Gebze'deki kadınlar Rojin Kabaiş için çağrıda bulundu

Gebze Kadın Platformu üyeleri tarafından bu akşam Gebze Kent Meydanı'nda Van’da şüpheli bir şekilde kaybolduktan 18 gün sonra cenazesi bulunan Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğrencisi Rojin Kabaiş için basın açıklaması gerçekleştirdiler. Basın açıklamasını Gebze Kadın Platformu adına Alev Çalımbay yaparak, "Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Öğrencisi Rojin Kabaiş, 27 Eylül akşamı arkadaşlarına göl kenarına gideceğini söyleyip kaldığı Seyyid Fehim Arvasi Kız Yurdundan ayrıldıktan sonra kayboldu. En son annesiyle konuşan Rojin’in cenazesi ise 18 gün sonra kaybolduğu yerden 20 kilometre uzaklıktaki Molla Kasım Mahallesi sahilinde bulundu. Genç Bir kadının yaşam hakkını elinden alınmış olma ihtimalini, aydınlatılmayan tüm kadın ve çocuk ölümlerinden biliyoruz. Çünkü şüpheli kadın ölüm yoktur, önlenmeyen erkek şiddeti vardır! Kabaiş ailesi , aylardır çalmadık kapı bırakmadı. Rojin’in ailesi ise, kızının hiçbir sorunu olmadığını, intihar ettiğine inanmadıklarını her yerde haykırıyor!

"Tüm kadınlar için adalet istiyoruz diyor!"

Baba, Nizamettin Kabaiş ise, Rojin’in bugün sadece kendi çocukları değil tüm Türkiye’nin çocuğu olduğunu dile getirip, sadece kızı için değil tüm kadınlar için adalet istiyoruz diyor! Bizler de, Rojin’in ölümüne dair soru işaretlerinin giderilmesi için, buradan sesleniyoruz: Dosyada ki gizlilik kararının kaldırın! Rojin’in ölümünün aydınlatılması için gerçek, etkin bir soruşturma yürütün! Rojin’in otopsisi neden 27 gün bekletildi açıklayın! Rojin'in bedeninde çıkan 2 DNA örneği kime ait? Açıklayın! Bu mücadele, yalnızca Rojin’in ailesinin değil tüm kadınların mücadelesidir! Çünkü biliyoruz ki bu ülkede kadınlar, koruma kararlarına rağmen, adliye koridorlarında, sabah işe giderken, evlerinin önünde, hatta sığınma evlerinin önünde öldürülüyor! Çünkü bu ülkede kadınlar, şiddet faili erkek, cezaevinden izne geldiğinde öldürülüyor! Çünkü bu ülkede kadınlar hiç tanımadıkları erkekler tarafından sokak ortasında ‘ canım istedi öldürdüm’ diyerek öldürülüyor! Çünkü bu ülkede çocuklar aile-tarikat-devlet üçgeninde istismara uğruyor, katlediliyor ve failler aklanıyor! O yüzden biliyoruz ki Rojin ilk ve tek değil ve kadınlar birlikte mücadele etmezse son da olmayacak!

"Can güvenliğimizden şüphe duyuyoruz"

5 Ocak 2020 tarihinden beri kayıp olan Gülistan Doku’nun bulunamamasının, Rojin Kabaiş’in ölümünün, kadınların yaşam hakkını tehdit eden tüm koşulların bir kez daha sorgulanması gerektiğine inanıyoruz. Kadın cinayetlerinin, istismarın, şiddetin normalleştirildiği bir düzende, cinayetlerin ve istismarların politik olduğunu, bir gecede çıkılan İstanbul Sözleşmesinden, etkin uygulamayan 6284’den, alınmayan önlemlerden, çıkarılmayan yasalardan, kadınların kazandığı her türlü hakka yapılan saldırılardan, sermayenin-iktidarın ve medyanın erkek egemen, cinsiyetçi politikalarından kaynaklı olduğunu biliyoruz! Biz Rojin’e adalet talebimizi dile getirmek için hazırlanırken, daha dün akşam Darıca Nene Hatun Mahallesinde, 5 çocuk annesi Hazal A. eşi Şener A. tarafından pompalı tüfekle vurularak katledildi. Her güne, yeni bir kadın cinayetiyle uyanıyor, her günü başka bir çocuğun katledildiği haberini alarak bitiriyoruz. Artık yeter! Ülkenin bugün geldiği koşullara bakıldığında, her geçen gün biz kadınların, çocukların ve hayvanların yaşam hakkının elinden aldığı, her yeni güne vahşetle uyandığı, birey olarak can güvenliğimizden şüphe duyduğumuz toplum yaratılmıştır.

"Erkek şiddeti sonucu katledilmiştir"

Her geçen gün kadın cinayetleri, çocuk istismarları çığ hızı ile büyümektedir. Değişen tek şey ise maktül isimleri, katil isimleri, kaybolan çocuk ve kadın isimleridir. Narin Güran cinayeti hala tam olarak aydınlatılmamış, acele cezalar verilerek gündemden düşmesi sağlanmıştır. Narinden sonra İstanbul’da Şirin Elmas istismar edilerek katledilmiştir. Gülnaz Adal, Semra Sevindik, Semra Demirelli, Yeşim Akbaş erkek şiddeti sonucu katledilmiştir. Üstelik bunlar sadece ismini öğrenebildiğimiz kız kardeşlerimiz! Rojin Kabaiş ve ölümü aydınlatılmayan tüm kız kardeşlerimizin, ölümlerinin aydınlatılması için, tüm sorumluların hesap vermesi için mücadele etmeye devam edeceğiz. Tüm kadınlara, kız kardeşlerimize sesleniyoruz! Sokaklarda korkarak yürümek istemiyorsak, bir sonraki kadın cinayeti kim olacak diye düşünmek istemiyorsak, çocuğum, kardeşim eve sağ salim dönsün istiyorsak, öldürülen, katledilen istismara uğrayan kadınların ve çocukların failleri serbest kalmasın en ağır cezayı alsın, erkek adalet değil gerçek adalet işlesin istiyorsak, yoksullukla boğuşmak değil, insanca bir yaşam istiyorsak birlikte mücadele etmekten başka çaremiz yok!" dedi.