşte o etkinliklerde dikkatimi çeken bir nokta var.
Eski başkan Bahar Hanım, görevi bittiği halde Mehmet Gül’ün yanından ayrılmıyor.
Baronun programlarına bakanlar hala Bahar Hanımı başkan zanneder.
Bir nevi gölge başkanlık ediyor.
Mehmet Gül’ü gölgede bırakıyor.
Hiç olmadığı kadar sosyal medyasında baro ile ilgili şeyleri paylaşıyor.
***
Evet, Mehmet Gül Bahar Hanım sayesinde başkan olmuş olabilir.
Ama bu iş orada kalmalı.
Bugüne kadar hangi baro başkanı görevi bittiği halde yerine gelen baro başkanını ezdi?
Olmaz! Bu olmamalı.
Bahar Hanım hali hazırda CHP’den milletvekili olmayı hedefliyor.
Bu yüzden de baronun üstünden inmiyor!
Mehmet Gül de zannedersem duyduğu vefadan dolayı onu sırtlamaya çalışıyor.
Anıtkabire gidiyorlar, Bahar Hanım en önde.
Bu olacak iş mi?
Bana kalırsa Bahar Hanım yüzünü unutturmamak, başkanlığı döneminde yaptıklarının hafızalardan silinmemesi için çabalıyor.
İyi de bunun başka yolu yok mu?
Mesela CHP örgütünün programlarına destek vermek gibi…
Ama ilk başta dediğim yere geliyorum.
Bahar Başkan taban siyasetine yatkın biri değil.
O yüzden de vitrinde yer alarak, vitrinden inmeyerek varlığını hissettirmeyi tercih ediyor.
***
Bugün CHP’de bir kadın milletvekiline kesin gözüyle bakılıyor.
Ve herkesin aklına Bahar Gültekin Candemir ismi geliyor.
Bu bile çok önemli bir avantaj değil mi?
Bu avantajı kullanmak varken hala daha burjuvazi takılmak kendisine ne kazandırır?
Tavsiyem o dur ki, Bahar Hanım gölge baro başkanlığından artık vazgeçmeli.
Hedefi neyse oraya yönelmeli.
Yerim garanti havasına girmemeli.
Yok Haydar Akar destekliyor, yok Hürriyet arkamda diye güvenmesin!
Bu dönem herkes kendi paçasını kurtarma derdinde.
Kimsenin kimseyi sırtlayacak hali yok!
Madem milletvekili olmak istiyor, o zaman yüzünü CHP’ye dönüp önce hemcinslerinin sonra örgüttekilerin gönlüne girecek.
***
Bakın, CHP tabanı Bahar Hanımı içselleştiriyor falan değil.
Mesela İzmit ilçe başkanı Hakan Çakar bize verdiği röportajda ne diyor?
“Bir yerlerde temsilcilik yaptım deyip, örgütü dışardan izleyip ben milletvekilliği düşünüyorum diyenlere CHP’nin kapısının kapalı olması gerekir.
Bedel ödemeden gelecekler ben baro başkanıydım, şöyleydim böyleydim deyip, milletvekilliğine adayım demek olmaz.
Bu partide yetişmiş, liyakatli, maddi manevi her şeyini adayan, örgüte sırtını dönmeyen, CHP kimliğiyle gurur duyan bir dünya insan var. Onun dışındaki insanlara CHP’nin kapalı olması, fırsat tanınmaması gerekiyor”.
*
CHP İzmit İlçe Başkanının bu düşüncesine münferit olarak
bakılamaz!
CHP tabanı Bahar Hanımı kucaklamış, sarıp sarmalamış falan değil!
O yüzden şayet kendisi vekilliğe talipse yeri Mehmet Gül’ün yanı değil, CHP örgütüdür.
Seçimlere daha 6 ay zaman var.
Altı aylık o süreçte önce tabana kendisini kabul ettirmesi, sonra da Kocaeli halkına tanıtması gerekir.
Ayrıca baronun saygınlığı açısından da doğru olan Mehmet Gül’ü serbest bırakmasıdır.
***
Düşünsenize…
Eski baro başkanına duyduğu vefadan dolayı koskoca Kocaeli Barosu ‘kukla başkanla yönetiliyor’ algısı…
Ne kötü değil mi?
Böylesi siyasette bile yok!
Örneğin; CHP Kocaeli İl Başkanı Harun Yıldızlı herkes bilir ki eski il başkanı Cengiz Sarıbay sayesinde o koltuktadır.
Ama Harun Yıldızlı vefasını bir yere kadar yaptı, bir yerden sonra artık yeni başkanın kendisi olduğunu hissettirdi.
İlk başlarda Sarıbay neredeyse il yönetiminin her programında vardı.
Ancak Yıldızlı ufak ufak orayı toparladı.
CHP Kurultayında Sarıbay’ı YDK’ya taşımak için canını dişe falan da takmadı.
Vefa iyidir, hoştur, güzeldir ama vefa bekleyenlerin bunu suistimal etmesi de bir o kadar çirkindir.
Sarıbay asla Yıldızlı’yı bu anlamda kullanmadı.
Mesajı aldığı an geri çekilmesini bildi.
Aynı tavrı Bahar Hanımın da göstermesi gerekir.
Mehmet Gül’ü yönetimiyle baş başa bırakması, CHP örgütüyle hemhal olması gerekir.
Bilmem anlatabildim mi?