Emek ve Demokrasi Güçleri 12 Eylül’ü protesto etti

12 Eylül 1980 askeri darbesinin yıldönümü vesilesiyle Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından yapılan açıklamada, “12 Eylül faşist askeri darbesinin ülkeye yaşattıkları, yarattığı koşullar ile günümüzde AKP yönetimindeki iktidar blokunun halkımıza dayattığı düzen arasında benzerlikler bulmamız mümkündür” denildi.

Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından 12 Eylül 1980 askeri darbenin yıldönümü vesilesiyle basın açıklaması gerçekleştirildi. Gebze Kent Meydanı’nda gerçekleşen basın açıklamasını Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri adına Eğitim-Sen Kocaeli 2Nolu Şubesi Eğitim ve Öğretim Sekreteri Hatice Oral yaparak, “12 Eylül 1980 faşist askeri darbesinin yıldönümünde yine siyasilerden darbe karşıtı söylevler dinleyeceğiz. Demokrasi adına kimseye söz bırakmayan sermaye politikacıları darbeleri kınarken askeri vesayete son vermekle övünürler. Oysa emekçilere, halklara ve özgürlüklere karşı yapılmış darbelerin siyasi mirasçıları olarak düzenin devamında rol oynamaya devam ederler, askeri bürokrasiyi yanlarına alarak siyasi rakiplerini alt etmeye girişirler.

“ASKERİ CUNTA İŞ BAŞINA GEÇMİŞTİR”
12 Eylül faşist askeri darbesinin ülkeye yaşattıkları, yarattığı koşullar ile günümüzde AKP yönetimindeki iktidar blokunun halkımıza dayattığı düzen arasında benzerlikler bulmamız mümkündür. 12 Eylül ‘kardeş kavgasına son verme’ adı altında sermaye egemenliğinin yönetim krizini çözmek ve işçi sınıfına, halklara ekonomik siyasi saldırı programını hayata geçirmek üzere askeri cunta iş başına geçmiştir. Darbeciler ülkeye yüzleri gülen bir sermaye sınıfı, örgütsüz bırakılmış ve ezilmiş emekçi halklar, ülkeyi dikensiz gül bahçesi kıvamında yönetecekleri bir yasaklar anayasası ‘armağan’ etmiştir. 12 Eylül yetiştirmesi günümüz siyasetçileri yeniden ‘sivil anayasa yapma’ sözlerini ağızlarından düşürmüyor. Tıpkı yıllardır ettikleri ‘enflasyonu tek haneye düşürme’ sözleri gibi.

“SÖZDE DARBE GİRİŞİMİ ÇIKARTMAYA ÇALIŞIYOR”
Bugünün tek adam rejiminin mimarı; bir darbe girişiminden OHAL koşullarında referandum ile meşruiyeti tartışılır bir anayasa değişikliği ile halka karşı darbe yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, güvenlik-beka söylemini eksik etmeksizin saldırı ve kriz politikalarını halka dayatarak ayakta kalmaya çalışıyor. Hayli sıkışmış iktidar, halk tepkisi ayyuka çıkmışken, kutuplaşma ve kriz siyasetinden medet umarak geçmişte orduyu darbe yapmak üzere göreve çağıran MHP gibi ortaklarının işaretiyle kılıçlı yemin eden teğmenlerden sözde darbe girişimi çıkartmaya çalışıyor. Ordu iktidar klikleri arasındaki kavgalardan ve halkın hoşnutsuzluğundan etkilense de esas niteliği sermaye sınıfının egemenliğindeki devlet hizmetinde, bir NATO gücü olarak iktidar siyasetinin ve programının arkasında, şiddetli savunucusu konumundadır

.

“YALAN SÖYLEYENLERİN DEVRİ DE BİTECEKTİR”
Nitekim nerede ekmeği ve hakları için direnen bir işçi emekçi; emeği ve ürettiklerinin karşılığını talep eden üretici; çevre ve yaşam hakları için direnen köylü varsa karşılarında yağmacı ve soyguncu, halkı aşağılayan, vergi hırsızları holdinglerin çıkarlarını koruyan bir asker gücü olmaktadır. 12 Eylül darbecilerinin yürüttüğü program ve siyasetin bunalttığı emekçiler sonunda ayağa kalktılar ve yasakları tanımadılar, hak mücadelesine giriştiler, iktidar devirdiler, ‘zenginleri sevenlerin’ dönemini kapattılar. Toplumlar mücadelesi dünyada ve ülkemizde de farklı olmayacaktır. Halkı her gün darbe yaparcasına yönetenler, her geçen gün daha da yoksullaştıranlar, yokluk ve yasaklar dönemi kapandı diyerek yalan söyleyenlerin devri de bitecektir. İşte o zaman gerçek demokrasi, gerçek bağımsızlık, gerçek halk yönetiminin yolları da açılacak, darbecilerin devrine işçiler, emekçiler, ezilen halklar son verecektir” dedi.

SON DAKİKA HABERLERİ
Sonraki Haber