MADEM HAYAT MÜŞTEREK…
Kadınların siyasetteki yeri malumunuz. Maalesef bu konuda dünya genelinde büyük bir eşitsizlik mevcut. Kadınların siyasi partilere, yerel yönetimlere...
Kadınların siyasetteki yeri malumunuz.
Maalesef bu konuda dünya genelinde büyük bir eşitsizlik mevcut.
Kadınların siyasi partilere, yerel yönetimlere, parlamentolara, sendikalara, meslek örgütlerine üst düzey bürokratik görevlere yani karar verme mekanizmalarına katılımları oldukça sınırlı.
Bu anlamda Türkiye’deki verilere bakıldığında karar alma mekanizmalarında kadınların diğer ülkelerin çok gerisinde olduğunu görüyoruz.
Oysa daha fazla kadın; daha fazla çözüm, daha fazla demokratik kazanım demek.
Çünkü kadınlar her konuda erkeklere oranla daha duyarlı.
Ancak bizim bu olgunluğa ermemiz için daha 50 yıl falan beklememiz lazım.
Biz, bırakın kadınların temsil noktalarında bulunmalarını; temsil noktalarında yer alan siyasetçilerin, bürokratların, başkanların ailelerini bile sokakta göremiyoruz.
“Seçimler kadınlarla kazanılır” diyen siyasetçiler nedense iş kendi eşlerine gelince bir dünya mazeret uydururlar.
Neymiş, onlar zaten en büyük görevi icra ediyormuş!
Çocuklara bakıyor, bir yandan da iş hayatını devam ettiriyormuş!
Ne kadar kutsal değil mi?
Sanki gecesini gündüzüne katarak o sokak senin bu yokuş benim demeden çalışan partili kadınların hiç çoluğu çocuğu, işi gücü yok!
Onlar anne değil, onlar eş değil, onlar iş hayatında değil!
Bir tek seçilmişlerin eşlerinin çok kutsal vazifeleri var(!)
İstiyorlar ki kendi eşleri yorulmasın, evdeki düzenleri aksamasın.
İyi de bir laf vardır; hamama giren terler derler.
Düzeniniz devam etsin istiyorsanız o vakit hiç bu işlere girmeyeceksiniz.
Bakın bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı örnek alın mesela.
İlk başlarda Erdoğan nerede Emine Hanım oradaydı.
Ancak yıllar içerisinde Emine Hanım başlı başına bir figür haline geldi ve Erdoğan’dan bağımsız bir kimliğe dahi büründü.
Projeler geliştiriyor, birçok programa tek başına katılım sağlıyor.
Diğer parti liderlerine baktığımızda ise hiçbirinin eşini tanımıyoruz veya çok az tanıyoruz.
Bu konuda Ekrem İmamoğlu’na ayrı bir parantez açmak isterim.
Ekrem Başkan gerek seçim öncesi gerek sonrasında programlarda eşiyle birlikte yer almaya devam ediyor.
Bu da onu daha bir sempatik hale getiriyor.
Aile görüntüsü veren siyasetçiler, diğerlerine oranla birkaç adım önde gidiyor.
Bizim şehrimize baktığımızda ise gerek milletvekilleri gerek belediye başkanları gerekse siyasi parti başkanları nal topluyor.
Ama bir Vali var ki, hepsine taş çıkartıyor.
Vali Seddar Yavuz, hanımefendiyle beraber ev ziyaretleri yapıyor.
Gittikleri evlerde devletin şefkat elini vatandaşlara hissettiriyor.
Siyasilerde ise sadece CHP İl Başkanı Harun Yıldızlı eşiyle birlikte çok sık görüntü veriyor.
Diğerlerinin esamesi bile okunmuyordu.
Ama geçen gün bu konuda farklı bir şey oldu.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, eşi Figen Hanım ile birlikte anneler günü etkinliklerine katıldı.
Gün içerisinde birkaç programı beraber sürdüren çift, oldukça sempatik karşılandı.
Özellikle Cumhuriyet Bulvarında Figen Hanım ile beraber kadınlara çiçek vermeleri, onlarla sohbet etmeleri çok samimi bir görüntü oluşturdu.
Aslında olması gereken oldu.
Düşünsenize… Anneler gününde çocuklarınızın annesi yanınızda olmadan anneliğin ne kutsal vazife olduğunu, onlara verdiğiniz değerle ilgili nutuk atıyorsunuz.
Bu şekilde ne kadar inandırıcı ne kadar ikna edici olabilirsiniz?
Olamazsınız.
O yüzden seçilmişler bir zahmet kendi eşlerini de sokağa çıkarsın.
Başkan Büyükakın sanırım pandeminin de sona ermesiyle bir süredir bunu yapıyor.
Çokta iyi oluyor.
Madem hayat müşterek, o vakit sonuçlarına katlanmak gerek.
Toplum her anlamda normalleşme istiyor.
Galiba yavaş yavaş her konuda normalleşme başladı!
Darısı diğer seçilmişlerin başına…