İMAMOĞLU’NUN YENİ HEDEFİ NE?
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın Göreve geldikten kısa bir süre sonra kendi vizyonunu ortaya koyan bir motto ortaya attı. O mottonun adına...
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın
Göreve geldikten kısa bir süre sonra kendi vizyonunu ortaya koyan bir motto ortaya attı.
O mottonun adına “Mutlu Şehir” dedi.
Kocaeli’ni yönetmesi için halktan yetki alan Başkan Büyükakın’ın
Eski Başkan Karaosmanoğlu’nun 15 yıl boyunca kullandığı “Çalışınca Oluyor” sözünü unutturan “Mutlu Şehir” sözü;
Kimilerine çok uçuk kaçık bir şey gibi geldi.
Özellikle ana muhalefet partisi CHP, Büyükakın’ın Mutlu Şehir vizyonunun içeriğiyle ilgilenmeden
Bunu çok iyi bir eleştiri malzemesi olarak gördü ve üzerine balıklama atladı.
Buldukları her fırsatta “Bu mu mutlu şehir” sorusunu sordular.
Büyükakın’ın evinin önünde çöpten ekmek aradığını iddia ettikleri bir vatandaşın (Ki, o vatandaş aynı zamanda İzmit Belediye sınırlarında yaşıyordu) fotoğrafını paylaşıp,
“Bu mu mutlu şehir” diyerek sözüm ona okkalı muhalefet yaptılar.
Buna benzer pek çok konuda “Mutlu Şehir” mottosu üzerinden Büyükakın’a göndermelerde bulundular.
*
O zamanlar şöyle demiştim:
“Büyükakın’ın mutlu şehir sözünü diline dolayan muhalefet, bu sözden dolayı iyice kısırlaştı.
Varsa yoksa mutlu şehir.
Konuşacak onca konu varken başka hiçbir eleştiri getiremiyorlar.
İyice kısır döngüye döndü.
Böyle muhalefet mi olur” demiştim.
*
Ne var ki CHP buraya sıkıştı kaldı.
Hala da aynı noktadalar.
Mutlu şehir sözünü tiye alıp “muhalefetçilik” oynuyorlar.
Halbuki Büyükakın böylesi iddialı bir sözün ortaya atılma riskinin farkındaydı.
Yani bu eleştirilerin daha fazlasını beklediğini, bunların olacağını öngörmüştü.
Hatta bana kalırsa bu malzemeyi bile isteye onlara vermişti.
Bunu bir basın toplantısında gazetecilere de ifade etmişti.
Neden böyle riskli bir işe kalkıştığı sorulduğunda Büyükakın şöyle demişti.
“Bu mu mutlu şehir sorusunun sorulacağını bile bile başımızı giyotine koyduk. Zaten sorsunlar istiyorum. Çünkü bu sorular soruldukça biz eksiklerimizi göreceğiz, mutlu şehir olma yolunda adımlarımızı daha sağlam atacağız.
Mutlu Şehir, tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün çağdaş muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak hedefinde olduğu gibi sürekli mücadeleyi gerektiren bir kavram. Ve biz bu yolculuğu riski bile bile başlattık” demişti.
*
Bunu neden anlattım şimdi?
Söyleyeyim.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu geçenlerde Cumhuriyet Gazetesine söyleşi vermiş.
Orada yeni hedefinin “Mutlu Kent” olduğunu açıklamış.
Daha doğrusu bu hedefini İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) İstanbul’un 2050 vizyonunun tanıtıldığı strateji toplantısında dile getirmiş.
İmamoğlu;
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak hedefimizi bir kelime ile anlatmak istesem ‘MUTLULUK’ derim. Biz insanlarımızın mutlu olmasını istiyoruz, mutlu kentleri hayal ediyoruz” demiş.
*
Bakın, burada bir taklitçilikten söz etmiyorum.
İmamoğlu Büyükakın’ı taklit etti gibi aptalca bir tavır içine girmiyorum.
Anlatmak istediğim o değil!
Bilakis, bunun tamamen vizyonla alakalı bir şey olduğunu söylüyorum.
O gün Tahir Büyükakın bir vizyon ortaya koyduğunda bunu siyasi polemik malzemesi edinenler,
Kendi partilerinden olan bir belediye başkanının,
Geçen 3 yılın ardından aynı vizyonu hedeflemesini iyi anlamalı, iyi okumalı.
Yoksa kimse Kocaeli’nde yaşayan herkesin mutlu olduğunu savunmuyor!
Kimse Kocaeli’nde işler yolunda demiyor!
Kimse Kocaeli’nde işsizlik yok, pahalılık yok, hizmetler on numara beş yıldız, her şey dört dörtlük demiyor!
Ama iyi niyetle şartların izin verdiği ölçüde insanların hayatını kolaylaştıracak, onları huzurlu kılacak işler yapılması hedefleniyor.
*
Elbette ülkenin geldiği noktada kimse rahat değil!
Çoğu kişi yarını düşünmekten bugünü yaşayamıyor.
Ancak bunu sadece yerel yönetimlerin halledeceği bir problem olarak da göremeyiz.
Belediye başkanları yönettikleri şehirlerden sorumludur.
Şehirler onlara birer emanettir.
Emanete iyi bakmak da asli vazifeleridir.
Dolayısıyla mutlu insan sayısının arttığı şehirleri hedeflemek, aldıkları emanetin farkında olduklarının bir işaretidir.
*
Ekrem İmamoğlu da tıpkı Tahir Büyükakın gibi gelecekte mutlu bir İstanbul hayal ettiği için onu tiye alamayız, aşağılayamayız.
Ne yani, şimdi de AKP’liler de CHP’nin yaptığını yapıp fırsat bu fırsat deyip, İmamoğlu’nu mu tiye alsın?
“Sen İzmit’e konut yaparak mı İstanbulluları mutlu edeceksin?” diye sorsun!
“Sen tatillerde mutlusun da millet evden kafasını dışarı çıkaramıyor” gibi saçma sapan sözlerle İmamoğlu’na mı yüklensin?
Böyle mi alt edecekler İmamoğlu’nu?
Böyle mi alt edecekler Büyükakın’ı?
Olmaz kardeşim, olmaz!
Yanlış her yerde yanlıştır.
*
Mutlu Şehir mottosunun anlamını bilmeyenler, bundan polemik üretenler,
Öyle sanıyorum ki İmamoğlu sayesinde ayılıp kendine gelmişlerdir.
Benim İmamoğlu’nun vizyonundan şüphem yoktu.
Özellikle onu Cumhurbaşkanlığına yakıştıran büyük bir kitle varken,
İstanbulluları mutlu etme, mutlu kent yaratma hedefine yönelmesi belediyecilik açısından iyi bir vizyondur.
Bu anlamda İmamoğlu’nun Büyükakın’ı taklit etmediğini, bilakis aklın yolunun bir olduğunu düşünüyorum.
*
Her şey hayal etmekle başlar.
Hayaliniz yoksa hedefiniz de olmaz.
Umarım mutluluk hedefleyen başkan sayılarımız daha da artar!
Dün Büyükakın, bugün İmamoğlu yarın kim bilir hangi başkan bu sözü söyleyecek?
Böyle böyle derken belediyeciliğin asıl amacını da kavramış olacağız.