Gebze Kadın Platformu: “GTÜ’de taciz olayı varsa soruşturma açılmalı”
Gebze Kadın Platformu üyeleri tarafından yapılan basın açıklamasında, “Gebze Teknik Üniversitesi’nde ortada bir taciz olayı varsa, üniversite yönetimi bu konuda gerekli soruşturmayı ivedilikle açmalı, açtıysa da üniversite yönetimine bu durumu kolluk kuvvetlerine ve savcılığa derhal intikal ettirmelidir” denildi.
Gebze Kadın Platformu tarafından bugün Gebze Teknik Üniversitesi önünde basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını Eğitim-Sen Kocaeli 2Nolu Şubesi Kadın Sekreteri Alev Çalımbay yaparak, “ AKP iktidarı göreve geldiği 2002 yılından günümüze basın yoluyla öğrenebildiğimiz kadın cinayeti sayısı 7000’dir ve AKP iktidarı döneminde Kadın Cinayetleri ivmelenerek artmaktadır. Kadın cinayetlerini görmezden gelen ve ‘sırf bir şey yapıyor’ gibi görünen bu iktidar var oldukça katliamlar devam edecektir. İşlenen her kadın cinayeti sonrasında; başta Adalet, İçişleri ve Aile ve Sosyal Politikalarından sorumlu Bakanları veya Parti sözcüleri vasıtasıyla kamuoyunun tabir-i caizse gazını almak için konuşmak için konuşan, bakıp da görmeyen bu bakanlar var oldukça da bu cinayetlerin durdurulması mümkün değildir. Kadın cinayetleri politiktir!
“ÜLKEYİ KARANLIĞA SÜRÜKLEMEKTE DE KARARLI”
Evet, çünkü politik iradesizlik kadının toplumsal yaşam içinde var
olmasını istemeyen, anti-laik bir anlayışın ürünü olan siyasi
iktidarın ta kendisidir. Laikliği tartışmaya açmak kadın
düşmanlığıyla eşdeğerdir. Laiklik kadınların olmazsa olmazı ve
hatta can simididir. Anayasa’nın ilk dört maddesini tartışmaya
açarak toplumsal nabzı kontrol edip, ona göre yol alıp mevzilenen
AKP iktidarının uyguladığı taktikler artık her bireyin çözümünü
yaptığı bir anlayıştır. Laikliğe düşman birey, kadına da düşman
olduğu gibi, laikliğe düşman politik anlayış ise bu cinayetlerin
üstünü örtmek isteyen siyasi iradesizliğin merkezinde bulunan
iktidar partisidir. Kadın cinayetlerini önlemenin yolu bu politik
iradesizliğe yol vermektir. Her yurttaşın kendi hakkını savunacağı
bir durumu yaratmak isteyen AKP iktidarı, ülkeyi kaosa ve içinden
çıkılamaz bir karanlığa sürüklemekte de kararlıdır.
“BU ORTAMI YARATAN AKP İKTİDARIDIR”
Oysa kadınlar aydınlık bir gelecekte özgürce yaşayabilecektir.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak, 6284 sayılı Kadına Şiddetin
Önlenmesi yasasını fiili olarak uygulamaktan imtina ederek, Kadın
Bakanlığı yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını kurarak, bu
Bakanlığın Kadını değil, Aile kavramını merkeze alarak, kadını
doğum yapan olarak tanımlayarak, cezalarda iyi niyet ve hal
indirimi yaptırarak, yargı üzerine tahakküm kurarak, cemaat ve
tarikatlara yol vererek, sübyan okullarını meşrulaştırarak, kadının
çalışma hayatını engelleyerek veya evde çalışma koşullarını
yaratacak politikaları uygulatarak, kadın erkek eşitliği
sağlamadan, kadını ikinci sınıf yurttaş yerine koyarak, kadını
toplumda ucuz işgücü olarak patronların sömürü düzenine mahkum
ederek kadınlar toplumda özgürce yaşayamazlar. Bu özgürlük
ortamından kadınları mahrum eden ise tüm bu ortamı yaratan AKP
iktidarıdır.
“KATLEDİLİYOR, BİNLERCESİ ŞİDDETE UĞRUYOR”
Ülkeyi kadın cinayetleri ile anılır kılan, basın ve medya
kuruluşları aracılığıyla ve sosyal medyada her gün kadına yönelik
şiddet, kadın cinayetleri ve çocuk istismarı haberleri geliyor.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yarım saat arayla İkbal Uzuner ve
Ayşenur Halil’in canice katledilmesi de olayın münferit bir vaka
olarak gösterilmesi ise sorunu daha da derinleştirerek, ilgili
kişiyi cezalandırma(dan) çözümü üretilmek istenmektedir. Münferit
gibi gösterilen bir olayın mükerrer ve ardıl sıra vukuu bulması,
yani toplumda kadına şiddet, taciz, tecavüz, kaçırma ve alıkoyma
olayları ivmelendiği her süreçte bu şiddet ortamının kaynağını
bulmak ise zor değildir. Ülkemizde her yıl yüzlerce kadın
katlediliyor, binlercesi şiddete uğruyor. Sadece son bir haftada
Edirnekapı’da ki vahşetin üzerinden yirmi dört saat geçmemişken,
Diyarbakır’da Bedriye Işık katledildi.
