Hipertansiyon göz, kalp, böbrek ve beyin gibi uç organları hedef alıyor
İç Hastalıkları (Dahiliye) Uzmanı Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen, hipertansiyon (Kan basıncı yüksekliği) hastalığına müdahale edilmediği takdirde göz, kalp, böbrek ve beyinde kalıcı hasar meydana gelebileceğini söyledi
Türkiye'de 18 yaşını geçmiş her 3 erişkinin 1'i, 50 yaş üstü her
2 erişkinden ise 1'inde görülen hipertansiyon, bir halk sağlığı
sorunu olarak dikkat çekiyor. Medicana Sağlık Grubu Doktorlarından
İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen,
hipertansiyonun hayat boyu mücadele gerektiren kronik bir hastalık
olduğuna dikkat çekerek, yaşam kalitesini arttıracak önemli
uyarılarda bulundu.
Hastaların doktora gelmeden önce bile tuz ve kilo kontrolü yapması
gerektiğine vurgu yapan Medicana International Samsun Hastanesi İç
Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen,
“Hipertansiyon bizim için ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Dünya
için de bir global yük. Kısa zamanda hipertansiyonla ilgili 2 ayrı
kılavuz yayımlandı. Bunlardan özellikle belirtilen, hipertansiyon
erken dönemlerde semptom vermeyen bir hastalık olduğu için hekim
kontrolünde takibi gerektiren bir hastalık. Hastaların
hipertansiyon yönetimi için yaşam tarzı değişikliği her şeyden
önemli. Tuz kısıtlaması yapmak, kilo kontrolü sağlamak
hipertansiyon yönetimi için elimizi çok güçlendiren yaşam tarzı
değişikliklerindendir. Hastalarımız, bize gelene kadar bile tuz
kısıtlamasına başlamalı ve kalori kısıtlaması yaparak kilo
kontrolünü sağlamalarını öneriyoruz. Biz de medikal tedavi ile bunu
destekliyoruz” dedi.
“18 yaş üstü her 3 kişiden 1'i, 50 yaş üstü her 2 kişiden 1'i
hipertansiyon hastası”
Bazı meslek gruplarında hipertansiyon riskinin yüksek olmasına
rağmen kan basıncı yüksekliğinin yaşa bağlı olarak artış
gösterdiğine değinen Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz Özen,
“Hipertansiyon, stresle de sıklığı artan bir hastalık. Daha stresli
meslek gruplarında daha fazla rastlandığını görüyoruz.
Hipertansiyon sıklığının arttığını mesleğe göre değil, yaşa bağlı
arttığını gözlemliyoruz. Türkiye'de şu anda 18 yaş üstü
erişkinlerde hipertansiyon sıklığı yüzde 30-35 arasında seyrediyor.
Bu da Türkiye'deki her 3 yetişkinden birinin hipertansiyon olduğu
anlamına geliyor. 50 yaş üstünde de her 2 yetişkinden biri
hipertansiyon hastası. Bazı stresli meslek gruplarında
hipertansiyonun biraz daha fazla olmasını bekliyoruz ama tüm toplum
için hipertansiyon global bir yük” diye konuştu.
“Göz, kalp, böbrek ve beyin gibi uç organları hedef alıyor”
Hipertansiyonun gerekli müdahale edilmediği takdirde uç organlara
kalıcı zarar verebileceğini ifade eden Doç. Dr. Düriye Sıla Karagöz
Özen, “Kan basıncının yüksek seyretmesi uç organ hasarları yapıyor.
Gözde, beyinde, böbrekte ve kalpte hipertansiyona bağlı organ
hasarları meydana gelebiliyor. Gözde görme bozukluğu ve kalıcı
körlük, beyinde damar tıkanıklığına bağlı inme, kalpte duvar
kalınlaşması, böbrekte ise böbrek yetmezliğine neden olabiliyor.
Kan basıncı kontrolünü ne kadar erken sağlamaya başlarsak uç organ
hasarlarını da o kadar erken önlemiş oluyoruz. Çalışmalar gösterdi
ki uzun süre tanı konmamış hipertansiyon hastalarında bir süre
sonra kan basıncı normale düşürülse bile risk kalıcı olabiliyor. O
nedenle hastalara önce yaşam tarzı değişikliği yani sigaranın
bırakılması, günlük tuz tüketiminin 5 gramın altına düşürülmesi,
Akdeniz diyet tipi olan sebze ve meyvelerden zengin tam
tahıllardan, tohumlardan zengin, yağı azaltılmış süt ürünlerini
içeren ve doymamış yağ ürünlerini içeren bir beslenme gibi yeni
alışkanlıklar öneriyoruz. Bunlarla birlikte haftada en az 150
dakika orta derecede aerobik egzersiz yapılmasını tavsiye ediyoruz.
Bunlar yüzme, yürüyüş, zumba, bisiklet ve tenis olabilir. 3 güne
bölünerek bunlar yapılabilir. Alkol kullanımının kesilmesini
öneriyoruz. Bu yaşam tarzı değişiklikleri her şeyden önemlidir”
şeklinde konuştu.
“Kötü alışkanlıklar hastalığın tekrar nüksetmesine neden olur”
Yaşam tarzını değiştirip hipertansiyonu dengeleyen hastaların kötü
alışkanlıklara döndüğünde hastalığı da davet ettiğini dile getiren
Doç. Dr. Özen, “Tüm metabolik hastalıklar ve hipertansiyon için
yaşam tarzı değişikliğinin ömür boyu devam ettirilmesi çok
önemlidir. Yaşam tarzı değişikliği ve kilo kontrolüyle, sigarayı
bırakmayla, tuz kısıtlamasıyla, medikal tedaviyle desteklenerek
hipertansiyonu ideal hale getirebiliriz. Bazı hastalarda ilaçları
dahi kesebiliriz. Buna doktor karar verecektir. Ancak
hipertansiyonu kontrol altına aldıktan sonra eski kötü
alışkanlıkları tekrar yapmaya başladığınızda hipertansiyon geri
gelir. Hipertansiyon kronik bir hastalıktır, ömür boyu takibi
gerekir. Kan basıncının hangi aralıkta olduğu, uç organ hasarı olup
olmadığı, ömür boyu hekim tarafından takip edilmelidir. Ayrıca kış
aylarında bu hastalık grubuna influenza, grip aşılarını mutlaka
öneriyoruz. 65 yaş üstü hastalar da zatürre aşılarını takip
etmelidir” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA