Uzaya gitme arzusu
Ülkemizde gündemi izlemektesinizdir, uzaya gidecek Türk vatandaşı için olabilmek için herkes internetten başvuru yapıyor. Gerçekten heyecan verici bir...
Ülkemizde gündemi izlemektesinizdir, uzaya gidecek Türk vatandaşı için olabilmek için herkes internetten başvuru yapıyor. Gerçekten heyecan verici bir düşünce. Hayal edebiliyor musunuz, başvuru yaptınız ve de acaba beni seçerler mi? Büyük hayal…
Şimdi biraz da tarihi bilgilerimizi tekrarlayalım.
Yer Rusya….Bir çocuk doğdu.
Tam adı Yuri Alekseyevich Gagarin'dir. 9 Mart 1934 yılında Rusya'da Moskova'nın batısında küçük bir köy olan Klushino'da doğdu. Yuri, ailenin dört çocuğundan üçüncüsüydü ve çocukluğunu bir çiftlikte geçirdi. Babası Alexey Ivanovich Gagarin, marangoz ve duvarcı olarak çalışıyor, annesi Anna Timofeyevna Gagarin ise çiftlikte çalışarak sütçülük yapıyordu. Yuri, 7 yaşındayken Naziler, Sovyetler Birliği'ni işgal etti. Gagarin ailesi, savaş sırasında çok zor günler geçirdiler.
Matematik ve fizik derslerini seven Yuri, bir ticaret okuluna giderek 1951'de Moskova yakınlarındaki bu okulundan kalıpçı olarak mezun oldu. Daha sonra Saratov'daki endüstri kolejinde çalışmalarına devam etti. Aynı zamanlarda bir uçuş kursuna da katıldı. Uçmayı sevdiğini keşfeden Gagarin, bu kursu tamamladıktan sonra Orenburg'daki Sovyet Hava Kuvvetleri Harbiyeli Okulu'na girdi ve bu okuldan 1957'de en iyi derece ile mezun oldu. Tek başına ilk uçuşunu 1955'te yaptı.
Bazı görevlere gönderilen Yuri Gagarin, savaş pilotu olmaktan zevk alsa da, hayalinde hep uzaya gitmek vardı. O yüzden Uzay Yarışı'nın kızıştığı zamanlarda bir kozmonot olmak için gönüllü oldu ve başvurular arasından ilk 20'ye seçildi.
Sovyetler Birliği uzay programına katılabilmek için pilotların 25-30 yaş aralığında olması gerekiyordu. Bir diğer sınırlama ise; Vostok 1 kapsülü oldukça küçük olduğu için, adayların 72 kilogramdan daha hafif olması ve 1,70 metreden uzun olmaması gerekiyordu. Gagarin'in boyu 1,57 metreydi ve Vostok kapsülü için çok uygundu. Daha sonra yapılan testleri de başarıyla geçen Gagarin, 1960'da uzay uçuşunu tamamlayacak ilk insan olarak seçilmiş oldu. Bir Sovyet Hava Kuvvetleri doktoru, Gagarin hakkında şunları söylemişti:
Mütevazi, zekasının ileri derecede gelişmiş olduğu belli; hafızası harika. Çevresine karşı keskin ve çok yönlü dikkati onu meslektaşlarından ayırıyor; hayal gücü iyi gelişmiş, tepkileri hızlı, azimli, faaliyetleri ve eğitim egzersizleri için kendisini özenle hazırlıyor. Gök mekaniği ve matematiğinin üstesinden kolaylıkla geliyor ve yüksek matematikte başarılı. Kendini haklı görürse bakış açısını savunmak zorunda kaldığında kısıtlı hissetmiyor, hayatın değerini birçok arkadaşından daha iyi anladığını gösteriyor.
12 Nisan 1961 sabahı Moskova saatiyle 05:30'da, kozmonotlar Yuri Gagarin ve yedeği Gherman Titov, Baykonur Kozmodromu'ndaki barakalarında uyanıp kahvaltı yaptıktan sonra, uzay kıyafetlerini giydiler ve fırlatma rampasına götürüldüler. Gagarin, uzay aracına girdikten sonra, yerel saatle 07:10'da radyo iletişim sistemini açtı.