“KADINLARIN CİNAYETİNDEN ASLİ SORUMLU”
Beyoğlu’nda iki kişi bir kadına cinsel saldırıda bulundu ve
gözaltına alınan saldırganlar önce serbest bırakıldı, ancak gelen
tepkilerin ardından yeniden gözaltına alınıp tutuklandı. Kanunları
uygulatmayan, İstanbul Sözleşmesinden çıkan AKP iktidarı aynı
zamanda yargıyı da tahakküm altında tutarak, saldırganların yargı
kararlarında ve cezasızlıktan cesaret almasını sağlamaya devam
ediyor. Her sözünde “dindar ve kindar nesil yetiştirmeyi, kadınları
kalıplara sokarak ötekileştirmeyi, gerici eğitim müfredatıyla
eşitsizliği, tarikat ve cemaatleri toplumun tüm kılcal damarlarına
sokarak kadınların yaşamını kontrol ettirmeyi ve nihayetinde
Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok diyen
bir Cumhurbaşkanı’nın var olduğu her süreç; kadınların cinayetinden
asli sorumludur. Kadınların ve sömürülen tüm insanların ortak bir
mücadele hattında ve demokratik bir toplum içinde yaşaması
mümkündür.
“ÇÖZÜMSÜZ BIRAKAN AKP İKTİDARIDIR”
Sınıfsız ve sömürüsüz bir ülkede; eşit, özgür ve laikliği temel
alan bir politika olmadığı sürece kadınlar katledilmeye devam
edecektir. Bu karanlık ortamı bilinçli bir şekilde yaratan ve
sonuçlarını görmezden gelip çözümsüz bırakan ve sallantı da olan
iktidarını kurtarmak için bir kenarda bekleyen AKP iktidarına yol
verilmedikçe, kadınlar susturulmaya devam edecektir. Sorunun
merkezinde yer alan çözümsüz bırakan AKP iktidarıdır. Sorunun
çözümü bu nedenle ona yol vermekle olacaktır. Bugün burada açıklama
yapmamızın asıl nedeni; GTÜ’de okuyan kadın öğrencilerin uzun bir
süredir kampüste yaşadıklarını ifade ettikleri taciz konuları
gündeme getirmektir. Son olarak basına yansıyan ve tüm güvenlik
görevlilerini töhmet altına bırakan ‘üniversiteyi karıştıran taciz
iddiası’ başlıklı haber ise kampüste yaşayan öğrencilerde
tedirginlik yaratmıştır.
“SAVCILIĞA DERHAL İNTİKAL ETTİRMELİ”
Güvenlik Müdürü/ Koordinatörü Fikret Günen’nin güvenlik personeline
gönderdiği mesajda ‘kadın öğrencilere yönelik şikayetlerin
arttığını, hiçbir bayan öğrenciyle gel çay iç, kahve iç,
nerelerdesin, numaranı verir misin? ve sosyal medyada istek
gönderimi yapılmasın’ mesajları tüm güvenlik emekçilerini de zan
altında bırakmaktadır. Güvenlik personeli ise bu durumdan
rahatsızlık duymaktadır. Suçlu kim veya kimlerse
cezalandırılmalıdır. Ortada bir taciz olayı varsa, üniversite
yönetimi bu konuda gerekli soruşturmayı ivedilikle açmalı, açtıysa
da üniversite yönetimine bu durumu kolluk kuvvetlerine ve savcılığa
derhal intikal ettirmelidir. GTÜ Öğrencilerinin geçtiğimiz günlerde
yaptığı yürüyüş ve açıklamada ifade ettikleri ‘taciz olayının’
kampüste yaşanıyor olması ise bu konuda güvenlik müdürünün ‘öğrenci
ailelerine çocuklarının kendisine emanet edildiğini söyleyen ancak
gönderdiği mesajla sözünün gerçeği yansıtmadığını’ ayrıca
göstermektedir.
“TACİZCİYİ KORUMA YOLUNA GİDİLİYOR”
Çünkü doğrudan suçlu olanı değil, tüm güvenlik emekçilerini töhmet
altına bırakarak mesaj göndermesi kabul edilemez. Bugün burada
haksız yere töhmet altına bırakılan güvenlik emekçilerinin
haklarını savunmak içinde bulunuyoruz. Üniversite yönetiminin bu
konuda bir soruşturma açıp açmadığını da kamuoyuna ve tüm
öğrencilerine duyurması beklenmektedir. ‘Kol kırılsın, yen içinde
kalsın!’ anlayışına sığınmayacağını düşündüğümüz üniversite
yönetiminin kadın öğrencilerin daha önce de şimdilerde kampüse
alınmayan bir öğretim elemanı tarafından istismar edildiği,
üniversite yaz okulu ihalesini alan kişinin kampüste kadın
öğrencilere laf atarak taciz ettiği halde, düzenlenen tutanağı
kadın öğrenciyi bir şekilde ikna ederek ‘tacizciyi koruma yoluna
gitmesi’ ise kabul edilemez olduğunu tüm kamuoyuna duyuruyoruz.
“AKP KADIN CİNAYETLERİNİ ÖNLEMİYOR”
Bu kişinin siyasi bağlantısı ve arkasının güçlü olduğu ve bu
nedenle bu olaya rağmen tekrar ihaleye girerek; yaz okulunu
alabildiği bir kurumda kadın öğrencileri kim koruyacaktır? diye de
soruyoruz. Ülkeyi bu hale getiren iktidar partisinin birörneğini
kampüsümüzde de yaşamak istemiyoruz! AKP Kadın cinayetlerini
önlemiyor; bari GTÜ kamusal görevini yerine getirerek
üniversitedeki tacizleri önlesin! Kadınlar kendilerini korurlar,
siz kadınlara engel olmayın yeter, diyoruz” dedi. Basın
açıklamasının ardından grup olaysız bir şekilde dağıldı. Gebze
Kadın Platformu üyeleri Gebze Teknik Üniversitesi öğrencilerinin
yaptıkları açıklamaya da destek verdiklerini ifade ettiler.