Ağlamak Yağmur Gibidir
Duyguları konuşmanın, konuşabilmenin kıymetli olduğunu düşünüyorum. Farkında olmayı ve bu farkındalıkla duygularımıza sahip çıkmayı da öğreniyoruz bence. İşte...
Duyguları konuşmanın, konuşabilmenin kıymetli olduğunu düşünüyorum. Farkında olmayı ve bu farkındalıkla duygularımıza sahip çıkmayı da öğreniyoruz bence. İşte tam da bu nedenle İlksatır Yayınevi’nden çıkan Ağlamak Yağmur Gibidir kitabını beğendim. Ağlamanın küçümsendiği ve hatta cinsiyet ayrımcılığı nedeniyle ağlamasına izin verilmeyen erkeklerin yoğunlukta olduğu bir toplumda olduğumuz düşünüldüğünde; kitap bir kat daha anlamlı hale geldi benim için. Gözyaşlarını akıtamayanların, içine akan yaşlarıyla dolan bedenleri farklı şekillerde o hüznü taşıyor bence. Heather Hawk Feinberg yazıyor ve Chamisa Kellogg resimliyor; Türkçe’ye de Özlem Tutar çeviriyor bize duygularımızın farkında olmamızı salık veren kitabı.
Duyguları mevsimlere benzeten yazar, onların kalıcı olmadığına vurgu yapıyor. Duygu durumlarımızdaki değişimleri oldukça güzel örneklerle anlatıyor aynı zamanda. Yağmura benzettiği gözyaşlarını doğa üzerinden aktaran sözcükler kadar, resimler de güzel ve etkileyici. Bedenimizde yaşadığımız değişimleri ve duyguların bıraktığı izleri doğa olayları üzerinden anlatan yazar ve çizer oldukça keyifli bir okuma ve düşünmeye kapı açıyor. Yine dökülen gözyaşları gibi yağmur sonrasına da dikkat çekiyorlar ve o rahatlama duygusunu veriyorlar.
Okurken ve resimleri izlerken tıpkı yağmur sonrasında
yaşananların, yani toprak kokusu ve havadaki gerilimin yok olması
gibi, insan bedeninde neye denk düştüğünü düşündüm. Bence hem minik
dinleyicilere ve okurlara, hem de yetişkin okurlara hitap eden
kitap elimdeki. Farkında olmamızı sağladığı şeyler için de kıymetli
aynı zamanda. Kitabın sayfalarında gezerken kendimi ve ağlama ile
sonrasını düşündüm. Sahiden arınma, rahatlama ve yaşanan her ne ise
o olay ve durumdan dolayı oluşan ağırlıktan bir parça kurtulup
hafifleme duygusu yaşadığımı hatırladım. Sonra çok ama çok mutlu
olduğumuz zamanlarda da aniden ağlama halinde olduğumuz durumlar
geldi gözümün önüne. Kitapta bu sorgulamayı da açıyor zaten satır
aralarında. Ağlamak ile gülmenin kardeş olduğu fikri geldi şimdi
yazarken. Duyguların kültürden kültüre ifade şekilleri farklı olsa
da insana has olanın yazıya ve resme dökülmesi, dahası bunu çocuk
edebiyatı ile evrensel bir dile çevirmeleri çok önemli bence. Yine
de gözyaşlarımızın daha çok sevinçle akması dileğim saklı içimde.
Bence okumak, okurken düşünmek ve sonrasında bu konuyu
yanınızdakilerle (çocuk edebiyatı özelinde, yanınızdaki minik
dinleyiciler ile) konuşabilmek onlara ve duygularına değer vermenin
de bir yoludur.