Körfez'deki kazada ölen oğlu için hukuk mücadelesi başlattı: "Bitmeyen bir acım var"
Kocaeli'nin Körfez ilçesinde, 25 yaşındaki genç, iş yerinde yetkisiz olarak arızalı vinç yüklü kamyonu tamire götürdüğü sırada uçuruma yuvarlanarak hayatını kaybetmişti. Olayın ardından anne Emel Karagöz, "Metehan olmasaydı, bugün bir başka çalışanın annesi mezar başındaydı" diyerek hukuk mücadelesi başlattı. Savcılığın "kovuşturmaya yer yok" kararına itiraz eden anne, dava açtı.
Olay, 29 Ocak 2024'te Hacı Osman Mahallesi Nihal Atsız Sokak'ta meydana geldi. Bir çocuk babası 25 yaşındaki Metehan Şahin, arızalı vinç yüklü kamyonu tamire götürmek için yola çıktı. Araç, seyir halindeyken sürücüsünün kontrolünden çıkarak yaklaşık 30 metrelik uçuruma yuvarlandı. Kazanın şiddetiyle kamyon paramparça oldu, Metehan Şahin ise araçta sıkıştı. Sağlık ekiplerince yapılan ilk müdahalesinde Şahin'in hayatını kaybettiği tespit edildi. Metehan Şahin'in cansız bedeni, itfaiye ekiplerinin uzun uğraşları neticesinde bulunduğu yerden çıkarıldı. Gencin olaydan bir hafta önce depo sorumlusu olarak işe başladığı öğrenildi.
Bilirkişi raporu: Araç asla trafiğe
çıkmamalıydı
Kazanın ardından yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan bilirkişi
raporu, kazaya karışan aracın çok eski, bakımsız ve trafiğe çıkmaya
elverişsiz olduğunu ortaya koydu. Raporda, kamyonun lastiklerinin
dişlerinin aşındığı, tellerinin çıktığı ve kullanılamayacak kadar
yıprandığı belirtildi. Lastiklerdeki bu aşınmanın kazadan önce
gerçekleşmiş olduğu, kazaya yol açan en önemli faktörün aracın kötü
mekanik durumu olduğu vurgulandı. Ayrıca, aracın vinç yükü
nedeniyle daha fazla hasar aldığı ve frenlerinin ısınarak yola
tutunma kabiliyetini kaybettiği açıklandı. Raporda, Şahin'in ağır
tonajlı araçların inmemesi gereken bir yolda uyarı levhasını
dikkate almadığıda belirtildi. Bilirkişiler, Metehan Şahin'i
trafiğe çıkamayacak durumda olan aracı kullanarak asli kusurlu
buldu.
İş arkadaşı "Ben üşümeyeyim diye o kullandı"
dedi
Hayatını yitiren Metehan Şahin'in daha önceden de tanıdığı ve kaza
haftasında iş yerinde birlikte çalışmaya başladığı iş arkadaşı
Orkun T. ise ifadesinde, "Metehan yaklaşık bir hafta önce işe
başladı. Bu işletme iki yıldır vinç operatörüyüm. B.S.'ya ait vinç
hidrolik pompası arızalı olan vinci almaya birlikte gittik. Gölcük
Sanayi'ye götürecektik. Kendisi gelmek istedi, kıramadım. Vinci
kullanması gereken operatör yoktu. Söylenmeye başladım. Bir yandan
da nasıl götüreceğimizi konuşuyorduk. Mide ameliyatı geçirdiğim
için soğukta kalmamam gerekiyordu, 'Sen üşüme abi, ben kullanırım'
dedi. Metehan da kendisi vinci almak istedi, bana da geldiğimiz
araçla onu takip etmemi söyledi. Saat geç olmuştu, geç kalmak
istemedik. Yola çıktık. Dörtlüleri yaktık. Ben arkadan diğer araçla
takip ediyordum. 30 kilometre hızla falan gidiyorduk. Hızlanmaya
başladı ve virajı aldığımızda gözden kayboldu. Yolu kontrol ederken
soldaki bariyerlerin yıkık olduğunu gördüm. Aşağı yuvarlanmıştı ve
aracın içinde sıkışmıştı. Seslendim ama cevap alamadım.
Çevredekilerden yardım istedim. Ehliyetsiz olduğunu bilmiyordum.
Aracın frenlerini de binmeden kontrol etmişti. Yaşananlardan dolayı
üzgünüm" dedi.
Savcılık "Kovuşturmaya yer yok" dedi, anne dava
açtı
Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı, kazayla ilgili başlattığı
soruşturmayı tamamladı. Kaza tespit tutanağı, otopsi raporu ve
bilirkişilerin araca ilişkin incelemeleri ve takograf hareketlerini
içeren raporları doğrultusunda savcılık; kazada hayatını kaybeden
Metehan Şahin'in trafiğe çıkamaz bir araçla trafiğe çıkmasından
dolayı asli kusurlu buldu ve kovuşturma yapılmasına yer olmadığına
dair hüküm verdi. Kararda; sürücü Şahin'in trafik levhalarına
uymadığı, araçtaki takografın iki yıldır pasif olduğu ve Metehan
Şahin'in ölümünde kimseye atfedilecek herhangi bir kusur
bulunmadığına yer verildi. Kararı öğrendikten sonra anne Emel
Karagöz yaşanan kazanın iş cinayeti olduğunu, oğlunun o gün orada
bulunmasına ve o aracı kullanmasına izin verilmemesi gerektiğini
belirterek, karara itiraz etti ve dava açtı.
