Kantincilerden şırınga çikolata uyarısı

Gerçekleştirilen açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: “Yakın tarihte Ankara ve Diyarbakır’ da gerçekleşen üzücü olaylar tüm Türkiye’ yi üzdüğü gibi, biz kantin işletmecilerini de derinden üzmüştür. Olay, şu an savcılık soruşturmasında olduğu için, konu ile ilgili daha fazla yorum yapamıyoruz. Bu elim olayların öncesinde olduğu gibi sonrasında da, bazı kesimler, mesleğimizle ilgili, haksız yere iftira ve ithamlarda bulunmakta ve en değerli varlıklarımız olan çocuklarımız üzerinden kendilerine prim çıkarmaya devam etmektedirler.

Okul Aile Birliklerinin neredeyse tek gelir kapısı olan, böyle olmasına rağmen bir ticarethane gibi yüksek miktarlar ile kiralama ihalelerine devam edilen, işletmecilerimize, haksız yere sözleşmeleri iptal edilerek, daha yüksek kiralara ihale etme hevesiyle sürekli bir iş edinme olanağı verilmeyen kantin işletmeleri, gerek 2016 yılında hiçbir şekilde alt yapısı hazırlanmadan yürürlüğe giren genelge, gerekse üretici firmaların üretmekten imtina ettiği, meslektaşlarımızın sonuna kadar desteklediği ancak sürekli ertelenen logolu ürünler uygulaması meslektaşlarımızın, mesleğini hakkını vererek icra etmesinin önünde ciddi engeller oluşturmaktadır.

İlimiz sınırları içerisinde bulunan ve Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren tüm kantin işletmeleri, her ay en az bir kez olmak üzere bulundukları okulda kurulan bir denetleme komisyonu tarafından, her eğitim öğretim dönemi en az bir kez olmak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, İlçe Belediyeleri tarafından hatta üye kantin işletmelerimiz, kendi bünyemizde bulunan uzman denetçiler tarafından belirli aralıklarla denetimlere tabi tutulmakta, bu açıdan en çok denetlenen gıda işletmeleri arasında yer almaktadır. İdari ve para cezaları hatta sözleşme feshine kadar giden cezalar, affı olmadan uygulanmaktadır. Kantinlerin yeterince denetlenmediği iddiasında bulunmak, kantin işletmelerinin gelişimine katkı sağlamak için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan, bu denetim ve eğitim çalışmalarına oldukça fazla zaman harcayan, mesleğini hakkıyla yapan bu kurum personellerini ve devletimizin bu güzide kurumlarını da yaralamakta, onlara olan kamuoyu güvenine de zarar vermektedir.

Bugüne kadar yaşanan tüm olumsuz durumlar ile ilgili sadece kantin işletmecilerini suçlamak işin en kolay tarafıdır. Tek taraflı suçlama yapmak yerine; üretici firmaların, raf ömrü kısalacağı, lojistik ve üretim maliyetlerinin artacağı gerekçesi ile sürekli ertelemek istediği okul logosuna sahip ürünlerin üretilmesini sağlamak, 2005 yılında meslek dalı kabul edilen Kantin İşletmeciliğinin sadece ticari amaçlı bir işletme olmadığının, aynı zamanda çocuklarımızın fiziksel ve zihinsel gelişimine de katkısı olan bir meslek dalı olduğunu kamuoyu olarak kabul etmek, okul bünyesindeki kantin işletmelerinin fiziki şartlarını iyileştirmek, isteyen herkesin, gerekli yeterliliğe, gerekli mental seviyeye, bu meslek için uygun kişisel özelliklere sahip olmadan, kantin işletmeciliği belgesine kolayca ulaşmasını engellemek, bu mesleği yapabilme şartlarını zorlaştırmak, kantinlerde satışı uygun olmayan tüm ürünlerin, aynı tekel ürünlerinde olduğu gibi okul çevrelerinde satışını yasaklamak, hatta tüm Türkiye’ de 18 yaş altı çocuklara bu ürünlerin satışının yapılmasının önüne geçmek, okullarımızda gözbebeğimiz çocuklarımızın güvenliğini sağlamayı görev edinerek, okul çevrelerinde onların sağlıksız beslenmesine sebep olacak bu ürünlere kolay ulaşmaması, hatta sigara, uyuşturucu gibi zararlı maddelerden ve kötü niyetli insanların onlara vereceği zararlardan korunabilmesi için okul kapılarının eğitim saatleri boyunca kapalı tutarak, çocukların dışarıdaki tehlikelerle karşı karşıya kalma riskini azaltmak, sık sık okullarda kermes ve yerli malı adı altında düzenlenen organizasyonlarda güvenilirliğinden emin olunmayan, izlenebilirliği sağlanamayan gıda ürünlerinin ve hatta kantinlerde satışı yasak olan kola, cips, kızartma gibi ürünlerin bizzat veliler tarafından çocuklara satışını engellemek, olumsuzlukları çözmek adına atılacak önemli adımlardır.

Sonuç olarak, bir daha böyle üzücü olayların yaşanmaması, hiçbir çocuğumuzun saçının bir teline bile zarar gelmemesi, toplumun her kesiminin öncelikli sorumluluğu olmalı, bir suçlu aramak gibi reaktif çözümler üretmek yerine, kantin işletmecileri, okul aile birlikleri, okul yönetimleri, okul çevresindeki esnaflar, konu ile ilgili tüm Sivil Toplum Kuruluşları, devlet kurumları, veliler, öğrenciler ve uzmanlar bir araya gelerek proaktif çözümler üretmelidir. “