40 dakika sonra kapsülün kapağı kapatıldı; ancak tam kapanmadığı anlaşılınca, teknisyenler neredeyse 1 saat boyunca tüm vidaları söküp, kapağı yeniden monte ederek kapandığından emin oldular. Bu süreçte Gagarin, sakinliğini korumaya devam etti. Fırlatmadan yaklaşık yarım saat önce nabzı dakikada 64 atış olarak kaydedilmişti. Fırlatmadan önce Gagarin, şu tarihi sözleri söyledi:
Uzun süredir ve tutkuyla çalıştığımız sınav yaklaştığına göre, şu anda duygularımı ifade etmenin zor olduğunu anlamalısınız. Tarihte bir ilk olan bu uçuşu yapmam önerildiğinde ne hissettiğimi size söylememe gerek yok. Neşe miydi? Hayır, bundan daha fazlasıydı. Gurur? Hayır, sadece gurur da değildi. Çok mutlu oldum. Evren'e ilk giren kişi olmak, doğa ile tek başına eşi benzeri görülmemiş bir düelloya girmek; bundan daha büyük bir şey hayal edilebilir mi? Ama bundan hemen sonra üzerime yüklendiğim muazzam sorumluluğu düşündüm. Kuşaklar boyu insanların hayalini kurduğu şeyi ilk yapan insan olmak; insanlık için uzaya giden yolu açan ilk kişi olmak.
Soğuk Savaş döneminde ABD ve Sovyetler Birliği arasında başlayan mücadele, 1957'de Sovyetlerin ilk Sputnik uydusunu fırlatmasıyla birlikte "uzay yarışına" dönüştü.
John Kennedy 1961'de ABD Başkanı olduğunda, birçok Amerikalı, Sovyetler Birliği'yle girilen bu savaşı kaybettiklerini ve Rusların teknolojisinin kendilerininkinden daha üstün olduğunu düşünüyordu.
Rus kozmonot Yuri Gagarin, uzay aracıyla Dünya'nın çevresinde dönmüştü.
Bunun üzerine ABD, uzaydaki rakibi karşısında, uzaya olmasa da Ay'a ilk insanı gönderen ülke olmayı hedefledi.1962'de Kennedy, o meşhur konuşmayı yaptı: Biz Ay'a gitmeyi tercih ediyoruz!
Apollo 11 görevi için de üç adet astronot seçildi: Buzz Aldrin, Neil Armstrong ve Michael Collins.
Saturn 5 isimli güçlü roket, Apollo'yu ve üzerine yerleştirilen ay kapsülünü uzaya çıkardı.
Plan, Dünya'nın yörüngesini kullanarak Ay'ın yörüngesine ulaşmak ve ardından, Armstrong ve Aldrin'in ay kapsülüne geçmesiydi. Collins Apollo'nun komuta ve servis kapsülünde kalırken, diğer iki astronot Ay'a inecekti.
ABD'nin, bu kapsamda sadece Dünya'nın yörüngesine yolculuğu test edecek olan ilk insanlı uzay aracı Apollo 1, 1967'de hazırdı. Ancak uçuş öncesi rutin kontroller sırasında komuta modülünde bir yangın çıktı ve üç astronot öldü.
Bunun üzerine insanlı uzay uçuşları aylarca ertelendi.
Apollo 11 görevi sırasında da, yeryüzündeki kontrol merkeziyle aralarında iletişim sorunları yaşandı. Hatta bilgisayarlar, astronotların daha önce hiç duymadığı bir alarm sesi verdi.
Ay kapsülü de, hedeflediği asıl alanda çok daha uzakta bir noktaya indi.
Tüm bu sorunlara rağmen, 20 Temmuz günü, Dünya'dan ayrıldıktan yaklaşık 110 saat sonra, Neil Armstrong Ay'a ayak basan ilk insan oldu. 20 dakika sonra onu Buzz Aldrin izledi.
Armstrong'un televizyondan yayımlanan sözleri tarihe geçti:
“Bu bir adam için küçük, insanlık için çok büyük bir adım!”
İki astronot kapsülün dışında 2 saatten fazla zaman geçirerek Ay'ın yüzeyinden örnekler topladı, fotoğraflar çekti ve bazı deneyler yaptı.
Ay'ı keşfetmeleri bittikten sonra ikisi de başarılı şekilde Apollo 11'e geri döndü. Dünya'ya dönüş yolculuğu başladı.
24 Temmuz'da ekip, Büyük Okyanus'a indi.
Evet 1957, 1967,ve şimdi 2022 de ülkemiz de ilk insanını uzaya yollayacağını açıkladı. İnternetten başvurular alınıyor. Sağlık merkezlerinden sağlık raporu almak için başvuru çok olunca sağlık merkezleri bu tür rapor vermediklerini ifade eden yazılar ile bilgilendirme yapmaktadırlar. Yuri’den Neil Amstrong’a ve yarın Mehmet bey de tarihe ilk Türk Astronot diyerekten ismini yazdıracaktır. Güzel bir heyecan olsa gerek, bekliyoruz.
Hepinize hayallerinizin gerçek olduğu günler ve sağlık diliyorum.
Hoşçakalın.
Dr. Erhan UYSAL