"Oğlum depo işçisi olarak başlamıştı. Neden izin
verdiler"
Anne Emel Karagöz, "Metehan işe alındığında depoda görevli
olacaktı. Metehan o gün zaten görev alanının dışında. Yanında Orkun
varmış. Başka bir insanın kullanması gerekiyormuş. O da orada
değilmiş. Orkun da midesinden daha önce ameliyat olmuş. Metehan
'Rahatsız olduğun için aracı ben kullanayım' demiş. Metehan önde,
Orkun arkadan başka bir araçla gidiyormuş. Orkun, 'Metehan bir anda
kayboldu. Baktığımda Metehan aşağıdaydı, uçurumdaydı' dedi.
Bilirkişi raporları şu anda elimde. Raporlara göre; lastiklerin
tamamen bittiği, arabada çok kusur olduğu ve tamamen trafikten men
olduğu görünüyor. Metehan cevap veremediği için aracı alıp gittiği
söyleniyor. Metehan aracı alıp gittiyse neden şikayet edilmedi?
Orkun 2 senedir orada çalışıyormuş. Orkun neden izin verdi? Zaten o
aracın da normal şekilde gitme şansı yok. Kim kullansa aynı şeyi
yaşayacaktı. Trafikten men bir aracın vinçle götürülmesi gerekiyor.
Şoförlüğü yok. Metehan'ın ehliyeti yok. Metehan'ı zaten depocu
olarak işe aldılar" dedi.
"Tek kusurlu benim çocuğum mu, adalet
istiyorum"
"Hep o anı yaşıyorum" diyen Karagöz, "Nereden başlayacağım
bilmiyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bilmiyorum yani o kadar
berbat bir durumdayım. Tek kusurlu benim çocuğum mu? Orada aracı
kullanması gereken Orkun'du, ona izin veren de Orkun'du. 2 senedir
orada çalışıyor. Zaten iş güvenliğinde ehliyeti olmayan bir insana
araba verilmiyor. Dışarda da verilmiyor. Ben adalet istiyorum.
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim ben. Bilirkişi raporlarında
Metehan'ı suçlu bulmuşlar. Sadece ufacık çocuğu olan, ona bakmak
zorunda olan insan. Metehan şu an cevap veremiyor. Keşke olsaydı da
cevap verseydi. Sadece Orkun'un sözleriyle yola çıkıyoruz. Orkun
istediği gibi ifade verebiliyor çünkü yaşıyor. Ama Metehan
yaşamıyor. Ben bugün işyerinde hasta oluyorum, hastaneye gidebilmek
için elime evrak tutuşturuyorlar. Benim çocuğum depocu, depoda
çalışıyor. Ama onu istedikleri yere alıp götürüyorlar. Patronu bir
gün olsun kapıyı çalmadı. Umursamadı. Metehan umursanmayan bir
çocuk haline geldi. Adalete başvurdum. Ben adalet istiyorum. Kimse,
hiçbir anne yanmasın diye" şeklinde konuştu.
"Bitmeyen bir acım var"
Oğlu Metehan'ın mezarını her gün ziyaret etmekten başka hiçbir şey
yapamadığını belirten ve adalet istediğini haykıran anne Emel
Karagöz, "Metehan'ı kaybettiğimde 25 yaşındaydı. Beni evlatsız
bıraktılar. Oğlunu da babasız bıraktılar. Sadece bir iş yerinin
ihmalkarlığı yüzünden. Ben istiyorum ki başka anneler de bu acıları
çekmesin. Evlatlarının evlerine oturmaya gitsin, her gün
mezarlığına gelmesin. Her gün gelip konuşuyorum ama cevap
bulamıyorum. Oğlum bana hep 'Anne nerde olursam olayım ara, hemen
geleceğim' derdi. Her gün o telefonu eline alıyorsun; arasan da,
mesaj yazsan da cevap yok. Buraya geliyorsun, burada da cevap
alamıyorsun. Ne olur, ben adalet istiyorum. Bilirkişi Metehan'ı
suçlu görmüş. Ben iyi biliyorum ki Metehan suçsuz. Sadece çocuğuna
bakmaya çalışan babaydı. Ne olur, cezalandırılsınlar. Metehan'ı
oraya gönderen de, Metehan'a o anahtarı veren de, herkes...
Trafikten men aracı kullanmak zorunda bırakıldı. Metehan olmasaydı,
bir başka çalışanın annesi bugün mezar başındaydı. Ben mezar
başında anne görmek istemiyorum. Annelerini ziyaret eden çocukları
olsun. Ne olur. Ben tek bunu istiyorum. Şu anda bitmeyen bir acım
var. Özlüyorum. Yapabilecek bir şeyim yok. Sadece buraya gelip
özlem gidermeye çalışıyorum. Ben yandım, kimse yanmasın"
ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA