Bir Balina Bir Bavula Nasıl Sığar
Dramatize etmeden, ajitasyona girmeden, kısacık kelimelerle ama kocaman anlamlara sebep olan ve göç konusunu ele alan bir kitap elimdeki. Bir çocuğun gözünden...
Dramatize etmeden, ajitasyona girmeden, kısacık kelimelerle ama kocaman anlamlara sebep olan ve göç konusunu ele alan bir kitap elimdeki. Bir çocuğun gözünden anlatılan ve sadece bavula sığacaklar üzerine başlayan satırlar bizlere çok şey düşündürüyor okur olarak. Raul Nieto Guridi hem yazıyor, hem de resimliyor kitabı. Bu da sözün resme, resmin de söze yer vermesi demek ve ikisini yapan da aynı kişi olduğu için kesintisiz bir okuma demek aynı zamanda. Ketebe Yayınları tarafından basımı yapılan kitabı Türkçe’ye Beyza Fırat çeviriyor.
Tek bildiği gitmesi gerektiği olan bir çocuğun anlatımıyla başlıyor her şey. Evet; neden olduğu, buna neyin sebep olduğu, ailesini, evini, arkadaşlarını, yaşadığı yeri neden terk etmesi gerektiğini o da bilmiyor. Bunların hiçbirinde hiçbir payı olmayan çocukların ödediği bir bedel zorunlu göç sahiden. Yola giderken yanına neler alır insan? Nasıl kurar hayallerini? O hayallere eşlik edecek ne vardır çantasında, bavulunda mesela? O şey veya şeyler her ne ise ne kadar taşır hasretini duyduğu şeyleri yanında? İnsanın düşünürken de üzüldüğü şeyler bunlar. Kahramanımız da bir balinayı sığdırmaya çalışıyor bavuluna. Engin denizlerde, büyük okyanuslarda yüzen o kocaman canlıyı bavuluna nasıl sığdıracak şimdi? Göç ile ilgili maalesef yakın tarihimiz oldukça dramatik sahnelerle dolu. Hatta her gün yenileri ekleniyor. Bir yandan uzayın derinliklerinde yeni keşifler yaşanıyor ama diğer yanda insanlık hala savaşlar içinde ve hala birarada yaşamayı beceremiyor. Hala yanlış politikaların sonucunu en çok çocuklar ödüyor. İşte öyle garip dönemler, garip ve üzücü zamanlar akıyor önümüzden. Bir Balina Bir Bavula Nasıl Sığar tam da bu söylediklerimi özetler nitelikte. Nereye gideceklerini bilemeyen bir sürü insanla birlikte olan küçük çocuk bavuluna bir balinayı sığdırıp yola düşüyor.
Çocuk edebiyatının çok güçlü ve insanı çok etkileyen bir yanı var. Hiçbir zaman sadece çocuklar için yazıldığını düşünmedim. Hedef kitlesi onlar olsa da yetişkinlerin de bu alandan büyük keyif aldığını biliyorum. Az söz ile çok şey anlatma sanatı ve o sanata resim ekleniyor, kalemler ve renkler eşlik ediyor. Bazen tek bir kare, bazen de tek bir sözcük yakalıyor sizdeki duyguları. O anda düğüm açılıyor sanki. İşte böylesi kitaplardan birisi elimdeki. İyi ki yazmış ve resimlemiş Guridi, iyi ki Türkçe’ye çevrilmiş dediklerimden. Sevdiklerimizle birlikte ve sevdiğimiz mekanlarda geçireceğimiz umut dolu, güzel yıllarımız olsun hepimizin ve en çok da çocuklarımızın yaşama sıkıca bağlanacakları anıları biriksin bu hayatta.